Niçin tarihe geçeceğini yazının sonuna bırakıp, gizli kapılarını aralamaya başlıyorum.
Anayasa değişikliği “Başkan’a onu tek adam yapabilecek” olağanüstü yetkileri vermekle kalmıyor, seçime girmemiş birinin ülkeyi aylar, hatta yıllarca yönetebilmesine de imkan sağlıyor!
Çünkü bu Anayasa metninin 106. maddesine göre; Cumhurbaşkanı dilediği kadar yardımcı atayabiliyor. Bunun için ilkokulu bitirmek, 18 yaşını doldurmak, askerlikle ilişkisi bulunmamak yeterli olabiliyor. Yani Cumhurbaşkanı bu özellikleri taşıyan birini (yakın akrabası da olabilir) yardımcılığına getirebiliyor. Yardımcının milletçe seçilmiş olması da gerekmiyor!..

*  *  *

Diyelim ki Cumhurbaşkanı diğer yardımcılarıyla birlikte, böyle birini yardımcı olarak seçti. Sonra da hastalandı veya yurt dışına çıktı.
Bu durumda ne olacak?
Ne olacağını yine aynı maddeden okuyalım:
“Cumhurbaşkanı’nın hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır...”

*  *  *

Hangi yardımcının bu yetkileri kullanacağı metinde yer almıyor! Diyelim ki 18 yaşını doldurmuş muhteris yardımcı erkenden kalkıp, diğerleri uykudayken Cumhurbaşkanı koltuğuna oturuyor!
Böylece bir anda Genelkurmay Başkanı da dahil olmak üzere, devletin tüm kurumlarını yöneten bürokratları görevden alabilme ve yerlerine dilediğini getirebilme yetkisine kavuşuyor!..
Bunlar öylesine yetkiler ki; OHAL ilan edebiliyor, Meclis’i feshedebiliyor, hatta ve hatta kendisini atayan Cumhurbaşkanı’nı bile tanımayabiliyor!..
İstediği takdirde bu yetkilerle ülkeyi yıllarca yönetebiliyor!
Çünkü “Bahçeli anayasası” hem Cumhurbaşkanı’na hem de yardımcılarına bu çılgınlıkları yapma konusunda engel getirmiyor!..

*  *  *

Bilindiği gibi, ilk taslakta yer alan “yedek milletvekilliği” sistemi, AKP’li milletvekillerinin “yedeklerimiz bizim yerimize geçmek için bizi öldürebilir” itirazı nedeniyle tekliften çıkarılmıştı! Çok daha önemli bir makam olan Cumhurbaşkanlığına vekaleti bu üç kişiden hangisi alacak? Hangi kurala göre? Güreş mi tutacaklar? Kısa çöp mü çekecekler? İnsanın aklına kötü şeyler geliyor!
Ama nedense bunlar, anayasa metnini yazanların aklına gelmiyor!..

*  *  *

Sevgili okurlarım,
Okuduğunuz satırları, değerli bilim insanı Prof. Dr. Cem Say’ın Odatv’deki çarpıcı makalesinden esinlenerek kaleme aldım.
Benzer görüşleri Meclis’ten gerçekleştirdiğimiz, reyting rekorları kıran tarihi Halk Arenası’nda, CHP’nin çalışkan hukukçu isimlerinden Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen de dile getirmişti.

*  *  *

Demem o ki, bu anayasa kesinlikle tarihe geçecek!
Ama yazanların bile neyi yazdıklarını bilmemeleri nedeniyle tarihe geçecek!..