Hükümetin başarılı olduğu konular vardır ama geleceğimizi yakından ilgilendiren eğitim-öğretim alanında bakanlığın öğretmenden, veliden “geçer not” alması mümkün gözükmüyor. Eğitim-öğretimle ilgili birçok karar, bakanlık bürokratlarının bilgisi dışında alınıyor, onlara da uygulaması, en azından bazı sıkıntılı maddelerinin düzeltilmesi düşüyor.

Dini vakıf ve derneklerle protokoller imzalanıyor. Okullara, eğitim-öğretimle ilgisi olmayanlar sokuluyor. Bunların denetimleri de yapılamıyor. Çünkü okul yöneticilerinin bunlarla en küçük tartışması, görevlerinden alınmasıyla sonuçlanıyor. Okul yöneticisi çekiniyor, öğretmen çekiniyor, tüm bunların yanı sıra veliler de gelişmeleri sessizce izliyor. Aralarında Eğitim İş’in de bulunduğu sendikacılarla asla görüşülmüyor.

BİLİMSEL DAYANAĞI YOK

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sınavında değişiklik, ani bir biçimde gündeme getirildi. Aslında Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündeminde de değişiklik vardı. Ancak onlara fırsat verilmeden, yapılan çalışma teslim edildi ve onların uygulanması istendi. Sınavda açık uçlu sorular sorulacaktı. Sınav soruları arasında 6-7’nci sınıf dersleri de bulunacaktı. Sınavda 60 soru yöneltilecekti. Daha neler neler... Bu duruma velilerden, öğrencilerden tepkiler yağdı. Veliyi, öğretmeni, öğrenciyi pek dinlemeyen Milli Eğitim Bakanlığı, bu kez yanlıştan dönme gereğini duydu. Ucu açık sorudan vazgeçildi. Soru sayısı 90’a çıkarıldı, sınav süresi 135 dakikaya yükseltildi. 6 ve 7’nci sınıflardan soru sorulmaması kararlaştırıldı. Önceki kararlardan çok farklı düzenlemelere gidilmesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın veri tabanının bulunmadığını, yapılan düzenlemelerin de bilimsel bir dayanağının olmadığını ortaya koydu.

SORU DAĞILIMI YANLIŞ

Siz öğrenciye 90 soru yönelteceksiniz ama hangi dersten kaç sorunun yöneltilmesi gerektiğini ders sayısını hiç dikkate almadan belirleyeceksiniz. Dolayısıyla soru dağılımı yanlış. Bakanlık yetkilisine sormak gerekiyor, “Siz bu sınavı niçin yapıyorsunuz?” Verilecek cevap, “Öğrenciyi, akademik başarısı yüksek olan okullara seçmek için” olacaktır. Hemen ardından “Akademik başarısı yüksek okullar için hangi dersler gerekir?” dediğinizde, Türkçe, Matematik, Fen Bilgisi sıralanacaktır.

Sınavda dersin haftalık okutulma süresini de dikkat almak gerekiyor. Öğrencinin akademik başarısını etkileyecek alanlar içerisinde örneğin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi alanı yok. Öğrencinin 4 yıllık ortaokul döneminde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi haftada 8 saat, Türkçe 22 saat, Matematik 20 saat, Fen 16 saat, yabancı dil 16 saat. Soru dağılımı gösterdi ki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi soru sayısının yüksekliğiyle üst makamlara mesaj verilmiş.

YERLEŞTİRME DE SIKINTI

Şimdiden uyaralım, bu sistemle öğrencinin bir liseye yerleştirilmesinde büyük sıkıntılar yaşanacak. Önceki sistemde öğrenci 15-20 okul tercihinde bulunabiliyordu. Buna rağmen tercih ettikleri okullara giremiyordu. Şimdi, tercih sayısı 4 okulla sınırlandı. Bu durumda, öğrencinin tercih ettiği okula yerleşmesinde daha büyük sorunlar yaşanacak.

İkinci kez yapılan düzenlemede, sınav sorularından üçünün cevabı yanlış olursa, bir doğru soru da silinmiş olacak. Bu durum, başarılı öğrencilerin lehine olacak. Ancak okul başarısının hiç dikkate alınmaması, okullararası rekabeti ortadan kaldıracak. Okulda verilen 4 yıllık emek, çabanın hiç dikkate alınmaması da eğitimcilerin eleştirdiği konular arasında yer alıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir dönem en yüksek karar organı olan Talim ve Terbiye Kurulu, bugün sadece danışma kuruluna dönüştürülmüş durumda... Eğitim, siyasete feda edilmeyecek kadar önemlidir. Artık bunu herkes anlasın.

Cumhurbaşkanları hangi fıkraları anlattı


Duayen gazeteci, gazetemizin Başyazarı Rahmi Turan’ın bitmek, tükenmek bilmeyen bir enerjisi vardır. Yıllık izin, yurtdışı gezisi demez mutlaka hem başyazıyı, hem de Tokmak-2 bölümündeki köşesini yazar.

Rahmi ağabeyimiz bunlarla da yetinmez, arka arkaya yeni kitaplar yayımlar. Son kitabı “Cumhurbaşkanı ve Başbakanlardan Dinlediğim Muhteşem Fıkralar” adını taşıyor. Cumhurbaşkanlarının gezilerine katılmış, fıkralar dinlemiş ve bunları not etmiş. Muhteşem fıkralar, Toker Yayınları’ndan çıktı. 28 Ocak’ta vefat eden gazetemizin unutulmaz yazarlarından ağabeyimiz Mehmet Türker’in ülke gündemiyle ilgili her biri birbirinden önemli yazıları da “Cevapsız Kalan Sorular” adıyla yayımlandı. Yalnız yazılar değil bunlarla ilgili yayıncı Yalçın Toker’in yorumları da kitaba ayrıca renk katmış, cevapsız kalan sorulara cevap aranmış. Ağabeyimizi rahmetle anıyoruz.