Meclis Genel Kurulu’nda CHP’nin, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan hakkında “Kamu ihaleleri ile ilgili kanuni sorumluluğunu yerine getirmediği ve kamunun zarara uğratılmasına sebebiyet verdiği” iddiasıyla verdiği gensoru önergesi görüşülüyor.

Gensoru üzerinde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu şunları söyledi:

“Kamu ihalelerindeki yolsuzluklar ve rekabet yokluğu artık ekonomik bağımsızlığımızı tehdit eder hâle gelmiştir ve şeytanın dahi aklına gelmeyecek yolsuzluk örnekleri yaşanmıştır. Mesela 4734 sayılı bir kanunumuz var, açık ihaleyi zorunlu kılıyor ama açık ihale olduğunda yolsuzluk yapılamadığı için ihalelerin çoğusu pazarlık usulü, davetiye usulü ihalelere döndürülmüş durumda.

1 LİRALIK İŞ 5 LİRAYA YAPILIYOR

Mesela, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollarında yapılan bir ihale yolsuzluk yöntemini anlatayım. Şöyle yapılıyor; ihale içerisinde diyelim 10 tane iş var. Bu işlerin 5 tanesine 5 fiyat yazılıyor, diğer 5 tanesine de onda 1 fiyat yazılıyor. Ve yaklaşık maliyetin altına düşürülerek ihale alındıktan sonra bu 5 kat fiyatlı işler tamamlanıyor, ama onda 1 yazılmış işlere gelince ‘Ben bu işi yapamıyorum. İhaleyi feshedelim’ diyor ve ikmal ihalesine çıkıyorlar. Bu sayede 3-4 ikmal ihalesiyle 1 liraya yapılacak iş, 5 liraya yapılıyor hâle geliyor.

"EN BÜYÜK İNŞAAT YOLSUZLUĞU ÜÇÜNCÜ HAVALİMANINDA OLDU" 

Ama bu yolsuzlukların en büyüğü, belki dünya tarihinin gördüğü en büyük inşaat yolsuzluğu üçüncü havalimanında oldu. 3 Mayıs 2013'te ihale yapıldı, 22 milyar 152 milyon avro artı KDV'ye yani toplam yaklaşık 26 milyara bu beşli havuz çetesine ihale verildi. Bu dünyanın en büyük inşaat yolsuzluğu olan üçüncü hava limanında o havuzcu müteahhitlere 4,5 milyar Avro haksız olarak cebine para koymuş oldunuz. Ulaştırma Bakanlığı, Karayolları Genel Müdürlüğü, Devlet Demiryolları, Devlet Hava Meydanları, iletişim sektörü ağzına kadar yolsuzluklarla dolu.

"SAYIŞTAY KORKUYOR"

Sayıştay ağzına kadar tespit dolu, gereği üzerine bir şey söyleyemiyor. Niye? Korkuyor Sayıştay. Anayasal kurum yazmış, yani ima etmiş aslında, o kadar yolsuzluk var, ağzına kadar yolsuzluk dolu, suç duyurusunda bulunun. Sayıştaycıların eli titriyor. Kendini kurtarmak için yolsuzluğu yazmış, gereğini yapamıyor. Peki, gereğini yazsa gidecek mahkeme var mı? Gereğini yazsa gidecek mahkeme yok. Bunu şirketler ve birtakım bürokratlar da bildiği için Türkiye bir yolsuzluk cenneti hâline geldi.” ANKA