Müjde!
Suudi Arabistan bile sonunda doğru yolu yavaş yavaş bulmaya başladı. Fazla yavaş ama olsun.
Radikal İslam’dan ılımlı İslam’a döndüklerini belirterek “Aşırıcılığı yakında yok edeceklerini” söylediler.
Ne oldu peki? Kuran mı değişti? Yeni bir vahiy mi geldi? Hayır; sadece dünyaya bakışları ve kitabı yorumlayışları biraz değişti! Kadınsız bir dünyanın doğal olmadığını anlamaya başladılar.
Demek ki bazı şeyler sadece yorumdan ibaretmiş. Baştakilerin yorumu tabii! Onlar isteyince bazı şeyler günah oluyor, istemeyince günah değil! Zavallı halkın söz hakkı yok ki!
Bugüne kadar günah işledikleri düşünülerek cezalandırılan, eziyet gören onca kişinin, özellikle de kadınların boş yere bunları yaşadıkları, haklarının yendiği ortaya çıktı. Bunun vebali kime yazılacak?
Ben şimdi, her şeyde onları örnek gösteren ülkemizdeki bazı zavallıları merak ediyorum çünkü en büyük argümanlarını kaybetmek üzereler. En doğrusunu yaptıklarını düşünenler ve insanlara bunu empoze etmeye çalışan zavallı gericiler de belki yavaş yavaş düşünmeye başlar da o abuk sabuk fetvaları vermekten vazgeçerler inşallah.
Allah herkese akıl, fikir nasip etsin.
Amin.

Öğretmenlerin bir notu eksikti zaten!


Öğretmenlere de not verileceği bir performans sistemi hayata geçiyormuş. Öğrenci, veli ve meslektaşların öğretmene not vereceği performans sistemi bu sene pilot olarak bazı illerde uygulanacakmış. Dört yılda bir de yeterlilik sınavı… Doymadılar sınav yapmaya! Üniversite diploması olan biri neden dört yılda bir tekrar diploma alır gibi sınava girecek hiç anlamadım.
Peki öğretmenler de Milli Eğitim Bakanı’na not verebilecekler mi? Ya da bu koltuğa oturanlar bir yeterlilik sınavına tabi olacaklar mı? Göreve gelen her bakan bir öncekinin yaptıklarını silip yeni bir sistem getiriyor.
Doğruluğu, yanlışlığı tartışılsa da, senelerce uygulanan bir sınavı plansız programsız, bir gecede ortadan kaldırdılar. Sınavın yerine ne konduğu hâlâ tam olarak belli değilken eğitimi düzeltmek için çareyi öğretmenleri değerlendirmekte buldular! Esas sorunun uygulanan yanlış eğitim politikalarından kaynaklandığını anlayamıyorlar bir türlü.

* * *

Öğretmen değerlendirmesinde dikkate alınacak bazı yeterlilikler arasında “Öğrencinin ilgi ve ihtiyaçları ile kişisel gelişim özelliklerini bilme” yer alıyormuş. 60-70 kişilik bir sınıfın eldeki imkanlar ve müfredatla başarısızlığından tek bir günah keçisi mi çıkarmaya çalışıyorlar? Bırakın ilgi alanlarını öğrenmeyi, öğretmen o kalabalık sınıftaki öğrencilerinin isimlerini aklında tutabilirse bile bence gayet başarılı demektir.
Bunun dışında bir diğer unsur ‘‘Okulun geliştirilmesine katkı yapma’’… Şaka yapıyorlar herhalde! Zavallı öğretmenlerimizin kendilerini geliştirmeye imkanları yok ki!
“Öğrenme ortamı oluşturma, ders dışı etkinlikler, zaman yönetimi” konularında da değerlendirileceklermiş. Ders dışı etkinlikler derken? Öğretmenlerin ders dışı etkinlik yapacakları vakitleri olmadığı gibi, böyle bir bütçeleri de yok maalesef!
Kendilerinin yapamadığı bir şeyleri öğrencilerine mi sunmaları bekleniyor? Bunu hazırlayan kişilerin öğretmenlerin hangi şartlarda çalışıp, yaşadıklarından haberleri yok galiba!

* * *

Bugün ülkenizde açıklanan yoksulluk sınırı 4 kişilik bir aile için 4.959 TL. Öğretmen maaşı 3500-4000 TL. Milli Eğitim Bakanlığı 2017 bütçesi 85 milyar 49 milyon, Diyanet bütçesi ise 598 milyar. Sonra da eğitimi daha kaliteli yapmanın çaresini öğretmenleri değerlendirmekte buldular!
Peki her şeye rağmen başarılı olan öğretmenler ödüllendirilecek mi, yoksa sadece yoksulluk sınırında yaşamaya mı hak kazanacaklar?