Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’na ait 11 numaralı odada bulunan fotoğraf makinesi hafıza kartında bir apartmanın girişinin kapı zillerinin bulunduğu bölümün fotoğrafı görüldü. 15 numaralı dairede yazar Nuri Pakdil ikamet ediyordu.
Dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un bilgisi dahilinde, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki iki subay, Albay Baki Kaya’yı izliyordu. Baki Kaya, şair-yazar Nuri Pakdil’i zaman zaman evinde ziyaret ediyordu. Takip tutanaklarında, Albay Kaya’nın, Pakdil’le birlikte alış-veriş merkezine birlikte gidip yemek yedikleri de yer alıyor, telefon HTS kayıtları da bunu doğruluyordu. Kaya’dan şüphelenilmesinin nedenlerinden biri de, Pakdil’e bilgi-belge aktardığıydı.

CUMHURBAŞKANININ BEĞENDİĞİ SELAMLAMA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nuri Pakdil’i yakından tanıyor ve kendisine “Nuri Abi” diye hitap ediyordu. Erdoğan, Pakdil için “Bize devrimci başkaldırıyı öğretti” diyordu. Bir gazetenin düzenlediği Necip Fazıl ödül töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteği üzerine bir selamlama konuşması yapan kişi de yazar Nuri Pakdil’di. Pakdil’in selamlaması şöyle oldu:
“Sevgili arkadaşlar, Sayın Cumhurbaşkanımız, benim o ünlü selamlamamı yapmamı istedi. Onu kırmadan devam ediyorum: Sevgili arkadaşlar, hepinizi antiemperyalist, antikapitalist, antisosyalist, antiazist, en önemlisi de Türkiye özeline ait olmak üzere antifiravunist bilinçle selamlıyorum. Ne mutlu ezeli, ebedi ulu önderimiz Hz. Muhammed’in şefaatçisi olanlara. Şimdi bir slogan atacağım, çok yoğun bir alkış bekliyorum. Sloganım şudur: “Ne mutlu Müslüman’ım diyene!”

DİŞLİ İLE İZLENEN ALBAY BİRLİKTE

Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda görevli iki subay, Albay Baki Kaya’yı izlerken ilginç bir isim ortaya çıkıyor. 15 Temmuz akşamı Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın makamına girip, darbe yapıldığını söyleyen, onu Akıncı Hava Üssü’ne zorla götürenler arasında bulunan, darbe başarısız olunca Akar’la birlikte helikopterle Başbakanlığa gelen, sonra hiçbir şey yokmuş gibi Başbakanlık Kriz Masası’nda görev yapan, akşam saatlerinde gözaltına alınan ve şimdi tutuklu olduğu bilinen Tümgeneral Mehmet Dişli’den başkası değildi.
AKP Milletvekili Şaban Dişli’nin kardeşi Mehmet Dişli’nin, Genelkurmay’ın izlettirdiği, bazı belgeleri sızdırdığı iddiasıyla şüphelendiği Albay Baki Kaya ile kozmik odaya girilmesinden kısa süre önce buluşması acaba bir rastlantı mıydı?
Bunları nereden mi biliyorum: Bilgi Yayınevi’nden çıkan “Tutanaklarla Kozmik Odanın Esrarı” isimli kitabımda, Baki Kaya’nın ifadesinden bir bölüm aktarıyorum:
“O tarihte kurmay albay olan Mehmet Dişli, bir ödül almak için Ankara’ya gelmişti. Onu merkez orduevinden alıp Hüdaverdi Pastanesi’ne getirdim. Orada 2 saat oturduk. Mehmet Albay’ı orduevinden almaya gittiğimde, Dağlıca baskını sırasında orada tabur komutanı olan Onur Dirik’e rastladım ve kendisini tebrik ettim.”

O SIRLAR YURT DIŞINA KAÇIRILDI

Kara Harp Okulu’nda görevli Albay Baki Kaya’nın, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda görevli Albay Erkan Yılmaz Büyükköprü ile Binbaşı İbrahim Göze tarafından izlenmesinin nedeni “evrak sızdırma” şüphesiydi. 19 Aralık 2009’da günü de Albay Kaya raporlu olmasına rağmen adım adım izlenmişti. Albay evine girdikten sonra iki subay araçlarının yanına geldiğinde olanlar oldu. Polis, Albay Büyükköprü’nün, Bülent Arınç’ın evinin adresi yazılı olduğu öne sürülen kağıdı yutmaya çalıştığına ilişkin tutanak düzenledi. Sözde, bu subaylar Bülent Arınç’a suikast düzenlemek için Arınç’ın adresini yazmışlar!
Kozmik odaya bu yalanlarla, Fetullahçı olduğu bilinen bazı yargı mensuplarının kararlarıyla girildi. Kozmik odanın sırlarının dışarıya çıkarılmaması için dönemin Seferberlik Tetkik Dairesi Başkanı Tümgeneral Selahattin Kısacık’ın büyük çabaları, Adli Müşavir Hıfzı Çubuklu’nun odalara girilemeyeceğine ilişkin hukuki yorumları oldu.

NEREDEN NEREYE?

Ancak cumhurbaşkanı ve başbakan, odalara girilmesinde kararlı olduklarını dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a söyledi. Sonunda, kozmik odanın sırlarının kopyası iki TÜBİTAK görevlisi tarafından alındı. Bu kişiler de yurtdışına kaçtı. Olayı soruşturan Savcı Mustafa Bilgili de tutuklandı. İlginç bilgiler çıkıyor. Soruşturma sonunda Albay Baki Kaya’nın herhangi bir belge sızdırmadığı, askeri usullere aykırı olarak izlendiği sonucuna varıldı.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la birlikte Atatürk aleyhindeki söylemleriyle bilinen Nuri Pakdil’in evine gitmesi, “kozmik oda” günlerini hatırlattı. Hepsi bu kadar...