CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yalnızca Ensar Vakfı değil, Birlik Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti ile de protokoller imzaladığını gündeme getirdi. MEB’in Ensar Vakfı’nın yanı sıra başka vakıflar aracılığıyla yeni nesli ideolojik olarak şekillendirme çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Karabıyık, “Gelecek günlerde yeni protokollerle karşılaşabiliriz” uyarısında bulundu.

CHP’li vekil, “MEB Temmuz ayında yaptığı protokollerle İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı ve Birlik Vakfı’nın eğitim alanına girmesine neden olmuştur. Protokoller incelendiğinde vakıfların istedikleri gibi eğitim alanlarında faaliyet yapabileceği görülmektedir. Özellikle Ensar Vakfı tarafından hazırlanacak yeni öğretim programlarının da kurumlarda uygulanabilmesine imkan tanınması MEB’in iradesinin teslimi anlamına gelmektedir.” dedi.
[old_news_related_template title="CHP'li Balbay'dan Ensar Vakfı tepkisi: FETÖ'nün yerini ENTÖ alırsa..." desc="CHP İzmir Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesi Mustafa Ali Balbay Milli Eğitim Bakanlığı ile Ensar Vakfı arasında imzalanan protokolü Meclis gündemine taşıdı. Balbay, 'Aynı hatayı iki kez yapan hiç de iyi sözlerde anılmaz. Ensar Vakfı olağanüstü güç elde ettikten sonra güç zehirlenmesi yaşarsa, FETÖ'nün yerini ENTÖ alırsa bunun hesabı nasıl verilecek? O zaman da Rabbim bizi affetsin mi diyeceksiniz' diye sordu." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/08/web8801.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/chpli-balbaydan-ensar-vakfi-tepkisi-fetonun-yerini-ento-alirsa-1957035/"]
Lale Karabıyık, MEB ile vakıflar arasında çeşitli eğitim, seminer ve sosyal etkinlikler düzenlenmesine dair imzalanan iş birliği protokolleriyle ilgili bilinmeyen gerçekleri, yaptığı basın açıklaması ile gözler önüne serdi.

İşte Vakıflarla Yapılan Protokollerin Ayrıntıda Gizli Gerçekleri!

Ensar Vakfı, Birlik Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti ile yapılan üç protokolü de incelediklerini ifade eden Lale Karabıyık, “Biz, yaptığımız incelemelerde protokolün ayrıntılarında gizli olan büyük teslimiyeti ve ortaya çıkan riskin korkunç boyutlarını fark ettik.”

Yapılan protokol ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın görev, yetki ve iradesinin önemli bir bölümünü vakıflara devrettiğini söyleyen Karabıyık, Ensar Vakfı ile imzalanan beş yıllık protokolün süre sonunda yenilenmemesi halinde bir 5 yıl daha devam edeceğini hatırlattı. Bu üç vakıf ile yapılan protokoller çerçevesinde yaygın eğitim kurumlarındaki kursiyer ve eğiticiler ile örgün eğitimdeki öğrenci ve öğretmenlere yönelik sosyal, sanatsal, kültürel, sportif, bilimsel teknolojik etkinlikler ile ilgili seminer ve proje çalışmaları yarışmalar ile mesleki ve teknik kurslar düzenleyebileceğine dikkat çekti.

MEB’in Birlik Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti ile yaptığı ve birbirinin kopyası niteliğinde olan bu protokoller dışında eğitim alanında ortak projeler geliştirip uygulayabileceğini ve protokollere eklenen yetki ile Birlik Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nin eğitim alanında her türlü faaliyet yapmasının sağlandığını kaydeden Karabıyık, “MEB, Birlik Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti’nin eğitim alanında her türlü proje yapabilmesine imkan tanımaktadır; ayrıca iradesinin ve yetkisinin bir bölümünü vakıflara devretmektedir. Bu protokol dışında yapılacak projelerin, bu protokole eklenmesi düşündürücüdür. MEB yapılan protokolü ilgilendirmeyen 11. Maddesindeki “Protokol tarafları, bu protokol dışında ortak projeler geliştirip uygulayabilir” ifadesi ile vakıfların faaliyet alanını genişletmiştir. İktidar vakıfları geleceği şekillendirme aracı olarak kullanıyor” sözleriyle protokole sert tepki gösterdi.

Bu yetkiler görülmüş şey değil!

Vakıflara bu yetkilerin verildiği protokollerin kabul edilemez olduğunu belirten Karabıyık, “Kaldı ki, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti ve Birlik Vakfı’nın yönetimindeki kişiler ve bu protokole taraf olanlar bu liyakat açısından ne kadar uygunlar?” diye sordu.

Protokoller kapsamında açılacak kurslara Halk Eğitim Müdürlüklerinde görevli öğretmenler, uzmanlar veya usta öğreticiler görevlendirileceğini ve açılacak kursların her türlü organizasyonunun Halk Eğitim Müdürlükleri tarafından yapılacağını açıklayan Karabıyık, “Halk Eğitim Müdürlükleri, protokol kapsamında yapılacak gezi, kamp, eğitim, yarışma gibi etkinliklere katılımın sağlanmasında Ensar Vakfı’na yardımcı olacak ve vakıf isterse, eğitimleri kendisi tarafından belirlenen mekanlarda yapabilecek. E-yaygın sistemde yer almayan, Ensar Vakfı tarafından hazırlanacak yeni öğretim programlarının da kurumlarda uygulanabilmesine imkan tanınacak. Birlik Vakfı ve İlim Yayma Cemiyeti ile yapılan protokol kapsamında yapılacak eğitimler de öncelikle Vakfa bağlı merkezlerde gerçekleştirilecek, eğitimlerin Vakfa bağlı merkezlerde gerçekleştirilememesi halinde MEB tarafından belirlenen mekanlarda yapılacak. Vakıflara bu denli bir yetki devri görülmüş şey değil!” dedi.

Değerler Eğitimini müfredata İlim Yayma Cemiyeti’nin dahil ettiğini ve bu eğitimin sadece siyasi şekillendirme amaçlı kullanıldığı uyarısını defalarca yaptıklarını da söyleyen Karabıyık, “Değerler Eğitimi adı altında eğitim, yalnızca ilköğretim, ortaöğretim ve lisede değil Kredi Yurtlar Kurumu’nda da verilmektedir. Ne yazık ki, bu kademelerin hiçbirinde Değerler Eğitimi adı altında Atatürk kelimesi bile geçmemektedir. ” açıklamasında bulundu.

Vakıflara neden ihtiyaç duyulmaktadır?

Ayrıca protokole göre tüm planlama ve organizasyon MEB’e ait olmasına rağmen yapılacak gezi, kamp, kitap okuma yarışması gibi etkinliklerin vakıf tarafından düzenleneceğini ifade eden Karabıyık, “Planlama ve organizasyon Bakanlığa ait iken, gezi, kamp, kitap okuma yarışması, sportif faaliyet için vakıflara neden ihtiyaç duyulmaktadır?” diye sordu.

Vakıfların bu protokol ile okullarda daha etkin olacağı uyarısında bulunan Karabıyık, Ensar Vakfı ile ortaklaşa belirlenen kulüplerin liselerde kurulmasını doğru bulmadıklarını da dile getirdi ve ekledi: “Vakıf hangi yeterliliği ile bu yetkiyi almaktadır?”

Ensar’ın isteği olmadan protokol sonlandırılamayacak! Ensar Vakfı’nın ayrıcalığı ne?

MEB’in önceki protokollerinde ve Birlik Vakfı ile yaptığı benzer protokolde tek taraflı fesih yetkisi almasına rağmen bu iki protokolün tarafların uzlaşmaları ile sonlandırılabileceğine, yani Ensar Vakfı’nın ve İlim Yayma Cemiyeti’nin isteği olmadan protokol sonlandırılamayacağına dikkat çeken Karabıyık, “Ensar Vakfı ile yapılan protokol ilk 5 yıldan sonra yenilenmediği takdirde beş yıl daha devam edecek. MEB, Protokolü Ensar Vakfı’nın mutabakatı olmadan sonlandıramayacak. Ayrıca bundan beş yıl önce vergi muafiyeti hakkı tanınan Ensar Vakfı’na, vakıftan gelen öğretmen ve eğiticilerin ücreti bakanlık tarafından ödenecek. Ensar’ın ayrıcalığı ne?” diye sordu.

Basın açıklamasıyla protokol içeriğinde öne çıkan maddelere dikkat çeken CHP’li Vekil, “Farklı şehirlerdeki üç şubesinde mahkûmiyetle sonuçlanan çocuk tacizlerinin gerçekleştiği bir vakfa bu ayrıcalıkların tanınmasının izahı yok, artık bu kadarı da fazla!” sözleriyle tepki gösterdi.