HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, DBP'li başkanların tutuklanmasını ve belediyelere kayyum atanmasını eleştirerek, "Sandıkla sonuca ulaşamayanlar, şimdi mahkemeyle belediyelere el koyuyorlar. Önce tutukluyorlar akabinde kayyum atıyorlar. Ben inanıyorum ki bu hesap halkın vicdanından geri dönecektir" dedi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmada, tutuklandıktan sonra görevden alınan Diyarbakır eski Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak ve DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel'in yargılandıkları dava ile yine görülen KCK ana davasını izleyen HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, milletvekilleri Osman Baydemir ve Feleknaz Uca, duruşmanın ardından adliye önünde açıklamada bulundu.
HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, özü itibariyle bu dava dosyasında legal siyaseti, sivil, demokratik siyasetin kendisinin yargılandığını söyledi. Baydemir, şöyle konuştu:
"Gerek iddianamede, gerekse sorulan suallerde sayın Gültan Kışanak, Fırat Anlı ve İhsan Uğur ile diğer arkadaşlarımız belediyecilik faaliyetinden sorgulanıyorlar. Örneğin 'Neden cenaze defin ettin Neden ambulans tahsis ettin Neden cenaze nakil aracı tahsis ettin' Ben sorarım bir belediye başkanı, bir belediye defin işlemi yapmakla mükellef, defin ruhsatı vermekle mükellef, mezar kazmakla mükellef olan bir belediye, bir başkan, defin işlemi yapmayacak da ne yapacak Bunun gibi onlarca örnek, bunun gibi onlarca durum ortaya koyabiliriz. Legal demokratik siyaset yok edilirse Kürt sorunu çözülmüş olmayacak, tam tersine başka bir mecrada daha büyük acılara vesile olabilecek. Sayın Fırat Anlı hatırlarsınız 'Diyalogla, müzakareyle, uzlaşıyla Kürt sorununu çözebileceğiniz son kuşağız' demişti. Ve o son kuşak şu anda cezaevinde tutuluyor. Çok açık söylüyorum bu bir zulümdür, hukuksuzluktur. İdris Baluken atmadığı bir twitten dolayı yargılanıyor. Bunun gibi onlarca örneği masaya koyabiliriz."
HDP'li Baydemir, "Bir siyasetcinin yargılacağı yegane yer var o da halk mahkemesidir. Halk mahkemesi de seçimdir, sandıktır. Halk seçer, belediyecilik faaliyetlerini beğenmezse, siyasi söylemini beğenmezse bir dahaki seçime onu sandıkta yargılar ve gereğini sandıkta verir. Sandıkla Diyarbakır'da sonuca ulaşamayanlar, sandıkla Yenişehir, Büyükşehir Belediyesini alamayanlar şimdi mahkeme ile belediyelere, tabiri caizse el koyuyorlar. Önce tutukluyorlar, akabinde kayyum atıyorlar. İşte bizim en büyük itiraz noktamız, kabul etmeyişimizin nedenlerinden bir tanesi de budur. Ben inanıyorum ki bir kez daha bu hesap halkın vicdanından geri dönecektir. Halk bu zulmü kabul etmeyecektir" diye konuştu.
'BİZ ÇİFTE STANDARTLARI KABUL ETMİYORUZ'
Baydemir, KCK ana davası dedikleri davanın da bir darbe davası olduğunu, Türkiye'de 15 Temmuz darbesini gerçekleştirmek isteyen FETÖ diye bir örgüt olduğunu da ifade ederek, "Peki KCK ana davasının fezleke hazırlayıcısı olan kamu görevlisi polisler şu an neredeler KCK ana davasının savcıları, hakimleri neredeler FETÖ davasından tutuklular. Peki darbecilerin hazırlamış olduğu bu iddianame nasıl oluyor da hukuki bir belge, hukuki bir delil ya da bir araç olarak kullanılabiliyor. Ergenekon ve Balyoz davasının emsal teşkil etmiş olduğu süreçler var. O davalarda elde edilen bütün deliller yok hükmünde sayıldı. Neden bunun bir suç organizasyonun bir kumpas organizasyonun olduğuna kanaat ve delil getirildi. O halde bu yargılanmanın bir bütün olarak iddianamesi ile birlikte hukuka aykırı ortam dinlemeleri ile birlikte düşmesi gerekiyor. Eğer Türkiye'nin batı yakasında bu uygulanıyorsa Kürt coğrafyasında bu uygulanmıyorsa o zaman hukuk çifte standartla uygulanıyor demektir. Biz çifte standartı kabul etmiyoruz, ret ediyoruz" dedi.

DHA