İstanbul Adalet Sarayı'nda bulunan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül ile tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman katıldı. Tutuklu sanık Ahmet Altan ise duruşmaya cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Gazeteciler Yasemin Çongar ile Hasan Cemal, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Altan Tan ile çok sayıda kişi de duruşmayı izledi.

6 DOLAR TUTANAĞA GEÇİRİLDİ

Mahkeme Başkanı, emanette bulunan ve Mehmet Altan'a ait olduğu belirtilen 6 adet 1 ABD dolarının mahkemeye gönderildiğini belirtti. Mahkeme Başkanı, söz konusu para zarfını açarak 3'ünün F, diğerlerinin ise K, E ve B serisi olduğunu tutanağa geçirdi.

"MAHKEME HEYETİ DARBEYİ BİLDİĞİMİ İSPATLAMAK ZORUNDA"

Daha sonra sanık Nazlı Ilıcak'a söz verildi. Ilıcak "3 ay önce sizi suçsuzluğuma ikna etmeye çalıştım. İkna edebildiğimi sanmıştım. Fakat duruşma sonunda somut delile dayalı, kuvvetli suç şüphesi dediniz, ben 3 aydır cezaevinde düşünüyorum; darbeyi bildiğim ve zemin hazırladığına yönelik deliler nelerdir? Siz bana söyleyin ben de ona göre savunmamı yapayım. Mahkeme heyeti, darbeyi önceden bildiğimi ispatlamak zorunda" dedi.

"EN YANLIŞ İNSANA DARBECİLİĞİ YAMADINIZ"

"Darbe olsaydı, ben bakan mı olacaktım, para mı cukkalayacaktım? Ben Bank Asya'dan krediyle villa mı aldım? Menfaat peşindekiler hapiste değil. Ben hiçbir zaman menfaat peşinde olmadım" diyen Nazlı Ilıcak, gazetecilerin suç teşkil etmeyen yazılarından dolayı sorumlu tutulamayacağını belirtti. Ahmet ve Mehmet Altan dışındaki hiçbir sanığı tanımadığını söyleyen Ilıcak, "En yanlış insana darbeciliği yamadınız. Çünkü 27 Mayıs'tan beri ben darbelerden nefret ederim" diye konuştu.

"ZEKERİYA ÖZ'E SORUŞTURMA AÇILAMAZ MI SORMUŞTUM"

Ilıcak, firari savcı Zekeriya Öz'e ile kar topu fotoğrafını anımsatarak "Zekeriya Öz'ü aklamak için bu fotoğrafı çektirdiğim iddia ediliyor. Halbuki ben Oda TV soruşturması yapılırken Sadullah Ergin'i arayıp Zekeriya Öz'e soruşturma açılamaz mı diye sormuştum" dedi.

MAHKEME BAŞKANI: BIRAKSAK YATSIYA KADAR KONUŞACAĞINIZI BİLİYORUM

Mahkeme Başkanı, sanık Nazlı Ilıcak'tan savunmasını daha önce yaptığını, eksik hususlara değinmesi gerekiği konusunda uyarıda bulundu. Mahkeme Başkanı, Nazlı Ilıcak'a "Bıraksak aksama kadar, yatsıya kadar, sabaha kadar konuşacağınızı biliyorum" deyince Ilıcak "Ben bunları anlatıyorum ama tutuklu kalıyorum. Masumiyetimi ispat etmeye çalışıyorum" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, "Benim dediğim usule ilişkin, siz bunu daha öz anlatabilecek kabiliyete sahipsiniz" diyerek yemek arasından sonra tekrar kendisine söz vereceğini belirtti. Duruşmaya ara verildi.

NAZLI ILICAK "YORULDUM" DEYİP AĞLADI

AKP'ye oy vermiş bir insan olduğunu ve yıllardır birlikte mücadele ettiğini ifade eden Ilıcak, "Memleketimi seviyorum. 40 yıldır gazeteciyim, 70 yaşını geçtim hiçbir zaman ülkemin dışında yaşamak istemedim. Bundan sonra da kaçma niyetim yok. Delilleri karartma şüphesi yok asla. Digitürk'ü iptal etmedim, Bankasya'da hesabım yok. Samanyolu'nda çalışmadım. Ben hiçbir zaman tercih etmedim buralarda çalışmayı. Özgürce yazamayacağımı biliyordum. Mücadeleci bir yapım var. Çocuklarıma yük olmaktan yoruldum. Cezaevinde olmaktan yoruldum. Burada sürekli suçsuzluğumu anlatmaktan yoruldum. Tahliyemi talep ediyorum" diyerek gözyaşı döktü.

AHMET ALTAN: "TEK BİR KANIT GÖSTERİN, TEMYİZ HAKKIMDAN VAZGEÇECEĞİM"

Duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katılan gazeteci-yazar Ahmet Altan ise devleti devlet yapanın yargıçlar olduğunu vurgulayarak "Yargıçlık vasfını kaybeden bir yargıç görevine devam ederse, onu o görevde tutan devlet de devlet olma vasfını yitirir. Bir yargıç mahkemede yalan söylediğinde kendi yargıçlığıyla birlikte devleti de yok eder. Bir yıl önce Mehmet Altan'la birlikte darbecilere subliminal mesaj verme suçlamasıyla gözaltına alındık. Sonra bu gülünç iddia ortadan kayboldu ve biz 15 Temmuz'da darbe yapmak ve hükümeti silahla devirmeye kalkışma suçundan tutuklandık. Biz silahlı darbe yapmışız. İsnat edilen suç bu. Hakkımızdaki bu tuhaf iddialarla ilgili bir tek somut kanıt gösterin, ben bir daha savunma yapmayacağım ve hakkımda en ağır hüküm verilse bile temyize gitmeyeceğim. Çok net söylüyorum. Tek bir kanıt gösterin, temyiz hakkımdan vazgeçeceğim. Ömrümün geri kalanını bir hapishane hücresinde sessizce geçirmeye razı olacağım" dedi.

"KANITSIZ YARGILAMAYI SÜRDÜRÜRSENİZ YARGIYI, DEVLETİ YOK EDECEKSİNİZ"

"15 Temmuz'da silahlı darbe yaptığımızın somut kanıtlarını bize ve dünyaya gösterin. Gösteremeyeceksiniz. Öyle bir kanıt olmadığını siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Çünkü bu iddialar baştan aşağı yalan" diyen Altan, "Eğer kanıtsız bir şekilde bizi yargılamayı ve hapsetmeyi sürdürürseniz, yargıyı ve devleti yok edeceksiniz. Çok ciddi bir suç işleyeceksiniz. Türkiye, suçluların suçsuzları yargıladığı bir haydutluk ve zorbalık cangılı olacak" şeklinde konuştu.

MEHMET ALTAN: İSPATI YOK

Daha sonra Mehmet Altan savunmasını yaptı. Savunması için gerekli olan kitaplarına ve belgelerine cezaevinde el konulduğunu söyleyen Mehmet Altan, "Darbeyi nasıl biliyoruz, bunun hiçbir kanıtı yok. İspatı yok" dedi. Altan, "İddianamenin çıkış noktası televizyon programındaki konuşmalara göre darbeyi bildiğimizdir, savcıya göre darbe olabileceğini söylüyorsak darbeciler ile iştirak hâlimiz vardır. Yoksa darbe olabileceğini nasıl söyleriz? Hukuktan ayrılmanın ağır neticeleri olacağını 1990 yılından beri darbeleri yazan, anlatan 40 yıllık hoca ve bir yazar, bir gazeteci düşünemez, öngöremez öyle mi?" ifadelerini kullandı.

"GİZLİ SAKLI İŞİM OLSA 1 DOLARLARI NEDEN TUTAYIM"

Altan, iddianamede aleyhine delil olan 1 dolar için ise şunları söyledi: "Bugün sizin de gözlerinizle göreceğiniz gibi, yırtık, tedavülden kalkmış, koridordaki vestiyerde kullanılmayan yıpranmış bir kadın çantasında eski seyahatlerden unutulmuş, F serisi 1 dolara beyhude bir anlam yükleme çabası görülmektedir. Ancak bu iddianamenin özelliği zaten budur. Ayrı bir yerde, özel olarak muhafaza edilmesi söz konusu değil, odamdaki küçük miktardaki dövizler gibi, eski, yırtık, tedavülden kalmış bir seyahat bakiyesi olduğu aşikârdır. Ben örgüt üyesi olmadığıma göre, F serisi 1 doları neden, niçin, hangi maksatla saklayacağım. Anlamı ne olacak? Doğrusu, bir iddianame daha ciddi olmak zorunda değil midir? İkincisi, 15 Temmuz sonrası 1 dolar bulundurmak suç aleti silah bulundurmaktan daha tehlikeli bir hâle gelmişti. Gizli saklı bir işim olsa, ben 1 dolarları neden tutayım?"

"BEN NEDEN FETÖ'NÜN MEDYA AYAĞIYIM, BEN HOCAYIM"

Benzer suçlardan yargılanan birçok sanığın tutuksuz yargılandığına da değinen Mehmet Altan, "Amaç bireysel olarak zulüm etmek ise bu hukukun dışında bir durum, ona bir şey diyemem. Ama ben mahkemelere, yargıya ve yargı bürokrasisine hâlâ güvenmek istiyorum. Adil, yansız, bağımsız, objektif ve hukuktan yana olduklarına inanmak istiyorum. Gerisi kararlara imza atanların bileceği iş. Ben sizin meslek hayatınız kadar hocalık yaptım. 30 yıllık profesörüm. Ben neden FETÖ'nün medya ayağıyım. Ben İstanbul Üniversitesinde hocayım, profesörüm" dedi. Duruşmaya ara verildi.

13 KASIM'A  ERTELENDİ

İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, tüm sanıkların ve avukatların taleplerini aldıktan sonra duruşmaya ara verdi. Kısa bir süre sonra ara kararını açıklayan heyet, tutuklu sanıklar Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül'ün suçun vasfı ve mahiyeti, kuvvetli suç şüphesi ve kaçma ihtimalini dikkate alarak sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

10 FİRARİ SANIK HAKKINDAKİ DOSYA AYRILDI

Heyet, firari sanıklar kapatılan Zaman gazetesinin eski Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, Emre Uslu, Tuncay Opçin, Prof.Dr. Osman Özsoy, Bülent Keneş, Abdülkerim Balcı, Şemseddin Efe, Faruk Kardıç, Mehmet Kamış ve Ali Çolak hakkındaki dava dosyasının ise ayrılmasına hükmetti.

DOSYA MÜTALAA İÇİN SAVCIYA GÖNDERİLECEK

Yazar Nurettin Veren ile gizli tanık Söğüt'ün ise tanık olarak ifadelerinin alınmasından vazgeçen heyet, esas hakkındaki mütalaasını vermesi için dava dosyasının savcıya gönderilmesine hükmetti. Duruşma 13 Kasım'a ertelendi. DHA