Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye Raporu oylandı ve müzakerelerin askıya alınmasını öneren Türkiye Raporu kabul edildi. Raporda Türkiye ile üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısı yapıldı. Kararın ardından  Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik sert bir tepki açıklaması yaparak, kararın yok hükmünde sayılacağını ve iade edileceğini açıkladı. Çelik ayrıca " Bu ilişkileri sabote etmeye dönük bir rapordur. AP raporunu, son iki yıldır olduğu gibi yok sayıyoruz' diye konuştu.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Müftüoğlu da yaptığı açıklamada  "Asılsız iddialara ve iftiralara dayanan bu karar söz konusu kurumun itibarını ayaklar altına almaktadır" diye konuştu.

Çelik'in açıklaması şöyle

İLİŞKİLERİ SABOTE TEMEYE YÖNELİK BİR RAPOR

"Siyasi nitelikte karar açıklamışlardır. İçinde bizim faydalanacağımız unsurlar olması her zaman göz ettiğimiz bir husustur ve hiçbir zaman eleştiriden çekinmeyiz. Hatta bunlardan nasıl faydalanırız diye bakarız. Maalesef bu rapor, bunlardan uzak. Dolayısıyla bir tek taraflı tarih anlatısına, tek taraflı siyasi yaklaşımla yürütülen meseleye karşı objektif olmayan, Türkiye'nin yaptığı açılımları görmeyen bu raporu kabul etmiyoruz. Bu rapor bir işbirliği raporu değildir. Bizim AP'den beklentimiz, eleştiriler tabii ki söz konusu olacaktır ancak bunlarla beraber iş yapmamızı mümkün kılan raporlar hazırlamasıdır. Bu ilişkileri sabote etmeye dönük bir rapordur. AP raporunu, son iki yıldır olduğu gibi yok sayıyoruz.

Aynen iade edilecektir. Bu tek taraflı Ermeni anlatılarına yer vermesi bir vizyonsuzluktur. Maalesef bu raporlar artık herhangi bir şekilde faydalanabileceğimiz raporlar olmaktan çıkmıştır. Üstelik bu sene 1915 olaylarına atıf, ana metnin içinde yer alıyor. Bu rapor, artık objektif bir belge olma vizyonunu kaybettiğinin göstergesidir. Bu raporda AP tarafından Türkiye'deki anayasa değişikliklerinin uygulanması durumunda müzakerelerin askıya alınması, Gümrük Birliği anlaşmasının güncellenmesi için insan hakları gibi maddelerin eklenmesi yönünde çağrılar, AP'nin Türkiye-AB ilişkilerini anlama kapasitesinin ne kadar düştüğünün göstergesidir. 16 Nisan referandumu, halkın kabul ettiği bir tekliftir. Dolayısıyla "Halkın kabul ettiği teklifleri uygularsanız, biz sizinle ilişkilerin askıya alınmasını tavsiye edeceğiz" şeklinde bir yorum yapmaya hakkı yoktur. Bu anti demokratik bir yaklaşımdır.

AP KENDİNİ BÜTÜN SEÇİMLERİ LAĞVETMEYE YETKİLİ GİBİ GÖRMEKTE

Daha uygulamaya bile geçilmeden böyle bir tavır alınması, ne kadar önyargılı olduklarını gösteriyorlar. Halk iradesi tecelli etti, aynen uygulanacaktır. AP, kendisini bütün seçimleri lağvetmeye yetkili bir kurum gibi görmektedir ve bu doğru değildir. Biz AP'yi halk iradesine saygılı olmaya çağırıyoruz. Demokratik teamüllere saygılı olmaya davet ediyoruz. Burada bir olgunluk probleminin olduğu gözleniyor.

OTURUP KONUŞMAYA HAZIRIZ

Bizimle işbirliği yapmak istiyorlarsa oturup konuşmaya hazırız. Eleştirilerini dinlemeye açığız ama halk iradesinin geçersiz sayılması gibi anti demokratik konuları tartışmaya açık değiliz. AB ile ilişkilerimizde ortak başarı ağımızda bulunan pek çok konu var. Bunların konu edilmesi çok açık bir vizyonsuzluktur. Gümrük Birliği tek taraflı talebi değildir Türkiye'nin. Şimdiye dek başarıyla yürüyen ve son derece sağlıklı bir şekilde müzakere edilen bir konunun siyasi malzeme yapılması son derece yanlıştır.

"PKK'YA DÖNÜK OLARAK YAPILAN AÇIKLAMA OLUMLU"

PKK'ya dönük olarak yapılan çağrı olumludur, ancak uygulaması nedir? Terör örgütü olarak tanımlanıyor ama biz biliyoruz ki pek çok Avrupa ülkesinde bu örgütün bayrakları sallanabilmektedir. Dolayısıyla PKK sembollerinin yasaklanması yolunda çağrı yapan Avrupa ülkelerine çağrımız, önce kendi koridorlarınızda bunların sergilenmesinin önüne geçin.

SOMUT BELGE İSTEMELERİ DARBE GİRİŞİMİNİ ANLAMADIKLARININ GÖSTERGESİ

Fethullahçı terör örgütü hakkında somut deliller istemeleri, bir darbe girişimini anlamadıklarının göstergesidir. Bunun hiçbir şekilde bizim Fethullahçı Terör Örgütü'nün ortaya koyduğu darbe girişimine karşı mücadelemizi gölgelemesini istemiyoruz. Aldığımız tüm tedbirler hukuk çerçevesindedir. Bu ülke ağır bir darbe girişimiyle karşı karşıya kalmıştır. Tarihin en büyük hukuk mücadelelerinden birini veriyoruz. Herhangi bir şekilde Fethullahçı Terör Örgütü'nün bu darbe girişiminin öznesi olup olmadığını sorgulayan bir tutumu, düşmanca bir tutum olarak kabul ederiz. Tüm kanıtlar ortadadır, pek çok görüntü ortaya çıkmıştır. Nitekim bu terör örgütünün üst düzey yetkililerinin verdiği ifadeler söz konusudur. Bunu yeterince takip etmediklerini görüyoruz.

KARARLAR DEMOKRATİK VİZYONLA AÇIKLANAMAZ

AP, demokrasi okulu olmakla övünür her zaman. Ancak bu "demokrasi okulu", tankla topla demokrasisi yıkılmak istenen Türkiye ile yeterince dayanışma içerisinde bulunmamıştır. Bombalanan bir parlamentoyla dayanışma içerisinde olmak yerine, Türkiye'yi yargılayan kararlar almak hiçbir demokratik vizyonla açıklanamaz.

RAPOR GÜVEN EKSİKLİĞİNE KATKI SAĞLADI

Maalesef bu AP raporu, AB ile Türkiye arasındaki güven eksikliğine katkı sağlamıştır. Bu rapor, kapağı dahi açılmadan iade edilecektir.

Bakın NATO konusunda AB ile ABD arasındaki tartışmalar, ilk defa bir ABD Başkanı Avrupa bütünleşmesini eleştiren birtakım sözler sarf etti. Suriye'deki iktidarsızlığın yakın zamanda sona ereceği öngörülmüyor. Akdeniz'de neredeyse dünyadaki tüm ülkelerin savaş gemileri bulunuyor. Bu gelişmeler üzerinde AB ile Türkiye ilişkilerinin bütünleşmesi gerekiyor."

AB BAKANI ÇELİK'İN ARDINDAN DIŞİŞLERİ BAKANILIĞI'DAN DA AÇIKLAMA GELDİ

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu: "Taraflı ve objektiflikten uzak şekilde belirli çevrelere hizmet etmek üzere hazırlandığı anlaşılan sözkonusu kararın ilişkilerimize olumlu katkısının olmayacağı açıktır" dedi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hüseyin Müftüoğlu, Avrupa Parlamentosunca AB Komisyonunun 2016 Türkiye Raporu’na dayanarak hazırlanan ve AP Genel Kurulunda kabul edilen Türkiye kararı ile ilgili, "Asılsız iddialara ve iftiralara dayanan bu karar söz konusu kurumun itibarını ayaklar altına almaktadır. Bu karar tarafımızdan yok hükmünde sayılmaktadır" dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Müftüoğlu, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulunda kabul edilen Türkiye kararı ile ilgili soru üzerine, "Avrupa Parlamentosunun (AP) AB Komisyonunun 2016 Türkiye Raporu’na ilişkin kararı, 6 Temmuz 2017 tarihinde AP Genel Kurulunda kabul edilmiştir. Taraflı ve objektiflikten uzak şekilde belirli çevrelere hizmet etmek üzere hazırlandığı anlaşılan söz konusu kararın ilişkilerimize olumlu katkısının olmayacağı açıktır" karşılığını verdi.
Bu kararın kısa bir süre içerisinde üç AB Komiseri’nin Türkiye'yi ziyaret ettiği ve her iki tarafın da ilişkileri geliştirmek için çaba sarfettiği bir döneme denk gelmesinin ayrıca talihsiz bir gelişme olduğuna dikkat çeken Müftüoğlu, "Türkiye-AB ilişkilerinin temeli ve ülkemizin stratejik önceliği tam üyelik olup, bu hususta en önemli araç katılım müzakereleridir. AP’nin müzakerelerin ve fonların askıya alınmasına dair benimsediği dil teşvik edici ve yapıcı olmaktan uzaktır. Kararda insan hakları alanında ülkemize haksız eleştiriler yöneltilirken, bu konuların istişare edilmesinin doğru yolu olan yargı ve temel haklarla ilgili 23. ve adalet, özgürlük ve güvenlik başlıklı 24. fasılların müzakereye açılması yönteminin siyasi nedenlerle engellenmiş olmasına değinilmemesi açık bir çelişkidir. Benzer şekilde ülkemizin zor bir dönemden geçmekte olduğu hususu zayıf ifadelerle de olsa teslim edilirken, müzakere eden aday ülke olan ve önemli bir ortak olarak görülen Türkiye’den hak ettiği desteğin esirgenmesi, çelişkili yaklaşımın ve vizyon eksikliğinin bir diğer göstergesidir. Asılsız iddialara ve iftiralara dayanan bu karar söz konusu kurumun itibarını ayaklar altına almaktadır. Bu karar tarafımızdan yok hükmünde sayılmaktadır" diye konuştu.

"KARARIN BAĞLAYICILIĞI YOK"

Öte yandan Avrupa Parlamentosu'nda Türkiye raporun oylamasını değerlendiren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken'de alınan karara tepki gösterdi.Palandöken, "Avrupa Parlamentosu'nun aldığı karar tavsiye niteliğindedir. Hiçbir bağlayıcılığı yoktur. Avrupa Parlamentosu müzakerelerin askıya alınmasını öneren raporunun kabul edilmesi büyük bir yanlıştır. Ancak tavsiye niteliğinde olduğu için bir hükmü yoktur" dedi.