ÇANAKKALE'de düzenlenen 'Deprem, Binalarımız, Güçlendirme ve Önlemler' konulu konferansın yapıldığı 1250 koltuklu salona sadece 130 kişi geldi. Birinci derece deprem kuşağında bulunan Çanakkale'de, uzmanların Richter ölçeğine göre 7 büyüklüğündeki deprem olabileceği uyarısına rağmen, katılımcı sayısının düşük olması deprem konusundaki duyarsızlığı gözler önüne serdi.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), Çanakkale Belediyesi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ), Depremle Savaş Derneği ile Çanakkale İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü (AFAD) katkılarıyla ÇOMÜ İçdaş Kongre Merkezi'nde 'Deprem, Binalarımız, Güçlendirme ve Önlemler' konulu konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak ÇOMÜ ve İTÜ'den depremle ilgili akademisyenler katıldı. Geçen şubat ayında Richter ölçeğine göre 5.3 büyüklüğündeki depremde Ayvacık İlçesi'ne bağlı köylerde çok sayıda binanın yıkılmasına karşın, konferansa yeterli katılım sağlanmadı.
Konferansa konuşmacıların yanı sıra Çanakkale Belediye Başkanı CHP'li Ülgür Gökhan, Çanakkale AFAD İl Müdürü Levent Yılmaz ve ÇOMÜ Acil Yardım ve Afet Yönetimi (AYAY) Bölümü öğrencileri katıldı. Salonun boş olması nedeniyle üzüldüğünü dile getiren Depremle Savaş Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Malik Gözübol, bundan sonraki benzer etkinliklerde daha geniş bir katılımın sağlanmasını temenni etti.
Üzerinde AYAY yazılı kırmızı tişörtleri ile konferansa katılan bir grup öğrenciye seslenen Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, 'Bu salona bakarak, sakın ola bu mesleğinizin önemsiz olduğunu zannetmeyin. En önemli mesleklerin başında geliyor. Çünkü insan hayatıyla ilgili, onun kurtarılmasıyla ilgili eğitim alıyorsunuz.Türkiye'de birçok fay hattı bulunuyor. Çanakkale de ne yazık ki iki tane ana fay hattından oluşan bir bölgede yer alıyor. Çanakkale'de her an ciddi bir deprem olabilir' diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından konferansta 1'nci oturuma geçildi. Prof. Dr. Süha Özden'in oturum başkanlığını yaptığı konferansın ilk oturumunda, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden Prof. Dr. Erdinç Yiğitbaş 'Çanakkale ve çevresinin jeolojisi', Prof. Dr. Süha Özden 'Çanakkale ve çevresinin aktif tektoniği', Doç. Dr. Tolga Bekler 'Çanakkale ve çevresinin depremselliği', Çanakkale Belediyesi'nden Prof. Dr. Aydın Büyüksaraç 'Çanakkale Belediyesi mücavir alan sınırlarındaki zemin koşulları ve yapılaşma arasındaki ilişkiler' ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi'nden Prof. Dr. Orhun Köksal 'Çanakkale kentsel ve kırsal alanlardaki yapıların mevcut durumu' konularında konuşma yaptı.
'ÇANAKKALE TÜRKİYE'NİN EN TEHLİKELİ BÖLGESİ'
ÇOMÜ Jeofizik Bölüm Başkanı Doç Dr. Tolga Bekler, yaptığı sunumda şubat ayında deprem fırtınasının yaşandığı Ayvacık'taki depremlerinin kendisi için sürpriz olmadığını söyledi. Doç. Dr. Bekler, Çanakkale'nin deprem konusuna uzak olmadığı ifade ederek, şunları söyledi:
'Bu grafik de bize gösteriyor ki, neredeyse 6 ve üzerindeki depremlerin Çanakkale ve çevresindeki aktif fay sistemlerine bağlı olarak oluşma potansiyelleri neredeyse yüzde 50'nin üzerinde. Dolayısıyla orta büyüklükte veya büyük bir depremi yaşamama beklentisi içerisinde olmamız mümkün değil. Bermuda şeytan üçgeninde bulunur gibi maalesef Çanakkalemiz belki de Türkiye'nin en tehlikeli bölgelerinden birinde bulunuyor. Kötümser bir havayı çizmek istemem ama durum bu. Kuzeybatıda Saroz Körfezi, Kuzey Anadolu fayının batı uzantısının ciddi yerlerinden bir tanesi, güneybatıda Edremit Körfezi ve Yunan ana karasına doğru Edremit fayının kendisi ve devamı, yine hocalarımızın da bahsettiği gibi Biga Yarımadası'ndaki farklı fay sistemleri yer alıyor. Bunlar sayısal kayıtları olan depremleri oluşturmuş.'
'7 VE ÜZERİNDE DEPREM OLABİLİR'
ÇOMÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü, Yapı Ana Bilim Dalında Prof. Dr. Hasan Orhun Köksal, 'Her an Çanakkale toprakları içerisinde veya sınırlarında 7 ve üzerinde deprem olabilir. Şuanda da olabilir. O zaman bizim Çanakkale olarak yapılaşmaya verdiğimiz önem nedir Çok başarılı bir zemin çalışması yapılmış ve yürürlüğe konulmuş durumda' dedi.
Birinci oturuma verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Kadir Güler, Çanakkale ve ülke genelindeki betonarme yapılarla ilgili sorunların çözümü için gayretler olduğunu söyledi. Deprem yönetmeliği ile ilgili herhangi bir sorun bulunmadığını hatırlatan Prof. Dr. Güler, şunları söyledi:
'Hazırlandığı dönem itibariyle, yalnız güncellemede biraz eksiğimiz oldu. 75 yönetmeliği, 97 yönetmeliğine kadar 22 sene güncellenemeden kullanılmış oldu. Esas sıkıntımız, gerek proje denetimi, gerekse yapımla ilgili denetimdeki eksikliklerdir. Ülkenin koşulları, malzeme kalitesi de önemli etkenler. Mevcut yapı stokunun problemlerini çözmek için kötü durumdaki binalar yıkılabilir. Kentsel dönüşüm konusu sürekli gündemde, ancak bunun yerine güçlendirmeyi de gündemimize almamız lazım ülke olarak. Çünkü biz mevcut yapıların hepsini yıkıp yenileyemeyiz. Yani hiçbir ülkenin ekonomik durumu buna el vermez. Biz toptan göçmeyi önleyemiyorsak, can kayıplarını azaltamıyorsak bu da bizim bir kusurumuz olarak tarihe geçebilir. O bakımdan yani bu kentsel dönüşüm devam etsin, bölgesel bazda devam etsin. Fakat bir taraftan da güçlendirilmesi ekonomik olan binaları güçlendirmemiz lazım. Yoksa bütün binaları kentsel dönüşüm kapsamında yenilemek 20-30 veya daha fazla yıllar alacak bir süreçtir. O kadar zamanımız var mı İşte o bir soru işareti. Çünkü depremin ne zaman olacağını bilmiyoruz.'
Mevcut yapı stokunu kısa sürede elden geçirmek ve çok kötü binaları ayıklamak gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Güler, 'Yakın zamanda yıkıcı bir deprem olursa bu çok sayıda can kaybına neden olabilecek bir durumdur. Biz yapılaşmayı çok ciddiye almıyoruz. Gecekondu olan ve mühendislik hizmeti görmemiş çok sayıda yapımız var. Bundan sonra üretilen yapıların çok daha iyi olmasını bekleriz ama proje kalitesi de önemli. Proje denetimi ve yapı denetimi ile ilgili hala bir takım sıkıntılarımız var. Sadece belirli bir kesimi suçlayamayız. Köysel yada kırsal dönüşüm anlamında da Çevre Şehircilik Bakanlığı'nın çalışmaları olmalı. Çünkü kırsal kesimde de belirli bir nüfus barınıyor. Dolayısıyla onların yaşadığı konutların da 5 ve 5.5 büyüklüğünde depremlerde hasar görmemesini sağlamamız lazım' dedi.

DHA