Hollanda krizi konusunda kafaları karıştıran ilk unsur, Başbakan Binali Yıldırım'ın 6 Mart'ta bir televizyon kanalında yaptığı açıklama...

Yıldırım, ATV'de canlı yayınlanan programda Hollanda'da 14 Mart'ta seçimler olduğunu belirterek, "14'ünden önce Hollanda'da bir etkinlik yapılması mümkün görünmüyor" dedi. Yıldırım aynen şöyle konuştu;

"Almanya gibi bazı Avrupa ülkelerinde de benzer problemler var. Hollanda’da bu ayın 14’ünde seçimler var, biraz ona yönelik olduğunu düşünüyoruz. Çünkü mevcut iktidar partisiyle o aşırı Wilders’in partisi arasında çok az fark var, onun için 14’ünden önce Hollanda’da bir etkinlik yapılması çok mümkün gözükmüyor ama 14’ünden sonra zannetmiyorum ki Hollanda böyle bir kısıtlama üzerinde dursun.”

 

YILDIRIM'A RAĞMEN, ÇAVUŞOĞLU NEDEN GİTMEK İSTEDİ


Ancak Yıldırım'ın bu açıklamasına rağmen, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hollanda'ya 14 Mart öncesinde gidip, Türk vatandaşları ile buluşmak istedi. Nitekim kriz de, Çavuşoğlu'nun 9 Mart'ta Rotterdam'a gitmek istemesiyle ile ortaya çıktı.

Hollanda, kendi ülkesindeki seçim öncesinde Çavuşoğlu'na etkinlik izni vermeyip, uçağına iniş yasağı koyunca da, Almanya'da bulunan Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya Rotterdam'a kara yoluyla geçti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, yaşanan tüm bu süreçte, Bakan Kaya ile "sürekli irtibatta olduğunu" bizzat açıkladı. Yaşanan bu gelişmeler de, "Başbakan'ın sözlerine rağmen, bakanlar neden Hollanda'ya gitmek istedi?" sorusunu gündeme taşıdı.

AKP'Lİ VEKİL; "HOLLANDA'YA TEŞEKKÜR ETMEMİZ LAZIM. EVET OLARINA İKİ PUAN KATKI SAĞLADI"


Hollanda ile yaşanan bu büyük krizin ardından, AKP İzmir Milletvekili Hüseyin Kocabıyık'ın yine bir televizyon programındaki sözleri de, bu kafa karışıklığını iyice derinleştirdi.

Kocabıyık, yaşananların 16 Nisan referandumu öncesinde "evet" oylarına "en az iki puan katkı sağladığına" dikkat çekerek, aynen şöyle dedi;

"Bu Almanlara Hollandalılara kızmayalım, belki azıcık teşekkür de etmemiz gerekiyor. Bizim evet oylarına en az iki puan katkı yaptılar böylece. Buna emin olabilirseniz. Bir eski emekli siyasi danışman olarak danışman ve araştırmacı olarak size katiyetle söyleyebilirim ki hem Avrupa'daki vatandaşlarımızın oylarında belirli hatırı sayılır bir artışa sebep olacak hem de asıl Türkiye'nin içerisinde hem kararsız hem de hatta bir miktar hayırcı seçmenin çok ciddi şekilde etkilenmesine yol olacak bu olaylar."