Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya’da düzenlenen AKP İl Danışma Toplantısı’nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Az önce Eren’in annesiyle görüştüm. Allah rahmet eylesin. Eren kaç kardeş biliyor musunuz? Bunlar 13 kardeşler. Anneye bak anneye. Ayşe Hanım’ın 13 evladı vardı bir tanesi de Eren’di" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının satır başları şöyle:

Son 4 yılımızda içeride ve dışarıda tarihin en büyük saldırılarına şahit olduk. Türkiye’yi hedef alanlar partimizi boş bırakır mı? Bırakmadılar. Amaçlarından biri de AK Parti’yi sarsmak ve mümkünse parçalamaktı. Tüm bu saldırıları boşa çıkardık. Partimiz içinde de yolunu kaybedenler elbette oldu. Bazı firelerle elbette karşılaştık. Fakat yaşadığımız saldırının büyüklüğüne dikkatle baktığımızda hamdolsun bunların sayısı ve oranı gerçekten düşüktür. Artık bir cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin adımını atıyoruz. 2019'un Mart'ında bir yerel seçim yapacağız. Ardından Kasım'ında bir parlamento seçimi ve Cumhurbaşkanlığı seçimi yapacağız. Buna çok kararlı hazırlanmak durumunda değil miyiz? Zaman kaybına tahammülümüz yok. Durmak yok, yola devam.

"EREN'İN ANNESİYLE GÖRÜŞTÜM"


Az önce Eren'in annesiyle görüştüm. Rabbim rahmet etsin. Eren'in kaç kardeş olduğunu biliyor musunuz? 13 kardeşler ve bir tanesi Eren. Annesiyle görüştüğümde bana "En az 3 dediğinizde yanlış mı yaptım diye düşündüm" dedi. Ben de ona "Olur mu? Sen Allah'ın ve resulünün emrini yerine getirdin. Anneye bak anneye. Görüyor musunuz? Sen ne güzel bir annesin ki cenneti 13 evladınla teminat altına aldın"

'ARTIK PARLAMENTER DEMOKRASİ YOK

Ahde vefa bizim siyaset ahlakımızın vazgeçilmez bir unsudur. Ülkemize ve partimize ihanet edenlere karşı ne kadar öfkeliysek bu çatı altında hizmet veren tüm kardeşlerimize muhabbet doluyuz.

Yeri gelir kapıda bekçi oluruz. Yeri gelir o kapıya su taşırız. Aksi takdirde bu büyük yapıyı ahenkle verimli şekilde çalıştırma imkanından mahrum kalırız. Artık parlamenter demokrasi yok. Artık yüzde 34 ile seçim kazanmak yok. Şimdi yüzde 50+1 alacaksın en az. Buna hazır mıyız?

'PARTİMİZİN ÇATISI ALTINDA BARINDIRAMAYIZ'

Partiyi sırtlamak yerine partinin sırtına binenleri kenara çekmek de milletimize karşı sorumluluğumuzun gereğidir. Partimizin çatısı altında FETÖ ile iltisakı olanları asla barındıramayız. Yol yakınken nerde FETÖ ile bağlantısı olanlar varsa hemen bize bildirin. Anında kapıya koymaya mecburuz.

"SİZ KAÇACAKSINIZ BİZ KOVALAYACAĞIZ"

Bunlar bu milleti böldüler, ümmeti parçaladılar. Utanmadan, sıkılmadan şu anda Pensilvanya’da, Almanya’da park ettiler. Daha siz çok yerlere kaçacaksınız. Afrika’ya kaçacaksınız. Ama siz kaçacaksınız biz kovalayacağız"

'RÖPORTAJ' ELEŞTİRİSİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Almanya'da bir dergiye verdiği röportajdan dolayı eleştiren Erdoğan, şunları söyledi:

"Geçtiğimiz günlerde ana muhalefet partisinin başındaki şahıs, bir Alman dergisine röportaj veriyor. Normal şartlarda herhangi bir siyasetçi, böyle bir imkanı ülkesinin ve milletinin faydasına olacak şekilde kullanır. Peki, bizim ana muhalefetin başındaki zat ne yapıyor? Alman kamuoyuna ülkesini şikayet ediyor. Hem de öyle bir şikayet ediyor ki adeta Alman yatırımcıları da Alman turistleri de 'Türkiye'den uzak dursun, sakın buralara gelmesin' diye bangır bangır bağırıyor. Neymiş efendim? 'Türkiye'de kimsenin can ve mal güvenliği yokmuş.' Önce sözlerini inkar etmeye çalıştı. Mızrak çuvala sığmayınca bu defa pişkince 'Ben bunları her yerde söylüyorum' diyerek, işin içinden sıyrılmaya kalktı. Bu ifade, söz konusu zatın sehven değil; bilinçli olarak ülkemize iftira attığını gösteriyor. Yazıklar olsun. Ekmeğini yediği, suyunu içtiği, milletvekili ve emekli olarak maaşını aldığı devletine ve ülkesine böylesine bir ihaneti yapabilen ve yüzü kızarmadan bunu savunan zata ne desek, boştur."

'İÇERİDE OLAN ZATLA BAĞLANTISI ÇIKARSA ŞAŞIRMAYIN'

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu, Ankara'dan İstanbul'a yaptığı 'Adalet Yürüyüşü' üzerinden de eleştiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sözde 'Adalet Yürüyüşü' yaptı. Peki, o yürüyüşü 29 gün yaparken, onun yol güvenliğini kim sağladı? Bu hükümet sağladı. Birçok istihbaratlar geldi; ama hükümetimiz güvenliği sağladı. Türkiye'de adaletsizlik varsa peki, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde günlerce işçiler grev yaptı. Onların hak arayışlarındaki adaleti nereye koyacaksın Bay Kılıçdaroğlu? Şişli'yi İstanbul'da çöpler istila etti. Onlara yönelik sözde 'Adalet Yürüyüşü' yapan sen, onların adalet arayışına niye cevap vermedin? Bunların adaletle madaletle alakası yok. Bunların derdi, ülkeyi karıştırmak. Ana muhalefetin başındaki zat, halen ülkesinin aleyhine işlediği bir suçtan dolayı cezaevinde bulunan milletvekiliyle ilgili konunun, kendisine kadar ulaşmasından endişe ettiği için şimdiden ön almaya, suyu bulandırmaya çalışıyor. Eğer yakında bu içeride olan zatla alakalı Kılıçdaroğlu'nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın. İçeriden değişik haberler alıyorum. 'Buradan çıktım, çıktım. Çıkmadığım takdirde açıklamalarda bulunacağım' diyor içerideki zat."

'BUNDA YALAN GANİ'

Bütün bunların FETÖ taktiği olduğunu söyleyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Gerçi söylediği her şeyi inkar etme, yaptığı her işten çark etme konusunda bu şahsın eline su dökecek kimse zor bulunur. Bunda yalan gani. Kendisi genel başkanlık koltuğuna da FETÖ kumpası olduğunu herkesin bildiği bir kaset operasyonuyla oturtulmamış mıydı? O gün Baykal'ı ziyaretten çıkarken, gazeteciler sordu. 'Aday olacak mısınız', dedi. 'Hayır, böyle bir düşüncem yok' dedi. Ertesi gün baktık ki adaylığını açıkladı. Niye? Yalan; ama unutmayın yalancının mumu... O kadar çok yalan söyledi, söylediği o kadar çok sözü yuttu, o kadar çok hezimete uğradı ki biz kendisini takip edemez hale geldik. Mümkün değil? Ne derseniz deyin, 'yağmur yağıyor' havasında kendisine dikte edilenleri yapmaya devam ediyor. Bu zatın kendisinin ve partisinin ne yaptığı bizi ilgilendirmez; ama mesele, ülke ve millet meselesi olduğunda hiç kusura bakmasın. Sessiz kalmayız, kimsenin gözünün yaşına bakmayız. Türkiye'yi kuşatma, Türkiye'yi işgal operasyonlarına nefer yazılan herkes, bu ülkenin de bu milletin de defterinden silinir. Hiçbir siyasi veya bireysel çıkar, böyle bir ihaneti mazur gösteremez."

'FETÖ'CÜLER BİLE BU KADARINA CESARET EDEMİYOR'

CHP Antalya Milletvekili Mustafa Akaydın'ın 15 Temmuz'la ilgili söylemlerine de değinen Erdoğan, "Genel Başkanı böyle yapınca milletvekili durur mu? Ana muhalefetin Antalya milletvekili, aynı zamanda geçen dönem şehrin üzerine bir kabus gibi çöken eski belediye başkanı olan kişi, 15 Temmuz'la ilgili öyle laflar söylüyor ki FETÖ'cülerin kendileri bile bu kadarına cesaret edemiyor. Peki, ana muhalefetin başındaki zatın ve onu takip eden Antalya milletvekilinin ülkelerine attıkları iftiraların zararını en çok kim görüyor? Tabii ki Antalya görüyor. Önümüzdeki seçimde bunları silip, atmaya hazır mıyız? Burası, ülkemizde turizmin lokomotifi olan bir şehir. Kendi ülkesini karalayan, yatırımcılara ve turistlere adeta 'Ne olur, Türkiye'ye gelmeyin. Antalya'ya gelmeyin' diye yalvaran bu zihniyete hak ettiği cevabı da inşallah Antalya'nın vermesi gerekiyor. Antalya'daki esnaf kardeşimin, turizmci kardeşimin, çiftçi kardeşimin ekmeğine kan doğramaya kimsenin hakkı yoktur. Ana muhalefetin başındaki zata ve onun izinden giden milletvekiline buraya oy için geldiklerinde Antalyalılar'ın, ülkelerine attıkları iftiraların, kendilerine verdikleri zararın hesabını soracaklarına inanıyorum" diye konuştu.

KUZEY KORE KRİZİ

Kuzey Kore'nin merkezinde bulunduğu krizle ilgili endişeleri ifade ettiklerini, nükleer bir savaşın taraflarla birlikte tüm dünya için telafisi mümkün olmayan bir felaket olacağını belirten Erdoğan, "Japonya ve Güney Kore gibi yakın dostlarımızı tedirgin eden bu gerilimin silahlar ve füzeler ateşlenmeden sona erdirilmesini diliyoruz. Gerek ülkemizin içinden geçtiği süreç gerek dünyada yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin mutlaka güçlü olması gerektiğini gösteriyor. Güçlü olmanın yolu da imkanlarımızı ve potansiyelimizi en doğru şekilde kullanmaktan geçiyor. 2019 seçimleri, bu bakımdan ülkemizin geleceğinde belirleyici bir dönüm noktası olacaktır" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha sonra havayoluyla Antalya'dan ayrıldı. DHA