Erdoğan konuşmalarında bir hatayı sürekli tekrarlıyor:
PYD aşağı...
PYD yukarı...
Erdoğan’ın dilinden PYD düşmüyor!
Kuşkusuz, PYD’nin PKK olduğunu belirtmelidir.
Kuşkusuz, PYD’nin terör örgütü olduğunu belirtmelidir.
Ancak...
Erdoğan’ın tekrarladığı “Suriye çözümünde PYD masaya oturamaz” sözü haklı olmakla birlikte eksiktir.
Bu sözü sürekli tekrarladığınızda dünya kamuoyunda, “Suriye çözümünde Türkiye, tüm Kürtleri dışlıyor” gibi yanlış anlamalara sebep oluyorsunuz.
Oysa...
Evet, PYD’nin PKK kuruluşu olduğunu sıklıkla dile getireceksiniz. Ama ardından Suriye’de kendinize muhatap barışçıl Kürt örgütleri bulacaksınız. İsimlerini telaffuz edeceksiniz.
Erdoğan sürekli “PYD” dediğinde dünya sanıyor ki, Suriye Kürtlerini sadece PYD temsil ediyor. Büyük hata!
Suriye’de 17 Kürt örgütü/partisi var. Örneğin...
- 1957’de kurulan Suriye Kürt Demokrat Partisi var. (Suriye’de 12 örgüt bu hareketten doğdu!)
- Kürtçe “Peşveru” denilen 1965’ten beri faal Kürt Demokratik İlerici Parti var.
- “Azadi” diye bilinen Kürt Özgürlük Partisi var.
- “Velatperez” denen Kürt Demokratik Yurtsever Partisi var...
- Kürtçe “Vekhevi” diye bilinen Kürt Demokrat Eşitlik Partisi var.
Uzatmayayım...
- Suriye Kürt Sol Partisi var.
- Kürt Demokratik Birlik Partisi var.
- Suriye Kürt Birlik Partisi  var.
- Suriye Kürt Gelecek Partisi var.
- Suriye Kürt Uzlaşı Partisi var.
Ve:
PKK tarafından -Irak’ın emperyalist işgalinin başladığı- 2003 yılında kurulan Demokrat Birlik Partisi (PYD) var.
Sanki...
Suriye’de tek Kürt örgütü bulunuyormuş gibi Erdoğan’ın ağzında sadece “PYD” var!

Kimi Kürt talepleri


Suriye’deki Kürt partilerin önemli bölünme konularından biri, Türkiye’deki Kürt meselesine bakıştır. Bu sebeple ortaya...
Biri, daha çok Suriye odaklı Kürt partileri...
Diğeri ise, Suriye Kürtleri meselesine en az Türkiye’deki Kürt meselesi kadar yoğunlaşmış Kürt örgütleri çıktı. PKK’nın kurduğu PYD bu ikincilerden.
Bu farklılık Suriye’deki Kürtlerin iki ayrı çatı örgütünde toplanmasına neden oldu:
1) Kürt Ulusal Meclisi (KUM)...
2) Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM)... Ki bu yapı PYD’nin kontrolünde! Bunlar, KUM’a ateş püskürüyor. Örneğin, Kamışlı’daki KUM bürosunu mayıs ayında basıp, 13 yöneticisini silah zoruyla tutuklayıp, büronun kapısına mühür vurdular!
PYD itibarıyla PKK’nın ne istediği sır değil.
Peki... Bu harekete/PYD’ye karşı olan Suriye Kürtlerinin talepleri ne?
- Öncelikle çoğu şiddet içermeyen barışçıl yöntemleri benimsiyor.
- “Suriye’de Kürt sorunu Şam’da çözülür” diyorlar.
- Ülkelerine dış müdahaleye karşılar.
- Arapların- Türkmenlerin-Kürtlerin-Ezidilerin dışlanmadığı “Suriyelileşme” politikasını savunuyorlar.
- Demokrasi, çoğulcu parlamenter sistem talepleri var.
- Kürtleri ötekileştiren, inkar ve asimilasyon politikalarının Suriye yeni anayasasıyla son bulacağını düşünüyorlar.
- Kürtler, (seçme seçilme- kimlik verilmesi vs.) siyasi-kültürel haklarının anayasal güvence altına alınsın istiyorlar.
Sanırım Türkiye’nin bunlara itirazı yok.
O halde... Suriye’deki kimi Kürt örgütleriyle işbirliği yapılabilir.

Cengiz Çandar


Mesut Barzani referandum kararıyla hata yaptı. Ve fakat...
Türkiye’nin toptancı yaklaşımla Barzani Hareketi /KDP ile ilişkilerini koparması doğru değildir. Dış politikasında küslük-dargınlık olmaz. Ya çok sevmek ya da nefret etmek gibi duygusal dış politika olmaz.
Barzani’nin Suriye’de güçlü bağlantıları var. Türkiye, Kuzey Irak yönetimiyle tekrar işbirliği zemini yaratmalıdır. Sadece Irak için değil...
PKK ile Barzani arasında çatışmalar Suriye Kürtleri arasında hep bölünmelere yol açtı. KUM çatısı altında bulunan 11 parti Barzani hareketine yakın. Türkiye, dün olduğu gibi Barzani Hareketi’yle işbirliği yaparak, Irak ve Suriye’deki PKK-PYD etkinliği kırabilir.
Ayrıca... Sadece Barzani Hareketi/KDP değil, Talabani’nin YNK’sı, Mustafa Nuşirvan liderliğindeki Goran vd. PKK-PYD’nin Kuzey Suriye’de izlediği politikayı desteklemiyor.
Görünen o ki:
Irak merkezi iktidarı ve İran’la işbirliği Türkiye’nin önüne PKK’yı yok etmesi için muazzam fırsat yarattı.
Keza... ABD’nin kendi içindeki sert siyasi parçalanmışlığı Türkiye’nin elini güçlendirdi.
Umarız... Türkiye, PYD başkanı Salih Müslim’i davet etmek gibi benzeri hataları tekrarlamaz. (Salih Müslim’e Washington yolunu bile AKP açtı; çünkü Salih Müslim’i ilk davet eden ülke Türkiye oldu! Maalesef Esat düşmanlığı gözlerini karartmıştı!)
Türkiye’nin benzer hata yapacağını artık pek sanmıyorum; baksanıza Cengiz Çandar gibi “oyun kurucu” liberallerin de eski güçleri kalmadı...
Eğer...
Türkiye, akıllı bir dış politika stratejisi izlerse PKK-PYD’yi çok zor günler bekliyor.
Bu sebeple...
Evet Erdoğan’ın “PYD” sözcüğünü sıklıkla telaffuz etmemesi gerekiyor. Diploması kartlarını zekice açıp Türkiye’ye tehdit oluşturmayan kimi Kürt örgütleriyle ilişkiye girmelidir.
Aksi durumda dünyaya Türkiye, “Kürtleri masada istemeyen ülke” diye gösteriliyor. Türkiye dostu Kürtleri masada istediğimizi göstermeliyiz.
Emperyalizmin Kürt oyunu böyle bozulur...