Balkanlar’ın doğal güzelliğiyle kendine hayran bırakan, görenleri büyüleyen ve mutlaka görülmesi gereken bir bölgesindeyiz bu hafta. Makedonya ve Arnavutluk arasında sessizliğini koruyan, doğal hayatı besleyen ve maviliğiyle huzur veren Orhid Gölü’nden herkese merhaba! Cumhurbaşkanı Corge İvanov ve değerli eşinin misafiri olarak bu harika doğası olan yeri yaşama fırsatı bulduk. İstanbul Başkonsolosu Zerrin Abaz da gezi boyunca bize eşlik etti.

1

BERRAK VE PÜRÜSSÜZ MAViLiK 

Ohrid Gölü, oldukça eski bir göl olduğu için, bünyesinde pek çok mineral ve yer altı kaynağı barındırıyor. Yer altı ve dağlardan göle dökülen sular sayesinde bu göl, pürüssüz bir su birikintisi haline geliyor ve yaklaşık her 10 yılda bir iç ve dış kaynaklardan gelen sular sayesinde gölün içerisinde biriken su kendini yenileme fırsatı buluyor. Bu yüzden her ne olursa olsun Ohrid Gölü her zaman berrak, pürüssüz maviliğinden ödün vermiyor.

2

ASKERİ LİSE’Yİ MUTLAKA ZİYARET EDİN


Bu doğal güzellik sadece doğal yaşama alanı olarak hayvanlara değil, yerli halka da hizmet veriyor. Ohrid Gölü sayesinde her iki ülkenin de göle kıyısı bulunan bölgeleri, turistik değer kazanıyor ve özellikle Ohrid şehri, yaklaşık 60 bin kişilik nüfusunu ikiye hatta üçe katlıyor ve bu doğa harikasını deneyimlemeye gelen turistler şehrin atar damarını oluşturuyor. Oldukça mütevazı ve dingin bir şehir hayatı sunan Ohrid şehri, yaz aylarının son demlerinde sakinlikten ve doğadan yana bir tercih yapmak isterseniz, kapılarını açmış bir şekilde sizi bekliyor. Zira çevre bölgeler, Balkan kültürünü, mutfağını ve sıcak kanlı yaşam tarzını yaşatmaya devam ediyor ve bu deneyimi sizin de yaşamanızı istiyor. Üsküp’ten Ohrid’e geçerken Mustafa Kemal Atatürk’ün 1895-1899 yılları arasında gittiği askeri liseyi de ziyaret etmeyi unutmayın. Eleni Karinte’nin Ata’mıza yazdığı mektubu okuyunca çok duygulanacaksınız.

3

CENNETTEN BiR PARÇA


Balkanlar’daki en eski ve derin göllerden birisi olan Ohrid Gölü, Makedonya’da yer alan Ohrid şehrinin çevresinde şekilleniyor, sınırlarının yaklaşık üçte ikisi Makedonya’da ve geri kalanı Arnavutluk’ta kalacak şekilde boylu boyunca uzanıyor. Peki Ohrid Gölü’nü bu sayfalara taşınacak kadar değerli ve eşsiz kılan şey ne oluyor? Bir kere her şeyden önce Ohrid Gölü, Balkanlar’ın en turistik bölgelerinden birisi olarak biliniyor. Çevre şehirlere ve bölgelere sunduğu eşsiz manzarası bir kenara, etrafını çevreleyen dağlar ve boylu boyunca gökyüzüne uzanan ağaçlar, burayı cennetten bir parça haline getiriyor.

YÜZEN RESTORANLAR


Ohrid’den 150 metre yükseklikteki Prespa Gölü’nden akan su Sveti Naum üzerinden Ohrid Gölü’ne akıyor. Galicica doğal parkı içindeki restoranlara muhakkak gitmelisiniz.

4

Arzu ederseniz küçük kayıklarla ya da kalabalıksanız yüzen restoranlarla buranın keyfini çıkarabilirsiniz. Önceden sipariş verip yemeklerinizi kısa göl gezisinde yiyebilirsiniz. Kuzu denemenizi tavsiye ederim.

5

UNESCO MİRASLAR LİSTESİNDE


Bu doğal devinim sayesinde Ohrid Gölü pek çok canlıya da ev sahipliği yapıyor. Bugün yaklaşık 200’den fazla farklı türde canlının Ohrid Gölü sayesinde bu bölgede barındığı biliniyor.

7

Özellikle bu bölgeye adım attığınızda gölün etrafındaki sazlık alanlarda sizi pelikanlar, türüne ender rastlanan kartallar ve kuğular selamlıyor olacak. Bu yüzdendir ki, bu doğal güzelliğin yok olmaması için 1979 yılından itibaren Ohrid Gölü, UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alıyor.

6