Dailymail'de yer alan habere göre yeni bir çalışma, yaklaşık 49 bin yıl önce İspanya'da yaşayan Neanderthallerin ağrı kesici ve antibiyotik içeren kavak bitkilerini, diş enfeksiyonları ve mide parazitleri tehditlerine karşı tedavi amaçlı kullandıklarını ortaya çıkardı.

DNA ÜZERİNDEN DEDEKTİFLİK

Bilim insanları, bir dizi Neanderthal diş fosilindeki sertleşmiş plakaları incelemeye aldı ve antibiyotik üreten genetik materyal içerdiğini keşfetti. Hastalığa yakalanmış olduğu düşünülen İspanyol Neanderthal'in çene kemiğinde de apse tespit edildi, bunun onda mide şikayeti yaratabileceğini belirtiliyor. DNA izlerini takip eden araştırmacılar, neanderthalin tedavi için, kabuğunda aspirinin ağrı kesici bileşeni olan salisilik asit içeren kavak kabuğunu çiğnediğini söylüyorlar. Fakat daha ilginç bir şekilde , muhtemelen taş devri antibiyotiği olan kullanılan bir penisilin kalıbı da çiğnemiş olduğu ortaya çıktı.

neanderthal_arastirmalari

1928 yılında Alexander Fleming tarafından keşfedilen penisilin aslında El Sidron olarak bilinen bir mağaranın sakini ondan binlerce yıl önce keşfi anlamına geliyor. Aspirin ise ilk olarak 1890 yılında sentezlenmesine rağmen, söğüt ve kabak kabuğunun ağrı kesici olarak kullanıldığı yine binlerce yıldır biliniyordu.

dis_fosilleri_2

Çalışmanın baş yazarı olan Dr. Laura Weyrich, tarih öncesi çağlara bir pencere açan bu dedektiflik öyküsü için şöyle diyor: " Diş plağına ağızda yaşayan mikroorganizmalar, solunum ve gastrointestinal sistemde bulunan patojenler ve yemek kırıntıları yapışır ve bu binlerce yıllık DNA'nın korunmasına yol açar." diyor.

dis_fosilleri

Dr. Weyrich, DNA'nın Neanderthal yaşam biçimine özgür bir pencere açtığını, yani yediklerinin, sağlığının nasıl olduğunun ve çevrenin davranışlara nasıl etkisi olduğunun ipuçlarını taşıdığını söylüyor.

[old_news_related_template title="Yaşadığımız alerjilerin kökeni insanlarla neandertaller arasındaki ilişkilerde saklı" desc="Neandertallerin kuzenlerinden miras kalan üç gen, alerjilere karşı duyarlı bağışıklık sistemine sahip modern insanların genlerine aktarılmış olabilir. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/01/07/alerj.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/dunya/yasadigimiz-alerjilerin-kokeni-insanlarla-neandertaller-arasindaki-iliskilerde-sakli-1034002/"]

NEANDERTHALLERİN FARKLI DİYETLERİ VARDI

Prof. Alan Cooper ise, "En şaşırtıcı bulgulardan biri çene kemiğinde görülebilen bir diş apsesinden muzdarip El Sidron'daki neanderthal olduğunu söylüyor ve dişindeki plağın, aynı zamanda akut ishale sebep overen bir bağırsak paratizitine sahip olduğunu gösteriyor, açıkça çok hastaydı. Aspirinin aktif maddesi olan salistik asit içermesi nedeniyle ağrı kesici özelliği olan kavak yiyordu ve diğer türlerde görülmeyen bir doğal antibiyotik kalıbı(penisilyum) da tespit ettik. Görülüyor ki, Neanderthaller tıbbi bitkiler ve bunların ağrı giderme özellikleri hakkında iyi bir bilgi birikimine sahipti ve kendilerine iyi bakıyorlardı. Penisilini geliştirmemizden 40 binden fazla yıl önce antibiyotik kullanımı çok şaşırtıcı olacak. Elbetteki bulgularımız neandertal dostlarımızın popüler hayal gücümüzdeki basit olduklarına dair algıyla çelişiyor. Neanderthallerin çeşitli diyetleri bulunmaktaydı." diyerek araştırma sonucunu özetliyor:

"Spy Cave olarak bilinen mağarada bulduğumuz neandarthallerin, yabani mantarlarla desteklenmiş, yaban Avrupa koyunu ve yünlü gergedan tükettiğini tespit ettik. El Sidron mağarasından gelen bulgularda ise et tüketimine dair bir kanıt bulunmamasına rağmen, çam fıstığı, yosun, mantar ve ağaç kabuğundan oluşan ve çoğunlukla vejetaryen bir diyetle karşılaştık. Bu, iki grup arasında, çok farklı yaşam biçimleri olduğu anlamına geliyor."

magara_3

Nature'da yayımlanan araştırmanın yazarlarından Barselona'daki Autonomous Üniversitesi'nde çalışan Karen Hardy, neanderthallerin bir gıda maddesi olarak yoğrulmuş küf kalıbı yemesini olası görmediğini belirtiyor. " Eminim, bilinçli bir şekilde küflü bitki materyali yemiyorlardı, bilinçli bir şekilde dışarda aradıkları bir şey değildi, çünkü küflü bitki kalıbının tadı iyi değildir."

Tübingen Üniversitesi'nden Christoph Wissing ise İspanyol Neandertallerin diş analizine dayanan bulgularına göre, bir vejetaryen veya vegan diyeti aldığı halde kemiklerinin üzerinde yaptığı çalışmaların etçil olduklarını gösterdiğini söyledi.

Çeviri: Reha BAŞOĞUL

[old_news_related_template title="Çin'de 100 bin yıllık Neanderthal ve Homo Sapiens özellikleri karışımı kafatasları bulundu" desc="Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Çin'de bulunan iki antik kafatası kalıntısı, tamamen yeni tür veya türler arasında henüz keşfedilmemiş bir karışım olasılığını gündeme getirdi. Kafatasları hem Homo Sapiens türünde hem de Neanderthallerde bulunan fiziksel farklılıklarının bir karışımı taşıyor ama iki gruba da ait olmaması gizemi arttırıyor." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/03/bulus.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/teknoloji/cinde-100-bin-yillik-neanderthal-ve-homo-sapiens-ozellikleri-karisimi-kafataslari-bulundu-1719550/"]

[old_news_related_template title="Neandertal fosilleri üzerinde yapılan taramalar, aralarında nasıl iletişim kurduklarını ortaya koydu" desc="Neandertaller bizim gibi mi konuşuyordu? İnsanların soyu tükenmiş akrabalarının kulak kemikleri üzerine yapılan taramalar, onların insanlar gibi sesli iletişime uygun olacak şekilde ayarlandığını ortaya çıkardı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2016/09/neandeltal.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2016/dunya/neandertal-fosilleri-uzerinde-yapilan-taramalar-aralarinda-nasil-iletisim-kurduklarini-ortaya-koydu-1415193/"]