Aslında çok hoşuma gitmiyor ama paradan bahsederek başlayacağım. Çünkü nedense ülkemizin geleceği konuşulurken özellikle iktidar cenahı ekonomiden bahsetmeyi pek seviyor.
Dünya, annelerimizin umduğundan daha hızlı değişiyor.
80’li yıllarda dünyanın en zengin adamı Adnan Kaşıkçı’nın toplam serveti 4 milyar dolar civarındaydı. Kendisi kirli bir silah satıcısıydı ama bir magazin figürü olarak kendini sevdirmeyi başarmıştı.
DEĞİŞEN DÜNYANIN TEMSİLCİSİ
Şimdilerde artık oyun çok değişti. Son birkaç yıldır dünyanın en zenginleri listesinin başında iki isim var. Jeff Bezos ve Bill Gates. Geçen hafta önce Bezos dünyanın en zengin adamı olarak açıklandı. 90 milyar dolar kişisel serveti olduğu düşünülüyor. Ancak borsanın azizliğine uğradı ve tahtı bir kaç saat sonra Bill Gates’e devretti. Bu iki insan hem servetlerinin rakamı hem de bu serveti yapma şekilleriyle değişen dünyayı temsil ediyorlar. Microsoft’un sahibi Bill Gates’in hikayesini biliyorsunuz. Jeff Bezos da internetten kitap satma vizyonu yıllar önce çok yüksek maaşlı işini bırakıp bugünkü imparatorluğuna ilk adımı atmasına neden olmuş. Bu iki insan da teknolojinin dünyayı nasıl değiştirdiğinin parlak birer simgesi. Bill Gates yazılım devi, Bezos ise internetin en büyük e-ticaret sitelerinden Amazon’un vizyoneri.
Beğenin ya da beğenmeyin sistem artık kirli silah kaçakçılarının dünyanın en zengini olmasına izin vermiyor. Ya da kafayı cihada, intikama, insan öldürmeye takmış milletlerin çocuklarına vermiyor.
DOĞRU EĞİTİM GEREKLİ
Bizim petrolümüz yok, yıllardır geyiğini yaptığımız o “bor” kaynaklarımızdan da bir şey çıkmadı. Biz genç bir iş gücü toplumuyuz. Çalışkanız. Ve eğitime, doğru eğitime ihtiyacımız var.
Geçtiğimiz hafta Milli Eğitim müfredatı açıklandı. Ve öğrendik ki minik yavrularımız bu müfredatta cihat kavramı ile tanışacak. Belli ki dindar ve kindar bir nesil yolunda hızla ilerliyoruz.
Bildiğim kadarıyla modern Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri barışçıl olan bu ülke insanının gençlerinin kalbine din adına ölmek ve öldürmek sokulacak.
Oysa bugün dünyanın, yüzümüzün şimdilik dönük olduğu modern dünyanın bunlara ayıracak vakti yok.
Harıl harıl kod yazmayı öğreniyor onların bebekleri. Ar-Ge bölümleri insansız otomobilin peşinde. Biz ise insansız sürüş sistemlerini geliştirmek yerine neredeyse beş yıldır yerli otomobil safsatası ile kandırılıyoruz. Amazon’un toplam değerinin yakında 100 trilyon dolar olacağı konuşuluyor. Daha Apple’a girmedik bile!
Kod yazmayı beşikten öğrenmeliyiz
Dünya değişirken, ülkeyi yönetenlerin bu değişime ayak uydurmak bir yana yüzlerini geriye dönmesi büyük talihsizlik. Kimse kimseye dini eğitim verme demiyor, diyemez de. Ama çocuklarımızı günümüz rekabet şartlarının dışında tutan, üretime ağırlık veremeyen bir eğitim modeliyle biz kod yazmayı beşikten öğreten ülkelerin servetlerine uzaktan bakar bakar iç çekeriz. Ama ne yazık ki modern dünya iç geçirmekle bırakmıyor. Seni hangi ülkede yaşarsan yaşa, hangi dine inanırsan inan, birer tüketici yapıyor. Kendine bağımlı yapıyor. Biz üreten, değer yaratan, zamanın ruhunu kavrayıp entegre olmuş bir ülke olmaktan çıkıp sömürüye açık bir tüketim toplumuna doğru evriliyoruz. İran geçen hafta Ay’a çıkması muhtemel bir roketi test etti. Bizde tık yok! Amerika’nın vizyon sahibi yeni teknoloji liderlerinden Elon Musk’ın şirketi SpaceX artık uzaya giden bir roketi denizin ortasındaki minicik bir tekneye geri indirebiliyor. Ürettiği insansız otomobiller insanların kullanımında.…Bu ülkenin beynine, geleceğine yapılan en büyük hatadır müfredatı böyle şekillendirmek. Müthiş bir potansiyelimiz var, keşke onu kinle, nefretle değil yaratıcılığımızla taçlandırabilecek eğitime ulaşım herkesin ulaşabileceği uzaklıkta olsa...…
