Gazetemizin avukatı Celal Ülgen, SÖZCÜ soruşturması için görevlendirilen bilirkişinin hazırladığı raporu değerlendirirken, şu çarpıcı açıklamalarda bulundu:

Bilirkişilerin CMK 69/1 maddesi kapsamında yargıcın reddi ve çekinmesine ilişkin prosedüre bağlı oldukları açıktır. Yani bilirkişilerin bir yargılamadaki taraflardan bağımsız ve özgür davranabilen kişiler olması gerektiği ayrıca herhangi bir önyargılarının olmaması gerektiği evrensel bir hukuk kuralıdır. Bizim hukukumuzda ve de öğretide bu hususta müellifler arasında görüş birliği olduğu gibi Yargıtay da kararlarında bilirkişinin özel bilgi ve uzmanlık sahibi olması gerektiği ve tarafsızlığı üzerinde durmuş ve özenle vurgulamıştır.

DERME ÇATMA BİLGİLER: Oysa kişisellik yapmak istemememize karşın soruşturma savcısı, saydığımız bu özelliklerden yoksun, bilirkişilik yemininin aksine bir davranış ve görüş içinde militanlaşmış bir kişiyi bilirkişi olarak atamıştır. Bununla kalsa belki geçiştirebileceğimiz bir konu ne yazık ki derme çatma bilgilerle SÖZCÜ’ye karşı yeni kuşak FETÖ’cü anlayışla kumpas pekiştirilmek istenmiştir.

ÖNYARGILI: Rapor tanzim eden bilirkişi bir defa önyargılarından bağımsız hareket edemeyecek olduğu anlaşılan kişidir. Çünkü SÖZCÜ operasyonunun başladığı gün Twitter adresinden bazı görüşlerini paylaşmıştır. Daha başlangıçta SÖZCÜ’nün Nazlı Ilıcak ve Alaaddin Kaya ile işbirliği yaptığı vurgulanmıştır. Oysa bu durumun gerçek olmadığı dosya içine giren ek rapordan daha sonra anlaşılacaktır.

10ulgeneek15cm

İNTERNETTEN İNTİHAL: Rapor çeşitli internet ortamından kes kopyalama yöntemi ile alınmış ve kaynak gösterilmemiştir. http://atillagirgin.net/kategori/gazetecilik uzantılı internet adresinden Prof. Dr. Atilla Girgin’den alıntılanmış ve herhangi bir kaynak gösterilmemiştir. İkinci olarak bir intihal de “derszamanı.net” adlı bir internet sitesinden yapılmıştır. Bilirkişi raporunun başlangıç bölümlerinde yer alan gazetecilik ilkeleri virgülüne değin bu siteden kes kopyalama sistemi ile rapora aktarılmıştır. 3’üncü intihal gene Girgin’in İletişim Fakültesi tarafından çıkarılan dergiden yapılmış olup herhangi bir kaynak gösterilmemiştir. İşin en komik tarafı, bu alıntılar bir bilim adamının tarafsız sözleri olmakla birlikte bire bir yandaş medyanın hem FETÖ dönemi hem de AKP dönemindeki süreçte tavır ve tutumlarına denk gelen görüşlerdir. 4. intihal ise UMED adı verilen Uluslararası Medya Enformasyon derneğinin basın açıklamasından yapılmıştır.

KAĞIT PARÇASI: Yani bilirkişi raporu dediğiniz şey, bilimsellikten uzak, bilime ve bilim adamına saygıdan uzak intihal ile gerçekleştirilmiş bir kağıt parçasından ibarettir. Hükme esas alınması mümkün değildir. Sürekli olması gerekenler yazılmış ancak bu olması gerekenlerin tümü AKP yandaş medyasını gösterir içerikte düzenlenmiştir. Bu raporda ne kadar olumsuzluk var ise bu olumsuzluk gazetemiz SÖZCÜ’de değil tam tersine yandaş medyanın tümünde vardır ve o medyaya özgülenmiştir.

YENİ KUŞAK FETÖ’CÜ: Bu rapor ve soruşturma bizde hep “yeni kuşak FETÖ’cü” örgütlenmenin habercisi olarak yorumlanmaktadır. Çünkü raporda 17-25 Aralık dönemindeki SÖZCÜ manşetlerine dikkat çekilerek aslında bu manşetlerin haklılığının bir kez daha SÖZCÜ’de dile getirilmesi beklenmektedir. Bu konuda yetkili kişilerin dikkatine özellikle getiriyor ve şimdilik bu manşetlerin tartışılması davetine icabet etmiyoruz.

Hukukçular böyle yorumladı:

01aldan


Karara gerekçe yaratmak suçtur


Ömer Süha Aldan (CHP Milletvekili, eski DGM Savcısı):  ‘Ben bu haberlerden şöyle bir sonuç çıkarıyorum’ diye bilirkişi incelemesi yaptırılamaz. Hukuki bir niteleme ya da yoruma yol açacak bir sonuç için, sırf sonuç almak amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırmak suçtur. Güvenilir olmayan bilirkişinin arkasına sığınarak karara gerekçe yaratmaya çalışan, suç işliyor demektir. Bilirkişi zaten hukuksal sonuç doğuracak yorumda bulunamaz.

01emirmurat


Raporun kabul edilmesi skandal


Murat Emir (CHP Ankara Milletvekili): Bu kişinin hem gazeteciliği hem de bilirkişiliği tarafsızlık ilkesine uygun değil. Bu ülkede havuz medyası olmamak, suç haline getiriliyor. Böyle bir raporun kabul edilmesi tam bir skandal. Hiçbir delil niteliği taşımıyor. Basının temel görevi olan noktalar bile suç unsuru sayılıyor. AKP modeli gazeteciliğin dışındaki gazeteciliği suç sayan, dibine kadar taraf olan bir pervasızlıkla karşı karşıyayız.

Tarafını açıkça ilan etmiş bir kişi


Cem Cihan (Avukat): Bu kişinin, gerçek basın mensuplarının yargılandığı bir davada bilirkişilik yapması kabul edilemez. Öncelikle bilirkişinin objektif değerlendirmeye haiz alanında uzmanlığı tartışılmaz kişi olması gerekmektedir. Gazetecilerin dosyasında yargılanan sanıklardan çok daha az deneyime ve bilgiye sahip bir kişi rapor da sunamaz. Kaldı ki bilirkişi olarak atanan kişi açıkça tarafını her platformda açıklamış birisi. Tarafın taraftarı, bilirkişi olarak atanamaz. Bu kişinin hazırlayacağı rapor delil olarak değerlendirilemez. Yargının vereceği karara şimdiden gölge düşmüştür.