iPhone 7 Plus almak için bir günlük New York yolculuğu

iPhone 7 Plus için New York yollarına düştüm. Apple'ın geçtiğimiz günlerde Türkiye'deki iPhone fiyatlarına yaklaşık yüzde 18 zam yaptı. Böylece en pahalı iPhone olan 256 GB'lik 7 Plus'un fiyatı 5449 liraya kadar yükseldi. ABD'de ise aynı telefon Apple Store göre 969 dolara (gittiğimiz tarihte 3.80 dolar/TL seviyesinden hesaplarsak 3682 TL) satılıyor diye biliyordum. Aradaki farkın üzerinde 400 - 500 TL koyarsak telefonu alabilirmiyim diye düşünüp  20 Ocak cuma günü kendimi uçak bileti ararken buldum.



Bileti bulmuştum, 21 Ocak sabah 7.15'te kalkacak uçağım, Paris'te 5 saat aktarma süresi olarak toplam 15 saat sonra Newark havalimanına (ABD saati ile 16.45) varmış olacaktım. Dönüş ise New York'un diğer havalimanı John F. Kennedy'den saat 21.30 da kalkıyordu. Bu bilete tam 421 euro (Aldığımda euro/TL 4.06 seviyesindeydi yani 1710 TL = 450 dolar) ödedim. ABD vizem vardı. Birkaç ay önce gitmek için almıştım ancak iş yoğunluğundan gidememiştim. Kısmet iPhone almak için oldu.



Yeşilköy'deki Atatürk Havalimanı'na ulaşım parası vermemek için Yeşilköy'de oturan iş arkadaşım Can Mumay'da kaldım. Kendisi hem bana kahvaltı hazırladı hem de havalimanına bıraktı sağolsun. Air France'a ait uçakla yola koyuldum. Uçakta patatesli omlet ve salatadan oluşan bir kahvaltı verdiler.



Bir kaç saat sonra Paris Charles De Gaulle havalimanına vardım. Burası çok büyük bir havalimanı. Düşünün diğer uçağa binmek için sadece transit yolcu bölümünde çalışan birkaç duraklık bir trenle seyahat ettim. Güvenlik araması ve 5 saatlik beklemenin ardından kötü bir sürprizle karşılaştım. Uçağa binmeden önce Fransız güvenlik görevlileri beni tekrar aramak istediklerini söylediler. Çantamı boşalttırdılar. Ellerimden, ayakkabımdan ve çantamdan numune alıp gitmeme izin verdiler.



Delta Havayolları'na ait  bir uçakla Newark Havalmanı'nda doğru hareket ettim. 7-8 saat süren uçuşta yemek olarak makarna ve salatadan oluşan menüyü tercih ettim. Uçuş sonuna doğru verdikleri sandviç ve çikolatayı ise akşam yemeği olarak yemek üzere sakladım. Böylece günü yemek parası vermeden atlatacaktım.



Uçak vaktinde New Jersey'deki Newark Havalimanı'na ulaştı. Polis memuru Pasaport kontrolü sırasında ne kadar kalacağımı sordu. 1 gün deyince "ABD'ye ilk defa geliyorsunuz ve sadece 1 gün mü kalacaksınız?" diye sordu evet dedim. Pasaportumu aldı ve "Lütfen benimle gelin" diyerek beni birçok kişinin olduğu bir bekleme salonuna götürdü. Yaklaşık 15 dakika sonra başka bir polis memuru onu takip etmemi istedi ve bir odaya götürdü.



Masaya oturmamı söyledi ve neden 1 günlüğüne geldiğimi sordu. Gazeteci olduğumu söyleyip Türkiye'den alınan iPhone fiyatının New York'a gelip bir gece kalıp iPhone almak için harcanan paraya yakın olduğunu ve bunu test ettiğimi söyledim. Telefonumu isteyip Facebook ve Instagram hesaplarımı açmamı istedi. Yüklediğim fotoğraflara bakıp hesaplarımın isimlerini not aldı. Bu durum gerçekten hoş olmadı ama saklayacak bir şeyim olmadığından gösterdim. Mail adresimi, telefonumu, iş yeri, ev ve kalacağım yerin adreslerini de not aldı.



Daha önce hiç Suriye'de, İran'da, Suudi Arabistan'da bulunup bulunmadığımı ve ABD'de hiç tanıdığım olup olmadığını sordu. En son gazetede yayımlanmış bir haberi görmek istedi. Bu ana kadar robot gibi olan polis memuru, ikna olup girişime onay verdi. Bu stres dolu dakikalar ile havalimanından çıkmam 2 saatimi aldı.



13 dolar harcayarak Newark Havalimanı'ndan Manhattan'daki Penn Station'a gittim. Burası kalacağım yere birkaç dakika mesafedeydi. Kalacağım yer Chelsea Interfaith Retreats adında tek yıldızlı bir yerdi. Ortak banyo ve tuvaleti bulunan otelde tek kişikik 2-3 metrekarelik odalarda uyunuyordu.



Rezervasyonumu yaptırdığım yerde 50 dolar ödemeyi beklerken bana ekstra vergiler dahil 68 dolarlık bir hesap çıkardılar. Daha ucuz bir yer yoktu. Birkaç hostel vardı ancak 10 kişi aynı odada kalmak gerekiyordu ve eşyalarım nedeniyle kalmak istemedim. En azından fiyata kahvaltı dahildi. Sadece otelin çevresini gezebildim. Çok yorgundum ve saat daha 10'da uyudum. Ertesi sabah erken kalktım. Güzel bir kahvaltı yapıp yola koyuldum.



Otelim 8. caddede, Apple Store ise 5. caddede idi. Öncesinde Trump Tower'in önünden geçtim. Binanın önündeki kaldırım bariyerlerle kapatılmıştı. Sadece kimlik göstererek ve çanta araması sonrası kaldırımdan geçişe izin vardı. Karşı kaldırımda da Trump karşıtları gösteri hazırlığı içerisindeydiler.



Sonunda ünlü Apple Store'a ulaştım. İçerisi bir hayli kalabalıktı. Bir görevli geldi kendisinden bir 256 GB'lik iPhone 7 Plus istediğimi söyledim. Bir dakika beklemenin ardından başka bir görevli telefonumu getirdi. Fiyatı sorduğumda beni kötü bir sürpriz daha bekliyordu...



Apple Store'dan yazan 969 dolar (3682 TL) olarak yazan fiyat bir anda 1055 (4009 TL) dolara çıkmıştı. Nedeni sordum ve vergi cevabını aldım. ABD'de etiketlere Türkiye'dekinin tersine vergisiz fiyatları yazılırmış. Ancak bu vergi her eyalette alınmazmış. Örneğin araba ile 2 saat uzaklıktaki Delaware'de telefonu 969 dolara alabilirmişim. Bu umulmadık vergi ile bütçeyi 86 dolar aştım.




Ödemeyi nakit bir şekilde görevliye yaptım. Apple Store'da örnek telefonların bulunduğu masalar aynı zamanda ödeme noktası olarak da kullanılıyordu. Masaların birinden para haznesi çıktı. Paramın üstünü aldım bir diğer hazne de fiş verdi. Ama dışarıdan bakıldığında bu hazneler görülmüyordu.



Telefonu aldıktan sonra hemen yakınlardaki Central Park'a gittim. Orada biraz vakit geçirdikten sonra yakınlardaki Tiffany Co. müchevhercisine vardım. Çiçeği burnunda First Lady Melania Trump'un, eski First Lady Michelle Obama'ya hediye aldığı ünlü müchevherci Tiffany Co., Trump Tower'in hemen yanında bulunuyordu. Burada içeride çekim yapmama izin vermediler ancak ben birkaç fotoğraf çekebildim.



5. cadde üzerinde yürürken Simit Sarayı ile karşılaştım. Tüm çalışanları Türk olan Simit Sarayı'nın Manhattan şubesi 2.5 yıldır hizmet veriyordu. İçeri girip bir merhaba dedim. Sağolsunlar bana bir sıcak çay ikram ettiler.



Öğleden sonra yağmur başlamıştı. Ben dönene kadar da yağdı. Sağanak derecesinde yağan yağmur, tüm planlarımı alt üst etti. Hemen yakınlarda bulunan New York'un simge binalarından Empire State binasına çıkmayı planlıyordum ancak fırtınalı günlerde çıkışlara izin verilmiyormuş. 102 katlı bina, yapıldığı 1931 yılından, World Trade Center'ın açıldığı 1972 yılına kadar dünyanın en yüksek binasıydı.



Karnım çok acıkmıştı. Bir pizacıda 2 dilim piza ve 1 koladan oluşan menüye 5.5 dolar verdim. Neyseki dilimler çok büyüktü ve bu yemek beni uçağa kadar tuttu. Bir süre yağmurun dinmesini bekledim çünkü çantamdaki kamera laptop ve telefonun ıslanmasını istemiyordum.



Bir süre sonra yola çıktım. Ünlü Broadway caddesi üzerinden Times Meydanına doğru yürüdüm. 5 gibi hava kararmıştı. Yağmur nedeniyle gezmek istediğim hiçbir yeri gezememiştim. Uçağım 9.30'da olmasına karşın kötü sürprizlerle karşılaşmamak için  erkenden John F. Kennedy havalimanına gelme kararı aldım.



İyiki de bu kararı almışım çünkü dönmeyi planladığım tren, pazar günleri yapılan bakım nedeniyle belli bir istasyona kadar gitti. Sonrasında tren değiştirmek zorunda kaldım. Hem vakit kaybettim hem de 12 dolar dönüş parası ödedim. Neyseki zamanında havalimanına varabildim. Oldukça stresli ve zorlu geçen New York seyahati sona ermişti. Yine Paris aktarmalı dönüyordum ancak bu sefer yolculuk 12 saat sürecekti.



Uçak biletine 450 dolar (421 euro, 1710 TL), telefona ABD (86 dolar, 327 TL) vergisi dahil 1055 dolar (4009 TL) ödedim. Telefonun vergisiz fiyatı 969 dolar (3682 TL). New York'ta ise ulaşım, yemek, otel toplamda 99,5 dolar (378 TL) harcadım. Ayrıca 15 TL yurtdışı çıkış harcı verdim. 150 TL telefonu pasaporta kaydettirme parasını da eklerseniz New York'tan 256 GB'lik iPhone 7 Plus almak bana toplamda 6262TL'ye mal oldu. Yani Türkiye'deki fiyattan fazla olarak 813 TL ödemiş oldum.



ABD'deki beklenmedik 86 dolarlık (327 TL) vergi olmasaydı sadece 471 TL ödeyecektik. Daha önce de belirttiğim gibi ABD'de bu verginin alınmadığı eyaletler mevcut. Örneğin New York'a 2 saat uzaklıktaki Delaware'den (ya da başka eyaletlerden de) telefonu vergisiz fiyatına alabilirsiniz. Ayrıca biz uçak bileti ve oteli yolculuktan bir gün önce ayarladık. Günler hatta aylar öncesinden çok daha ucuza bilet ve otel bulabilirsiniz. Eğer iki telefon alırsanız fazlasıyla da kârdasınız.



New York'u çok gezemedim ancak bir daha geleceğime ve bu sefer daha uzun kalacağıma eminim. Ancak umarım bir dahaki sefere girişte yine beni sorguya çekmezler. Üstelik 55 saat süre dilimi içinde bir sürede İstanbul'dan New York'a gidip geri dönmek beni çok yordu. Askerde bile bu kadar yorulduğumu hatırlamıyorum.