‘FETÖ’cü maliyeci ceza kesti ama ödediğim vergi ülkeme helal olsun’


Programının konuklarından avukat İsmail Yılmaz, SÖZCÜ'ye haksız yere kesilen 11 Milyon TL'lik vergi cezasıyla ilgili Burak Akbay'ın önemli sözlerini hatırlattı...

Kurulduğu günden bu yana “Fetullahçıların devlete sızdığına” dikkat çekerek yetkilileri “tehlikenin büyüklüğü” konusunda uyaran SÖZCÜ'yü sindirmek için FETÖ'nün kurduğu kumpaslardan biri de vergi cezası kesmek oldu. 2010'dan bu yana FETÖ, SÖZCÜ Gazetesi'ne mali açıdan kumpas kurdu. Örgüt, çeşitli taktiklerle, atadığı elemanlarıyla gazeteyi ‘vergi kaçakçısı' gibi göstermek istedi. SÖZCÜ'yü sindirmek için, o dönemde başvurulan yöntem ise “mali açıdan çökertme”ydi.

FETÖ ve ona bağlı şirketler, ona bağlı savcılar, ona bağlı mahkemeler, ona bağlı gazeteler ile SÖZCÜ sürekli bir kumpasa alınmaya çalışıldı. Dedim ya az önce en çok davalar SÖZCÜ’ye açıldı o yıllarda. Davadan yetinmedi vergi memurları saldı üzerine SÖZCÜ’nün FETÖ… 2014 yılında SÖZCÜ’ye yapılan vergi cerenemesinde verilen cezanın zaten maliyeti ve miktarı SÖZCÜ’ye yapılan FETÖ kumpasının açık örneği. SÖZCÜ hesapları 22 Haziran 2013 tarihinde, Selim Örer'den alınarak Vergi Müfettişi Çağlar Cerit'e verildi. Cerit'e tüm kayıtlar, en küçük meblağlı makbuza kadar eksiksiz olarak sunuldu. SÖZCÜ’nün basıp dağıtımını gerçekleştirdiği yabancı gazeteler üzerinden ceza kesmek için bir bahane yaratıldı. Basıp dağıtımı gerçekleşen yabancı gazetelerin iadesiyle ilgili şirkete 11 milyon TL ceza kesildi 11 milyon TL… Raporuna da, bu cezayı, “basiretli tüccar zarar etmeyi göze alamaz” gerekçesiyle kestiğini yazdı.

Şirketimiz, Ankara'da Gelir İdaresi Başkanlığı'na başvurarak bu cezayla ilgili “uzlaşma” talep etti. Gelir İdaresi Başkanlığı'nın kurduğu 3 kişilik Uzlaşma Komisyonu, şirketimizi 23 Haziran 2016'da görüşme için davet etti. Sunduğumuz kayıtlar, faturalar ve belgeler ile tüm uzlaşmacı tavrımıza rağmen, komisyon üyesi Zülfikar Küçükavcı'nın tavrı nedeniyle görüşme olumlu sonuçlanmadı. Şirketimiz, mahkemelik olan borcu da Ağustos 2016'da çıkarılan Af Kanunu kapsamında yeniden yapılandırarak taksitlendirdi.

BURAK AKBAY BURAK AKBAY


Şu ana kadar 1 milyon 700 bin TL. civarında ödeme yaptı. Halende yapılandırma gereği ödemesini yapmaya devam ediyor. SÖZCÜ’nün sahibi Burak Akbay’da bunun için şunu söylüyor, iki gün önce vardı manşette zaten “Haksız yere kesilen vergi cezaları bile devletime helal olsun” diyor. Yani kumpasa maruz kaldık, kumpasçı bir vergi memurunun haksız cezaya maruz kaldık ödemesini yapıyor onu da ben ülkemden geri almayacağım istemeyeceğim diyor Burak Akbay…

O cezayı kesen vergi memuru, o komisyonda SÖZCÜ’ye engel çıkartan Komisyon üyesi FETÖ’den açığa alındılar şu anda… Bu da SÖZCÜ’ye FETÖ’nün ne denli hain yaklaştığının, ne denli kumpas kurmaya çalıştığının çok açık göstergesi…

Burak Akbay kaçak değil ihmal yok yalan var


İsmail Yılmaz, Burak Akbay hakkındaki iddiaları belgelerle anlatarak hepsini yalanladı.

Yılmaz yaptığı açıklamada şöyle devam etti:

Bu Burak Akbay’ın uçak bileti. Referandum 16 Nisan’da oluyor. Burak Akbay’ın ülkeye girişi tarihi 15 Nisan… Referandumda oyunu kullandı. 4-5 gün kaldı sonra döndü. Anneannesi vefat etti geri geldi. Ülkeden son çıkış tarihi ise 13 Mayıs 2017 yani operasyondan 6 gün önce. Kaçak değildi. Eğer kaçak ise ifadesi alınması gerekiyorsa buradaydı. Kaçak ise geldi gitti niye yakalamadılar. O zaman görevlilerin ihmali var. Kaçak değil, ihmal yok ama yalan var.

Operasyon tarihi 19 Mayıs. Bu tarihte Burak Bey’le ilgili bir karar yok. Serbest. 19 Mayıs günü ve öncesinde kaçak demek yanlış. Yakalama kararının çıktığı tarih 26 Mayıs ve ifadesinin alınması için bu karar. “Kaçtı”, “kaçak” demek bir yargı mensubuna yakışmaz.

“HEPSİ FETHULLAH’LA KOL KOLAYKEN…”


10.12.2010, Sözcü’nün manşeti: “FETÖ-APO ittifakı.” O zaman yandaş medya “Hocaefendi Hazretleri” derken, hepsi Fethullah’la kolkolayken, Sözcü ise Türkiye’yi uyarıyordu, önlem alınmasını söylüyordu. O zaman bu manşetler ciddiye alınsaydı belki 15 Temmuz olmayacaktı. Sözcü Fethullah tehlikesine dikkat çekiyordu.

 

“ÖNCE KENDİLERİNE BAKSINLAR”


Bu manşetler için dava açıldı. Gülen’in kendisi ve kurumları 30’ün üzerinde dava açtı SÖZCÜ’ye. Gülen’in o süreçte yandaş medyaya açtığı dava var mı? Fethullah’la en çok biz uğraşıyorduk. Sözcü’ye FETÖ’cü diyenler önce kendilerine baksınlar. Fethullah’ın açtığı bir dava. Hapis istemiyle dava açıldı. Savcı kim? Celal Kara. 17/25 savcısı. Her zaman FETÖ’yle uğraşmış bir gazete Sözcü. Son dava tarihimiz 2016 Mart. Davayı kaybetti. Şimdi kalkmış Sözcü’ye FETÖ’cü diyorsunuz. Kendinize bakın…

 

Nasıl bu noktaya gelindi! Sözcü avukatı Celal Ülgen açıkladı


Kripto FETÖ’cülerin uydurma iftiralarıyla kurulan kumpası ve yapılan haksızlıkları, belgeleriyle tek tek açıklayan SÖZCÜ’nün avukatı Celal Ülgen, bu noktaya nasıl gelindiğini belgelerle açıkladı. “Herkes susarken ilk SÖZCÜ “FETÖ” demişti” diyen Ülgen, “Kimse yazmazken her şeyi SÖZCÜ ayrıntılarıyla açıklamıştı” diyerek sözlerine şöyle devam etti;

 

BUGÜN BİZİ İYİ İZLEYİN


Bugün bizi iyi izleyin. Yargıçların da izlemesini salık veriyorum. FETÖ’nün siyasi ayağının eksikliğini dile getirmek için verdiğimiz videoda devletin en tepesinin FETÖ’ye nasıl baktığını gösterdik. Kestane Meydanı’nın başlayan bu sürecin kestanesini çizdiler. Onlar övgüler dizerken SÖZCÜ “Gülen şeriatçı” diye manşet atmıştı 2008 yılında. 12 Mart 2008’de “Amerika’dan ahkam keseceğine Türkiye’ye dön” diye Emin Çölaşan’ın yazısı manşet olmuş. 3 Mayıs 2016’da “TSK’nın komuta kademesinde FETÖ’cü paşalar var” demiş. Bu kadar cesur manşeti kim attı şimdiye kadar? 17/25’ten sonra bile mesafe koydular. Kimi aldatacaklar bilmiyorum. Balyoz harekatı sırasında “İşte Orduya Balyoz” dediler Hakimlerin isimlerini verdi. Nerede bu hakimler? Silivri’de 3 defa müebbetle yargılanıyorlar. Sözcü bunu 2010 yılında söylemiş. FETÖ’cü olsaydı bu manşeti atabilir miydi? Bunun takdirini bu suçlamayı yapan savcılara, sorgulamacılara, yargıçlara bırakıyorum.

BU KUMPASA NASIL GELİNDİ?


Sözcü, en çok satan muhalefet gazetesidir. Köşe yazarları doğru söyledikleri için 9 köyden kovulmuş kimselerdir. Sözcü dilinin kemiği olmadan bütün yazarlarını özgür bırakmıştır. Bu hem siyasi iktidarı cemaatle birlikte iken rahatsız etmiş, hem de FETÖ’nün ortaya çıkmasından sonra tek başına siyasi iktidarı rahatsız etmiştir.

 

BURAK AKBAY’IN OKUDUĞU OKULLAR BELLİDİR


Ne yapmak gerekir? Sözcü’yü susturmak gerekir. Maymuncuk vardı imzasız ihbarlar. Bu yöntemi Sözcü için kullananlar çıkıyor. Fehmi Koru makalesinde Burak Akbay’ın cemaat okulunda yetiştiğini söylemiş. Burak Akbay’ın okuduğu okullar bellidir. Gerçekler ortaya çıkınca ricat başlıyor. Ellerinde belge yok. Ağız değiştirdiler. Okumadı ama cemaat evinde kaldı dediler. İsviçre’de cemaat okulu mu var? Sıkıştılar. Koru’nun söylediği laf yetmiyor. Ertuğrul Akbay bunun sebebini anlattı. Takvim Gazetesi 15 Temmuz’un hemen arkasından “FETÖ’cü Akbay tutuklansın” haberi yaptı. Burak Akbay’ı Gülen’in karşısında gösteriyorlar. Araştırmasını yaptık. Gülen görsellerini arattık, Ekrem Dumanlı çıktı. Kök fotoğraf bu. Akbay’ın fotoğrafını montajlayarak haber yapmışlar. Takvim niçin yapar bunu? Operasyonla ilgili bilgileri biz öğrenmeden Sabah gazetesi vermeye başladı.

KUMPAS GELİYOR


Önemli bir şey daha var. Bu fotoğrafı görür görmez fotomontaj olduğunu belirtip erişim engelleme istedik. Reddedildi. Gerekçesi ise basın özgürlüğü. Basın özgürlüğü bu ise bu kararı veren yargıcın fotoğrafını koysaydım! Ayıptır, basın özgürlüğü olur mu? Kumpas geliyor, başlıyor. Arkasından soruşturma başlıyor. Bu ve benzeri fotoğraflar yandaş medya tarafından sürekli yayınlandığı için 400 sayfayla ilgili erişim engelleme istedik, reddedildi.

6. SAVCI KILICI ÇEKTİ SORUŞTURMAYI BAŞLATTI


Soruşturmayı 8,5 ay denetleyerek savcılarla konuşarak izliyoruz. Meltem bile esmedi, adım atılmadı. Bekletildi. Savcılar değişti sadece. Değişen savcılar şimdi anlıyoruz ki biz bu soruşturmayı yürütemeyiz dediler. Ama 6. savcı kılıcı çekti ve operasyonu başlattı.

OPERASYON KRİPTO FETÖ’CÜLERİN İŞİ


15 Temmuz’dan sonra yargı ve siyaset içerisinde halen FETÖ’cü unsurların barındığını ve siyasi iktidarı zor durumda bırakmak için bu operasyona girdikleri düşünüyorum. Kripto FETÖ’cülerin işi bu.

BU OPERASYONDAN KİM YARARLANDI?


Sözcü’ye bu operasyondan kim yararlanır? Muhalefet sustu diye iktidar yararlanır ama iktidarın aleyhinedir. Demek ki lehine değil. Şu savunmalardan kim yararlanıyor? Gülen’i istediğiniz zaman bizim ifadelerimiz karşınıza çıkıyor. Burada sütten çıkmış ak kaşık orada demiyorum. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı Sözcü’nün başına gelenleri öğrenmek istemez mi. Çağırsın anlatalım. Gökmen tatil haberi yapıyor. Dünyanın her yerinde oluyor bu. Marmaris Postası iki gün önce haber yapmış. İşte Sabah Gazetesi’nin 17 Ağustos’taki haberi. Böyle şeyler olmaz.

Kim var arkasında?


FETÖ ile bir mücadele var. Cumhurbaşkanı’nın etkin mücadele istediği gerçek. Tarihi hata var. Hiçbir örgüt siyasi ayağı açığa çıkmadan çökertilemez. Ucu AKP’ye dokunur diye geriye çekilirseniz yine siz zarar görürsünüz. AKP eteklerine arasına sinmiş FETÖ’cülerin idamını isteyen bir güruh var ve bunlar FETÖ’cüdür. Nasıl döndüler? Bu gibi insanlar, Gülen’le sarmaş sırdaş olanlar bugün siyasi iktidarın rantından yararlanmak için FETÖ’ye karşıymış gibi tavır alıyorlar. Siyasi iktidarın düşeceği endişesi çıkarsa da kendi yerlerine gidecekler.

“TSK'DA 50 BİN FETÖ’CÜ OLDUĞU SÖYLENİYOR”


Böyle giderse bu çözülemez. 16 Haziran’da darbe olacak diyorlar. Kumpas davalarında FETÖ’cülerin gerçek kimliklerini öğrendik. Hala TSK’da 50 bin FETÖ’cü olduğu söyleniyor. Ama siz Harp okulu öğrencilerini tutuyorsunuz. Türkiye’nin hızla hukuk devleti olması gerekir ki ABD’den Gülen’i isteyebilesiniz. Darbe raporuna muhalefet şerhinde kontrollü darbe dedi diye kızıyorlar. Ben bu ifadeyi kullanmıyorum ama karanlık noktalar var. Reşat Akçay’la tartışmalarım var bunu herkes biliyor. Cemaati zamanında ne kadar kolladığı biliniyor. Bu karanlık noktaları izah etmediğiniz sürece olmaz.