Washington Post'ta yer alan habere göre, çalışmalarının birinin yazarlarından New York Üniversitesi'nden biyolog olan Claude Desplan, bu karıncalar için "herhangi bir sosyal böcek ailesindeki ilk mutant" diyor. Koloni üyeleri genetik açıdan çok benzer olsa da, karıncalar karmaşık sosyal rollere sahip. Karıncaların dişileri yumurtlayan kraliçelerden biri veya işçi olabilir ya da koloni temizleyicileri veya azılı bir savaşçı rolünü alabilir

Kanatlı sistemleriyle sperm ulaştırma sistemlerinden biraz daha fazlası olan erkekler ise sadece mevsimsel dönemlerde ortaya çıkıyorlar. Desplan, mutant genlerin devam etmesinin yolunun "kraliçeyi aşmak" anlamına geldiğini söylüyor: "Kraliçe yapmak o kadar da kolay değil."

Mutant karınca ile ilgili araştırmanın bir diğer yazarı olan Rockefeller Üniversitesi'nden biyolog Daniel Kronauer, "Meyve sinekleri veya farelerle çalışamadığınız ilginç biyolojik soruları karıncalarda inceleyebilirsiniz." diyor: Binlerce meyve sineğini kirli bir kovanın içine atarsanız, ya dövüşecek ya da çiftleşeceklerdir. Ancak aynı deneyi karıncalarla yaparsanız, onlar kazmaya başlayacak, yavrularını taşıyacak veya yiyecek arayacaklardır.

Desplan, "Karıncalar şaşırtıcıdır, çünkü aynı genom ile bir kraliçe, bir işçi ya da başka bir işçi sınıfı ya da bir asker olabilirsiniz," diyor.

[old_news_related_template title="Bilim insanları, insan yapımı DNA'dan ürettiği maya ile suni yaşamın anahtarını buldu" desc="Sentetik maya, ağrı kesici, biyolojik yakıt ve daha kaliteli ekmek ve mayalama endüstrisi için yüksek sıcaklara dayanıklı ve daha ucuz bira ve ekmek üretimi için kullanılabilecek.  Daha da önemlisi, maya, insan genlerinin dörtte birini paylaşıyor ve bu özellikten dolayı, biyologlar, kistik fibroz gibi tahrip edici hastalıkları önlemek için DNA'nın tüm bölümlerini inşa edebilir." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/03/insan-yapimi-dna.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/teknoloji/bilim-insanlari-insan-yapimi-dnadan-urettigi-maya-ile-suni-yasamin-anahtarini-buldu-1726103/"]

CRISPR tekniği kullanıldı

Kronauer ve arkadaşları, Rockefeller Üniversitesi'nden lisansüstü öğrenci Waring Trible önderliğinde, klonal işgalci karıncalarından Ooceraea biroi'yi inceledi. Çoğu karıncanın aksine, işgalci karıncaları, parenogenez yoluyla aseksüel olarak çoğalıyordu. Bakire doğum ise bazı yılanlarda, kertenkelelerde ve köpekbalıklarında görülen bir olgudur. Döller, dişilerin klonları olarak sonuçlanır. Her iki türün de genetik değişimin istenen sonucu aynıydı: Gelecek nesil mutantları doğuran ana karıncalar yaratmak.

Her iki araştırma grubu da karıncalarını aynı şekilde değiştirdiler. Bilim adamları, CRISPR-Cas9 tekniğini kullanarak , karıncanın koku reseptörlerinin önemli bir bileşenini elediler.

[old_news_related_template title="Akıllı makine yolunda bilim insanları insan aklına benzer şekilde öğrenebilen yapay sinaps yarattılar" desc="İnsan yardımına ihtiyaç duymadan, kendi başına öğrenip, kendi başına çalışabilen bir robot fikri şimdiye kadar bilim-kurgu romanlarında rastlanıyordu. Ancak bilim insanları kendi başına öğrenebilen ilk yapay beyin bağlantısının oluşturulması yolunda bir adım daha yaklaştı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/04/akilli-makine-robotlar.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/teknoloji/akilli-makine-yolunda-bilim-insanlari-insan-aklina-benzer-sekilde-ogrenebilen-yapay-sinaps-yarattilar-1777708/"]

Karıncaların iletişim kurduğu kokular olan feromonlar, onların bir nevi sosyal medyalarıdır. Karıncalarda yüzlerce koku geni olsa da, odorant reseptörü birlikte reseptör olarak orco olarak adlandırılan belirli bir geni silmek, hemen hemen tüm karınca koku sistemini işe yaramaz hale getirir. Karıncalarda yüzlerce koku geni olsa da koku moleküllerinin tespitinden sorumlu olan koresoptörlerden, orco olarak adlandırılan belirli bir geni silmek, hemen hemen tüm karınca koku sistemini işe yaramaz hale getiriyor.

Kronauer, her bir koku genini tek tek çıkarmanın "aslında imkansız" olarak tanımlıyor. Fakat orco koku genlerinin "bütün aileyi çıkarması" gücü onu gen manipülasyonu için bariz bir aday yapıyor.

Desplan, her iki araştırma grubunun da genin silinmesine bağımsız olarak karar vermesinin nedeninin bu olduğunu söyledi. Desplan, böceklerin koku alma duyularının yaklaşık yüzde 90'ını kaybettiğini belirtiyor.

[old_news_related_template title="Bilim insanları, laboratuvarda yeni bir yaşam formu yarattı: Virüslere dirençli Süpermikrop" desc="Boston'daki Harvard Medical School'da yeni bir atılım E.Coli bakterisinin genomuna 62 bin değişiklik yaptıktan sonra tamamen yeni bir yaşam formu icat etmişlerdi. Yeni süpermikrop ise yeryüzündeki bilinen tüm virüslere karşı dirençli olacak ve doğada bulunmayan farklı protein tiplerini üretme yeteneğine sahip olacak." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/08/aefetryerq.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/dunya/bilim-insanlari-laboratuvarda-yeni-bir-yasam-formu-yaratti-viruslere-direncli-supermikrop-1362526/"]

DAVRANIŞLARI DEĞİŞTİ

Sonuçlara bakıldığında mutantların davranışının da dramatik bir şekilde değiştiği gözlemlendi. Hint Zıplayan Karıncaları koloniden uzaklaştı ve yiyecek aramayı bıraktı. Desplan, bir mutant zıplayan karıncanın izole edilse dahi, karıncanın hala verimli bir doğurganlıkla yaşamına devam etmesi gerektiğini söylüyor. Ancak bu sözde kraliçeler çok az yumurta bıraktı ve annelikleri de yetersiz kaldı. Ve eğer mutantlar, kraliçesini kaybeden bir koloniye ait olsaydı, antenleriyle yapılan düellolara katılmazlardı. Bunun yerine, sadece kendi antenleriyle tek başınayken uğraşmayı sürdürdüler.

Sıçrayan karıncalar gibi, Ooceraea biroi mutantların da antisosyal hale gelmesini, "Birdenbire bu karıncalar artık sosyallaşmediler. Kaybolmuş gibi dolaşıyor, koloniye katılmıyorlar, "diyerek açıklayan Kronauer. "Sadece etrafında dolaşıyorlar." diye gözlemlerini aktarıyor.

Bu türden araştırmalar, Desplan'ın görüşüne göre yeni model organizmaların kapısını aralıyor. Geleneksel biyoloji yöntemi aynı organizmaya -fareler veya meyve sinekleri gibi- ait sorular sormakla uğraşırken, genetik mühendisliği teknikleri biyologlara bir hayvana ait kendi ihtiyaçlarına uyan çok özel sormasına izin veriyor.

Desplan, "Toplulukları modellemek istiyorsanız karıncalara bakın. Farelerin bile çok gelişmiş davranışları bulunmuyor." diyor.

Çeviri: Reha BAŞOĞUL

[old_news_related_template title="Parmaklarımız balık yüzgeçlerinden mi evrildi?" desc="İnsan vücut yapısı,balık atalarıyla kıyaslandığında tamamen farklı bir özelliğe sahip gözüküyor. Ancak şaşırtıcı sonuçlara sahip son araştırma bunun böyle olmadığını gösterdi. Bir zamanların okyanus sakinleri nasıl oldu da karada koşuşturur hale geldi?" image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/08/parmaklar.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/dunya/parmaklarimiz-balik-yuzgeclerinden-mi-evrildi-1358366/"]

[old_news_related_template title="Erkekler neden kelleşir? Bilim sonunda yanıt buldu" desc="Birçok erkek için, kellik, yaşlanmanın kaçınılmaz bir parçasıdır. Şimdi, Edinburgh Üniversitesi'ndeki bilim insanları nedenini bildiklerini düşünüyorlar." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/02/kel.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/saglik/erkekler-neden-kellesir-bilim-sonunda-yanit-buldu-1681703/"]

[old_news_related_template title="Bilim insanları, ilk kez 'imkansız molekül' olarak bilinen 'triangulene molekülünü' laboratuvarda üretti" desc="Araştırmacılar, ilk defa, fizikçilerin yaklaşık 70 yıldır peşinden koştuğu, triangulene adı verilen garip ve dengesiz özellikli üçgen biçimli bir molekül sentezledi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/02/triangulene.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/teknoloji/bilim-insanlari-ilk-kez-imkansiz-molekul-olarak-bilinen-triangulene-molekulunu-laboratuvarda-uretti-1682575/"]