Amerikan seçimlerinin üzerinden neredeyse bir yıla yakın zaman geçti ama son yıllarda en çok tartışılan seçimlere tanık olmuş durumdayız. Amerikan kamuoyu, özellikle Rusya ve sosyal medyada yayılan “Fake News” (Uydurma haber) üzerinden derin tartışma içerisinde. Facebook’un seçim dönemi dezenformasyona alet olmuş olması birçok dengeyi değiştirdi.
Gerçi biz bu ülkede yaşayanlar, özellikle son beş yıldır yoğun şekilde Facebook ve Twitter kanalıyla korkunç ve ahlaksızca bir dezenformasyona maruz bırakıldığımız için biraz alışığız ama iş artık küresel bir fenomene dönüşmüş durumda.
Facebook, ABD seçimleri sonrası bu konuda önlemler alıp, çeşitli departmanlar kurdu ama bizim dilimizde yayın yapan bölümünde bırakın dezenformasyonu; ırkçılık, pedofili, nefret söylemi gibi konularda bile kılını kıpırdatmıyor.

DİKKAT ÇEKEN HARCAMALAR

Geçtiğimiz haftanın sonunda öyle bir kriz patlak verdi ki işin boyutu tamamen değişti. Görünüşe göre ABD seçimleri süresince Rus bir firma 100.000 dolar değerinde dezenformasyon tadında reklam parası harcamış Facebook’ta. Bu rakam belki ABD seçimleri gibi çok pahalı bir organizasyon için devede kulak niteliğinde. Sadece Trump sırf dijital reklama 90 milyon dolar para harcamış.
Hatta, bu reklamın seçimlere etkisini aydınlatmak bile çok zor bir iş. Ama ilk kez Rusya’nın ABD seçimlerine müdahalesi ile iglili belki de en büyük delillerden birini teşkil edecek.
Ama makro ölçekte bu olay artık Facebook gibi sosyal ağların, devletlerin başka devletlerin içişlerine müdahalesi için yeni bir savaş alanı haline geldiğini gösteriyor. Nükleer savaş başlıklarıyla, tanklarla gövde gösterisi yapmaya gerek kalmadan yaratılan çakma haberlerle başka bir ülkenin kamuoyunu etki altına alıp seçimlerde yönlendirme yapabileceği gerçeği gerçekten çok korkutucu.
Hele bizim gibi teknolojinin neredeyse her halini ithal eden ve ne dilini ne de mühendisini baskın karakter yapmayı başarmış ülkeler için daha da acıklı.
Başta ebemizle yeniden karşılacağız diye sevindiğimiz Facebook artık, kullanmayı bilenlerin elinde bir savaş aygıtı.
Şimdi Facebook’un üçüncü dünya ülkelerine gökyüzünden ücretsiz internet dağıtma girişimi daha da korkutucu görünüyor gözüme.

Yapay zeka nükleer savaştan tehlikeli mi?


Tıpkı Facebook gibi bir başka bela daha ufukta kendini göstermeye başladı. Geçtiğimiz hafta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ilginç ve beklenmedik bir açıklama yaptı: “Yapay zeka sadece Rusya değil, tüm insanlık için yeni bir gelecek” dedi.
Ardından ise Elon Musk’ın muhtemelen gelecek on yıl içinde ikonik olacak olan açıklaması geldi: “Çin, Rusya gibi güçlü bilgisayar bilimine sahip ülkelerin yapay zeka rekabeti muhtemelen üçüncü dünya savaşına yol açacak..”

ROBOTİK GÜÇLERDEN OLUŞAN ORDU

Arkasından tartışma büyüdü. Kimileri Elon Musk’ı korku satmakla suçladı, benim gibi önemli bir çoğunluksa korku içinde titredi. Düşünün, öğrenen ve insan hareketlerini muhtemelen önceden tahmin edebilir hale gelen ve hatta programlamaya gerek duymaksızın konuşabilen makineler tüm dünya silahlı gücünü ellerinde tutacaklar.
Evet, tabii ki hemen aklınıza “Terminator” filmi ve “Skynet” geldi. Robotların dünya savaşı başlatıp insanlığa saldırdığı bir dünyada yaşananları izledik nesillerce. Ve artık biliyoruz ki hiçbir sistem bilgisayar korsanları tarafından hacklenemez değil.
Ama artık ok yaydan çıktı. Biz şimdi konuşmaya başladık ama mesela ABD, 2008 yılından beri tüm ordusunu bu çizgide modernize ediyor. Ve 2025 yılında tüm ordusunun yüzde 30’unu robotik güçlerden oluşturmayı planlıyor. Rusya ve Çin de aynı çalışmalar içinde. Sahi bizim 2023 hedeflerimiz vardı. Biz tam olarak ne hedefliyorduk?