Li-Fi temel olarak Wi-Fi ile aynı, sadece küçük bir fark var; LiFi radyo sinyallerini kullanmak yerine veriyi kablosuz bir şekilde aktarabilmek için LED ışıkları kullanıyor. Peki gelecekte Wi-Fi teknolojisinin yerini alacağı söylenen Li-Fi nedir? Li-Fi teknolojisi, Wi-Fi’ın yerini alabilecek mi? İşte merak edilenler...

Yıllardır kablosuz bağlantı için kullanılan Wi-Fi teknolojisi interneti radyo dalgaları aracılığıyla cihazlara iletmekteydi, günümüzde gelişmekte olan Li-Fi teknolojisi ise interneti ışık fotonları üzerinden taşıyarak 100 kata kadar daha hızlı bir iletişim imkanı sağlıyor. Li-Fi teknolojisinin hayatımıza girmesine tek engel cihazın sürekli internet bağlantısı yayan ışığa dönük olması gerekliliği, ışık fotonlarının tüm odaya yayılacağı bir sistem bulunduğu takdirde Li-Fi’nin vazgeçilmez olacağı düşünülüyor.

Li-Fi NEDİR?

Li-Fi, henüz geliştirilme aşamasında olan kablosuz bağlantı teknolojisidir ve Prof. Harald Haas tarafından icat edilmiştir. Li-Fi temel olarak Wi-Fi ile aynı, sadece küçük bir fark var; LiFi radyo sinyallerini kullanmak yerine veriyi kablosuz bir şekilde aktarabilmek için LED ışıkları kullanıyor.

Geleneksel Wi-Fi veriyi cihazlara aktarmak için radyo sinyallerini kullanır. Şu an Wi-Fi dünyanın internet ileticilerinin neredeyse yarısını taşıyor. Bu yüzdenin insanlar daha çok online olmaya başladıkça ve nesnelerin interneti büyüdükçe, gelecek yıllarda bu oranın artması bekleniyor.

Bu yoğunluk nasıl 2.4 GHz frekansında yığılmalar olduğunu ve sinyal kirliliğinin problem olduğunu bizlere gösterdiyse, gün gelecek WiFi’daki 5 GHz bandı da yetmeyecek. Bu noktada gelecekte LiFi devreye girebilir.

lifi-wifi

Wi-Fi'DAN DAHA MI HIZLI?

Son deneylerde araştırmacılar Li-Fi hızında saniyede 224 gigabayta kadar ulaştı. Bu hızlarda bir insan bir saniyede 20 film uzunluğunda veriyi indirebilir.

Araştırmalara göre, Li-Fi, Wi-Fi’a oranla 1000 kat daha fazla veri yoğunluğuna ulaşabilir çünkü Li-Fi sinyalleri daha dağınık olan radyo sinyallerinin aksine küçük bir bölgede toplanıyor.

WiFi, geniş bir kapsama alanına sahip olabilir ve radyo sinyalleri duvarı da geçerek, hedefine ulaşabiliyor. LiFi daha dar bir alanda, alıcı verici mantığıyla çalışan bir sistem. Böylece hem daha güvenli hem de daha hızlı bir teknoloji. Tabii WiFi’a göre kapsama alanı ve çeşitlilik noktasında da dezavantajlı.

Li-Fi kolay bir şekilde önümüzdeki iki yıl içinde işletme ve endüstriyel kullanımlarda kendi yolunu bulabilir. Buradan yola çıkarsak, Li-Fi’ın evlere girmesi de uzun sürmeyecek. Sistem kolay bir şekilde bir LED ışığıyla herhangi bir cihaza bağlanabilir. Son olarak bu da Nesnelerin İnterneti dönemini çok daha hızlı gerçekleştirebilir.

Li-Fi teknolojisini, interneti tepe ileticiler ve çatı güneş panelleri kullanarak uzak konumlara taşıma aracı olarak da görülüyor. LED sokak ışıkları bile dış mekan Li-Fi ağını kullanmanın bir şekli haline gelerek şehir içinde yürürken internete bağlı kalmayı mümkün kılabilir. Tabii bunlar teoride ve araştırmalarda da kalabilir. Sonuçta WiFi yoğun kullanılan bir standart. LiFi’ın da gelişebilmesi için, standartlaşması ve pek çok cihaz tarafından kullanılabilir olması gerekiyor.

Sadece Li-Fi’ın ne kadar hızlı yaygınlaşacağı henüz belli değil. Hindistan, Kolkata’daki St. Xavier Koleji’nden araştırmacılar şöyle diyor: ‘’Li-Fi teknolojisi sayısız yarar sunmasına rağmen bu teknolojinin yaşamlarımızın bir parçası haline gelmeden önce aşması gereken belirli bariyerler var.’’ Bu bariyerler hava durumuna bağlı olarak sis gibi koşullarda Li-Fi’ın ışık engellendiğinde gücünün azaldığı gerçeğini ve benzerlerini içeriyor.

Ancak bu teknolojinin bazı eksiklikleri de var. Bunlardan en önemlisi doğrudan güneş ışığı sinyalini bozacağı için dışarıda kullanılamama