Buhar, buz, su gibi ses çıkarmadan, birbirine sarılarak, birbirine tutunarak, buharın suya, suyun buza dönüşmesi gibi birbirinden güç alarak pazar gününü bekliyorlar.
Bunlar sessiz Tayyipçiler!
20 yıldır onu desteklediler.
Belediye başkanı yaptılar.
Başbakan yaptılar.
Cumhurbaşkanı yaptılar.
Daha ne yapsınlar?
Artık yeter!
Sessiz Tayyipçiler, pazar günü “Osmanlı tokadı” vurmaya hazır gibiler. Konuşmuyorlar, oylarının rengini açıklamıyorlar, anket firmalarının sorularına cevap vermiyorlar.
Sessizce bekliyorlar.

* * *

Kendini tutamayan, sabrına yenilerek sessizliğini bozan Tayyipçiler de var.  20 yıllık Tayyipçiydi. Bir gecede koltuğundan ittirilerek atılan önceki Başbakan Ahmet Davutoğlu’na danışmanlık da yaptı.   Kendisi dün “Ben kurulmadan önce de devrimci bir dönüşüm yapacağını düşünerek AK Parti hareketini destekledim, tüm seçimlerde bu partiye oy verdim” diye yazdıktan sonra  “Ancak bu referandumda oyum ‘Hayır’ olacak... Çünkü 1)- Önerilen tasarı başkanlık sisteminin ruhuna tümüyle ters 2)- Bu tasarı suiistimal edilmeye açık bir tek adam düzeni getiriyor 3)- Eski sistemin kötü olması bizim de kötü bir sistem getirmemizi meşru kılmıyor 4)- Apaçık yanlışı doğru diye savunmak ahlaki değil ve nihayet 5)- Bu yönetim modeli AK Parti’ye, muhafazakarlara ve Türkiye’ye orta vadede büyük zarar verecek...” dedi. (Etyen Mahçupyan 13 Nisan  Karar Gazetesi)

* * *

Renk veren Tayyipçi az!
Sessiz Tayyipçi çok!
Bundan önceki nabız ölçme anketlerinde “oyunun rengi sorulan” her 2 kişiden 1’i katılmayı kabul ediyor, anketi yapana cevap veriyordu. Bugün sorgucuların (anketör diyorlar) ulaştığı 5 kişiden ancak 1’i ankete katılmayı kabul ediyor, 4’ü  hiç konuşmuyor.
Bunlar sessiz Tayyipçi!
Belediye başkanlığını da sayarsak 20 yıldır Tayyip’e oy verenlerin yüzde 10’u kadarlar. Sessiz Tayyipçilerin pazar günü sandığa atılacak “hayır oyları” Osmanlı tokadı gibi uyandırıcı, kendine getirici, sarsıp silkeleyici olacak.
Niçin “hayır” verecekler?
Türkiye Irak gibi olur.
Libya, Suriye gibi olur.
Tayyip’in tek başına bu kadar kuvveti elinde toplayan önderliği Türkiye’yi gerileten güce dönüşebilir. Yaşadığımız bu çağ seçilmiş bir diktatörlüğü, tek adamlığı taşımaz. Türkiye yalnızlaşır. Dünyadan kopar.
Adam kayırma, kendi yakınını zengin etme, adalette çürüme, işi ehline değil yandaşa, dost ve akrabaya verme hızlanabilir. Türkiye iyice birbirine düşman iki ayrı kampa bölünüp kontrolden çıkabilir.
Güç, Tayyip’ i bozdu.
İyice bozabilir.
İstikrar elden kaçabilir.
Sessiz Tayyipçiler!
Birbirine sarılarak.
Birbirine tutunarak.
Pazar gününü bekliyorlar.
7 Haziran seçimlerinde yaptıkları gibi sandıkta.

HAYIR demek için 60 neden (59)


Hazımsız ve yalancı! 

Türkiye’nin 1923’te  “hukuk devleti olmak için çıktığı yolun” kesintisiz sürmesi hedeflenmişti. Bu hedef, 15 yıldır iktidar olanlarda hazımsızlık yarattı. Bağımsız yargının, tarafsız yargıcın iktidarlarını zayıflatacağı korkusuna düştüler. Yargıcı ve yargıyı esir alacak anayasa teklifini Meclis’ten geçirdiler. Hazımsızlar ve yalancılar. Oy avlamak için “yerli elektrikli otomobil ürettik ve ihraç ediyoruz” diye gazetelere 2 tam sayfalık yalan ilanı bile yayınlattılar. Hazımsız ve yalancılar. Yalan kalkmalı ve yargıç, egemenin, zenginin, güç sahibinin, iktidarın elinde, emrinde olmamalı.