Yazarı olmaktan gurur duyduğum yurtsever, Atatürkçü gazetem SÖZCÜ’ye yönelik davanın ilk duruşmaları, sevgili kardeşim Gökmen Ulu’nun tahliyesiyle sona erdi.
Karar sonrası salondan yükselen sevinç çığlıklarını duymalıydınız.

04ugurbey30cm

Gözyaşları arasında sarılıp birbirini kutlayanlar, Gökmen’e el sallayanlar, onun jandarmalar arasından değerli eşi Burcu ile kucaklaşması, bana, sevgili Yılmaz Özdil’e, tahliyesi için büyük gayret sergileyen avukatları ve SÖZCÜ çalışanlarına yaşlı gözlerle teşekkürü, sözcüklerle anlatılamaz.
Aslında bu dava hiç açılmamalı, SÖZCÜ, sahibi Burak Akbay ve çalışanları hiç suçlanmamalıydı. Gökmen ve Mediha Olgun cezaevinde hiç yatmamalı ve dayanılmaz acılar çekmemeliydiler.
Bunu sadece bizler, yani SÖZCÜ yazarları söylemiyoruz.
İddianameyi hazırlayan savcının tanık olarak seçtiği iktidar yanlısı gazeteciler de aynı kanıda olduklarını belirtiyorlar.
Hatta mahkemede tanıklık yaparken, SÖZCÜ’ye yönelik iddiaları deli saçması bulduklarını söylüyorlar.
O nedenle göreceksiniz dava sonuçlandığında SÖZCÜ ailesi olarak bu suçlamadan tertemiz çıkacağız.
Ve ben, toplumun gerçekleri öğrenme hakkına hizmetten asla vazgeçmeyen, Cumhuriyet’e gönülden bağlı Atatürkçü, yurtsever kardeşim Gökmen’le ona yazdığım mektuptaki rüyamı en kısa sürede gerçeğe dönüştüreceğim.

*  *  *

“Sevgili Kardeşim Gökmen,
Dün gece rüyamda seni gördüm.
Bir akşamüstü İzmir’in güzelim Sahil Evleri’nde deniz kıyısına oturmuş, meltemin hafif okşayışlarla dalgalandırdığı sularda balık tutuyorduk. Tepemizden martılar geçiyor, çığlıkları uzaklardaki bir yaz bahçesinde çalan nihavent şarkılara karışıyordu.
Kırmızının tüm tonlarını saçarak alçalan güneş, ufuk çizgisinde suları adeta yudumlarcasına ağır ağır batıyordu. O kadar çok balık vardı ki, attığımız oltaların hiçbiri boş gelmiyordu. Bereketli deniz bize cömertçe çipura, sargoz ve gopez ikram ediyordu. Bir süre sonra “Bu kadarı bize yeter, gerisi kısmeti olanlara kalsın” diyerek kalktık.
Vedalaşıyorduk ki, yoldan geçen bir arabanın gürültüsüyle uyandım!..
Sevgili Gökmen,
Rüyamın gerçeğe dönüşmesini ve o deniz kıyısında yan yana oturup, oltalarımızı bereketli sulara atacağımız günlerin bir an önce gelmesini diliyorum.
Bir akşam vakti, güneş harikulade renkler saçarak batarken ve yaz bahçelerinde nihavent şarkılar çalarken...
Sen ve Mediha, sevgiyle kalın kardeşlerim.
Yaşadığı sürece sizi hiç unutmayacak olan Uğur ağabeyiniz. (20.07.2017-SÖZCÜ)