Başakşehir, ilk golü ofsayttan buldu. Bu golü kalesinde gören Galatasaray, rakibi karşısında beklenen geri dönüşü yapamadı. Sonrasında Mustafa Pektemek’in biraz da şans şutuyla maç 2-0’a geldi. Oyunun geneline baktığımızda, sarı-kırmızılılar maçı kazanma adına ne doğru bir mücadele ortaya koyabildi, ne de vites yükseltebildi. Yani bu maçı izleyen herkes şunu gördü ki Başakşehir, bu maçı her ne kadar ofsayttan gol de bulmuş olsa sergilediği mücadeleyle kazanmayı hak etti. Üstelik Galatasaray, Muslera hariç tam kadro sahada bulunurken, ev sahibi ekip en az 5 yedek oyuncusuyla rotasyon yaparak kazanmayı bildi.

Sahada kendinden emin bir Başakşehir vardı. Topu kanatlara çok iyi indirdiler. Bir de buna Galatasaray savunmasının beceriksizliği ve Cenk’in de büyük hataları eklenince yenilgi kaçınılmaz oldu. Muslera’nın takımı için ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Riekerink’in kulübedeki duruşu ve tarzı Hollanda’da saygı görür ama bizde iş yapmaz. Oyunu okuyamaması yanında, futbolcularını da motive etmekte güçlük çekiyor. Podolski’nin birkaç şutu dışında rakip kalede etkili olamayan Galatasaray, sanki kupaya devam etmek istemez bir görüntüdeydi. Sarı-kırmızılı takımda istikrar yok. Bir maç iyiler bir maç kötüler. Son haftalara iyi işler yapan Bruma bile çok etkisizdi.

HAKEMLER FACİA

Karşılaşmanın hakemi Mete Kalkavan, başarılı bir maç yönetemedi. Bu durum yardımcısı Ceyhun Sesigüzel için de geçerli. Çünkü yardımcı Sesigüzel ilk goldeki ofsayt pozisyonunda büyük bir hata yapmasının yanında, Emre Belözoğlu’nun Josue’ye attığı dirsekte de Kalkavan’a yardımcı olamadı. Mete Kalkavan’ın her şeye rağmen bu pozisyonu atlamaması gerekirdi. Emre’nin attığı dirsek net kırmızı kart gerektirirdi. Galatasaray karşılaşmanın hakemlerinden bile kötü olunca yenilgi de kaçınılmaz oldu