Türkiye’nin enerji çeşitliliğini artırmak ve dışa olan bağımlılığını azaltmak amacıyla oluşturulan stratejik planlarda, rüzgar ve güneş enerjilerinde hedefler tutmuyor. 4 yıllık bir dönemi kapsayan 2015-2019 Stratejik Planı’nda yol yarılanmasına rağmen, bu iki önemli enerji kaynağında geri kalınması dikkat çekiyor.

Oluşturulan plana göre 2015, 2017 ve 2019 yıllarında rüzgar enerjisinde sırasıyla 5 bin 600, 9 bin 500 ve 10 bin MW kurulu güce ulaşılması  hedefleniyor. Ancak 2017 Şubat ayı verilerine göre rüzgarda kurulu güç 5 bin 882 MW olarak gerçekleşti. Verilere göre rüzgar enerjisinde 2015  hedeflerine ancak bu yılın başında ulaşılmış durumda. Güneş enerjisinde de benzer bir tablo bulunuyor. Yine aynı plana göre 2015, 2017 ve 2019 yıllarında güneş enerjisinde sırasıyla 300, 1.800 ve 3 bin MW kurulu güce ulaşılması planlanıyordu. Şubat 2017 verilerine göre güneş enerjisi kurulu gücü 898 MW. Bu yılın hedeflerinin tutması için güneşte 2 kat yatırımın hayata geçmesi gerekiyor.


BÜROKRASİ ENGEL OLUYOR


Yenilenebilir enerjide rüzgar ve güneş enerjilerinde hedefler tutmazken, akarsudan üretilen hidrolik enerjide ise istenilen seviyeye gelindi. Hidrolik enerjide 2017 hedefi 27 bin 700 MW olarak belirlendi. Bu yılın şubat ayı verilerine göre hidrolikte kurulu güç 26.780 MW’a ulaştı. Rüzgar enerjisi yatırımcıları, özellikle bürokratik engellerin sektörün ilerlemesine engel olduğunu dile getiriyorlar.

PROJELERDE YARI YARIYA DÜŞÜŞ VAR


Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar, şu anda 3 bin 200 MW lisanslı rüzgâr enerjisi projesinin beklemede olduğunu söyledi. Ataseven, “Bunlardan yaklaşık 828 MW’ı inşa halinde devam ediyor. 2016 Ocak ayı ile 2017 Ocak aylarını karşılaştırdığınızda inşa halinde rüzgâr santrallerinin yarı yarıya düştüğünü görüyorsunuz. Bu, şu anlama geliyor. 2017’de devreye girecek santrallerde yarı yarıya düşüş olacak. 2016’da yaklaşık 1.400 MW rüzgar santrali işletmeye alındı. Fakat 2017’de bunun 700 MW civarlarında olacağını öngörüyoruz” dedi.