İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mehmet Akif Ekinci ve Cumhuriyet Savcısı Yasemin Baba’nın hazırladığı 306 sayfalık iddianamede Can Dündar, Mehmet Murat Sabuncu, Mehmet Kadri Gürsel, Aydın Engin, Bülent Yener ve Günseli Özaltay'ın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması, gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç ve Önder Çelik'in "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 11,5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

Savcı, Bülent Utku, Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Aslan Çetinkaya'nın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 9,5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasını talep etti. Gazeteci Ahmet Şık'ın ayrıca "PKK ve DHKP/C” silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.  İddianamede “jeansbiri” hesabının sahibi çıkan Ahmet Kemal Aydoğdu’da şüpheli olarak yer aldı.

  "FETÖ tarafından 2013 yılından itibaren el konuldu”


İddianamede Cumhuriyet gazetesine silahlı terör örgütü FETÖ/PDY tarafından özellikle 2013 yılından itibaren adeta el konulduğu, gazetenin kimi yayınlarıyla PKK/KCK terör örgütünün yapmış olduğu eylemleri meşrulaştırılmaya çalıştığı ve gazetenin adeta FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C terör örgütlerinin savunucusu ve kollayıcısı olduğu ifadeleri yer aldı.

“Algı yaratmaya yönelik haberlere imza atıldı”


İddianamede şüpheli Can Dündar'ın Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmenliğine gelmesinden sonra yayın politikasında radikal şekilde değişiklik olduğu belirtilerek, "Bu değişiklik basit editoryal tercihlerin ötesine geçerek, gazetenin FETÖ/PDY, PKK/KCK ve DHKP/C silahlı terör örgütlerinin amaçlarına hizmet eden, manipülatif haberleri yaygınlaştıran, MİT Tır’ları hadisesinde olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Cumhurbaşkanı hakkında 'teröre destek veren devlet ve Cumhurbaşkanı' imajını yaratan bir yayın organı haline gelmesine neden olmuştur. Öte yandan gazetenin yapmış olduğu yayınlarla terör örgütleri ve faaliyetlerini 'sevimli göstermeye', güvenlik güçlerinin meşru operasyonlarını etkisizleştirmeye çalıştığı, bu doğrultuda algı yaratmaya yönelik kapsamlı haberlere imza atıldığı saptanmıştır” ifadeleri kullanıldı.

“‘Fuatavni’ hesabı, sosyal medya fenomeni olarak tanımlandı”


Cumhuriyet Gazetesinde FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün firari şüphelisi Sait Sefa tarafından "fuatavni" adıyla kullanılan hesabın adeta sembol haline dönüştürüldüğü  ve "sosyal medya fenomeni" olarak tanımlandığına yer verilen iddianamede, şüphelilerden Ahmet Şık'ın özellikle PKK/KCK terör örgütü yöneticilerinden Cemil Bayık ile yaptığı röportaj ve Şehit Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ı katleden DHKP/C silahlı terör örgütü üyeleriyle yaptığı görüşmenin röportaj olarak Cumhuriyet gazetesi ve gazetenin internet haber sitesinde yayımlanma biçimi ve zamanlaması dikkate alındığında haberin açıkça terör örgütlerinin amaçlarına hizmet ettiği ifade edildi.

gazeteciler“Yayın politikasındaki değişim Can Dündar’la başladı”


Gazetenin yayın politikasındaki değişimin şüpheli Can Dündar'ın genel yayın yönetmenliğine getirilmesiyle başladığına dikkat çekilen iddianamede, “Cumhuriyet gazetesinde genel yayın yönetmenin Vakıf Yönetim Kurulu tarafından belirlenip atanması sebebiyle yaşanan yayın politikası değişikliğinden ve haberlerin aktarılış şekillerinden yönetim kurulunda bulunan tüm şüphelilerin sorumluluğu bulunduğu açıktır" denildi.

“Bylock kullanıcılarıyla irtibatlar ortaya çıktı”


İddianamede şüphelilerin FETÖ’nün kriptolu haberleşme programı ByLock kullanan kişilerle irtibatının bulunduğu belirtilerek, özellikle Cumhuriyet Gazetesi Yayın Danışmanı Kadri Gürsel'in 92 ByLock kullanıcısı ile irtibatının bulunduğuna dikkat çekildi.

“Aydın Engin’in ‘Yurtta Sulh’ Başlığı”


Aydın Engin’le ilgili iddianamede “15 Temmuz darbe teşebbüsünden iki gün önce Cumhuriyet Gazetesi yazarı Aydın Engin’in darbe teşebbüsünde bulunan FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarının kendilerini tanıttıkları "Yurtta Sulh Konseyi" ismini 13 Temmuz 2016 tarihli yazısının başlığında kullanması ve itirafçı darbecilerden alınan bilgilere göre bu tarihin darbe teşebbüsünün alt kademeye iletildiği tarih olması son derece manidardır” ifadeleri kullanıldı.

İddianamede, şüpheliler Can Dündar, Mehmet Murat Sabuncu, Mehmet Kadri Gürsel, Aydın Engin, Bülent Yener ve Günseli Özaltay'ın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" suçundan ayrı ayrı 7,5 yıl 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Gazetenin İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Mehmet Orhan Erinç ve Önder Çelik'in "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 11,5 yıldan 43 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, şüpheliler Bülent Utku, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Hikmet Aslan Çetinkaya'nın "silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme" ve "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma" suçlarından ayrı ayrı 9,5 yıldan 29 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması öngörüldü.

Twitter'daki "jeansbiri" hesabının sahibi Ahmet Kemal Aydoğdu'nun "silahlı terör örgütünün yöneticisi olmak" suçundan 15 yıldan 22,5 yıla, firari şüpheli İlhan Tanır'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar istenen iddianamede, şüpheli Ahmet Şık'ın "PKK ve DHKP/C" silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte yardım etmek" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. (İHA)