Diyoruz ki:
“Hocam, trafikte çok insan ölüyor, hutbede şu direksiyona geçince başkalarının canına kast edenleri anlatsan...”
O çıkıyor deveyi anlatıyor...
Çünkü öğretide “deve” var...

*

“Hocam, hatalı sollamak, öne geçmek, insanların hayatını tehlikeye atmak hak ihlali ise, günah değil midir?..”
“Günahtır...”
“Söyle o zaman hoca...”
O “Deveyi aç bırakmak günahtır” diye başlıyor...

*

Ramazan geldi işte...
İnsanların vicdanları ile hesaplaştığı aydır...
Sorularımız ve yanıtları olmalı...

*

Gazetelerde haberi var:
TBMM bahçesinde görkemli iftar sofrası...”
Bu sene TBMM Başkanı karar aldı, iftar sofrası ilk kez harem-selamlık olacak... Erkek siyasetçiler ayrı, kadın siyasetçiler ayrı ağırlanacak...
TBMM’nin bahçesine dev yuvarlak masalar kurulacak...
400 aşçı ve garson hizmet edecek...
(Ne de olsa parasını Japonlar veriyor!..)
İftara; Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, eski yeni milletvekilleri yanında siyasetin önemli isimleri de çağrılı...
Darbe soruşturma komisyonuna ifade vermeye gitmeyen Genelkurmay Bakanı da iftar için TBMM’ye gidecek...
İftar duasını Diyanet İşleri Başkanı okuyacak...

*

Din yüce duygudur, samimi inananlara...
Allah kabul etsin...

*

Peki dinde sadece iftar sofraları mı var?...
Zulmün günah olduğu yok mu?..
Hapishanelere doldurulmuş suçsuz insanlar...
Linç edilen masum hayatlar...
Haksızlık...
Hukuksuzluk...
Yalan, dolan, ayetlerde yazmıyor mu?..
O iftar sofralarına oturanlara sorsana hoca:
Din, iftar sofralarından mı ibaret?..

*

Tamam; kitapta “trafik” yok ama...
Adalet, hak, hukuk, vicdan, ahlak yok mu?...

*

Bir tek deveyi mi anladınız?..