17 Aralık günü Batıkent’teki evinden arabasıyla çıkan Çankaya, Susuz sapağında kaza yaptı. Ağır yaralanan Çankaya’yı olay yerine gelen itfaiye ekipleri kapıyı kesip araçtan çıkardı. Ancak Başkent Ankara’da yaralıyı yoğun bakıma alabilecek hastane bulunamadı. Yoğun bakım bölümlerinin dolu olduğu gerekçesiyle hastaneler kabul etmeyince, Yağız da hayata gözlerini yumdu.

Yağız, kaza sonrası ambulansla önce Yenimahalle Devlet Hastanesi’ne yetiştirildi. Ancak hastane yoğun bakım ünitesinde yer olmadığı gerekçesiyle yaralıyı geri çevirdi. Bunun üzerine 112 acil çağrı sistemi üzerinden yoğun bakım servisi olan hastaneler tek tek arandı. 35 devlet ve 21 özel hastane de, yoğun bakımda yer olmadığı gerekçesiyle acil müdahale bekleyen Yağız’ı kabul etmedi.

Bunun üzerine Yenimahalle Devlet hastanesi doktorları beyin kanaması geçiren Yağız için, Abidinpaşa Özel Nato Med Hastanesi ile temas kurdu. Beyin ve sinir cerrahisi uzmanı olan Dr. Murat Sili evinden gelerek, Yağız'ı çalıştığı Nato Med’e götürdü. Opr. Dr. Murat Sili, kazazede için 4,5 saat süren ameliyat gerçekleştirdi. Ancak Yağız ertesi gün yeniden fenalaştı ve hayatını kaybetti.

Hayatını kaybeden Yağız'ın (fotodaki) kuzeni Hayatını kaybeden Yağız'ın (fotodaki) kuzeni "Onu kaza değil, ihmaller ve yoğun bakım skandalı öldürdü" dedi.

BAKANLAR DA ÇÖZEMEDİ


Yaşadıklarınıı SÖZCÜ’ye anlatan Yağız Çankaya’nın kuzeni Ebru Toktar, “Yağız’ı kaza değil, ihmaller ve yoğun bakım skandalı öldürdü. Başkentte biz bunları yaşıyorsak, diğer kentlerdekilerin vay haline, dava açacağız” dedi.  Eski bir gazeteci olan Toktar, Yağız’ı tam teşekküllü bir hastaneye sevk edebilmek için Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ da dahil bir çok tanıdığını aradığını, ancak sevki başaramadığını belirtirken, “ 7 saat sonuç alamadım. Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ ve Sağlık Bakanı Ahmet Demircan’ı telefonla aradım. Bakanların devreye girmesiyle Yağız’ı GATA kabul etti. Ancak çok geç kalınmıştı. Sağlık sisteminin tüm yüzünü gördük'' diye konuştu.