Hadi gözünüz aydın, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 5.1 büyümüşüz!..
Ne oldu, suratlar asık, sevinmediniz mi?.. Çok nankörsünüz valla; büyümek demek, zenginlik demek, refah demek, çoluğunuzun, çocuğunuzun geleceği demek, siz hâlâ somurtuyorsunuz!..
Pardon, “bu büyüme hormonlu, kandırıcı, üstelik bir kazanç olsa dahi bizim buralara hiç uğramıyor” mu dediniz?.. Nereden biliyorsunuz; yine kör olasıca muhaliflerin gazına geliyorsunuz değil mi?. Durun tahmin edeyim, siz büyük olasılıkla her daim iktidara muhalif olmayı bir matah sayan o Murat Muratoğlu isimli, Sözcü gazetesi “ekonomi şeyini” okudunuz... Adam yemiyor, içmiyor, iktidarın, ekonomi- hazine bakanlarının, Türkiye İstatistik Kurumu’nun el emeği göz nuru hazırlayıp halka kakaladığı, pardon açıkladığı rakamların defolarını ortaya çıkarmak için yırtınıyor. Alın son yazdığı “Bunları yersen büyürsün” başlıklı buram buram nifak saçan yazısını; ne diyor orada:
-Büyüme rakamlarının tamamı sürdürülemez bir finansal manipülasyonun sonucu!..
Bak sen şu kadir kıymet bilmezliğe... Yetinmiyor, bir de “en büyük Türk büyüklerimize” saygısızca, terbiye kurallarını bile ihlal ederek soruyor:
-Büyüme artıyorsa işsizlik niye artıyor birader? Reel ücret artışı olmadığı gibi alım gücü her geçen gün düşüyor! O zaman NEREMİZLE BÜYÜYORUZ?..
Orada da durmuyor adam; ÖTV indiriminden giriyor, verilen akla zarar teşviklerden çıkıyor, inşaat sektörüne akıtılan paraları hesaba çekiyor... Yetinmiyor, “siz bizi salak mı sandınız” dercesine bir de şu gerçeği gözümüze sokuyor:
-Ciddi anlamda büyürken makine ve teçhizat yatımları ne demeye yüzde 8.6 geriledi, yılın ilk çeyreğinde de yüzde 12 gerileme kaydetti... Belki de makine kullanmadan el emeği göz nuru büyümüşüzdür!..
Üstelik alay ediyor, tam bozguncu yani!..

“Tarım sizlere ömür üretici kan ağlıyor!”


Yok yok, siz eminim yukarıdaki bozguncunun üzerine bir de şu “kerameti kendinden menkul”, doğuştan muhalif Birgün gazetesinin dünkü manşetine takıldınız!..
Gazetenin muhabiri Burak Atabay, sanki üstüne vazifeymiş gibi Ege’yi gezmiş, tarım üreticilerinin perişan hallerini, üretimi bırakıp tarlalarda ücretli işçi olarak çalışmaya başladıklarını filan anlatmış!.. Sana ne birader, hiç olmazsa karınlarını doyuracak bir kaç kuruş kazanıyorlar ya!..
Üreticiyle, gül gibi iktidarımızın arasını bozacak ya, kaşımış da kaşımış; neymiş efendim Manisa’nın, Aydın’ın, Denizli’nin verimli ovaları, topraklarında tarımsal üretim yerlerdeymiş de, üstüne üstlük artık hayvancılık da yapılamıyormuş... Bankalara borcu olmayan köylü kalmamış... Artık ne üzüm de, ne zeytinyağında durum eskisi gibiymiş. Bu ürünlerin üretimi köylüyü borç batağına sürüklemiş!..
Bu zavallı durumu gören muhabir sormuş, soruşturmuş bölgenin dertleriyle ilgilenen kimi bulmuş dersiniz? Tabii ki muhalif CHP’nin Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer’i!.. O da vermiş veriştirmiş tabii:
-Neoliberal tarım politikalarının amacı küçük üreticilerin yok olması, üretimin büyük şirketlerin denetimine geçmesi. Adım adım bu yapılıyor!..
Yapılıyor da ne oluyor
peki? O güzelim topraklar ya sanayi ve konuta açılıyor ya da köleleşen üretici üç kuruş paraya büyük şirketlerin boyunduruğuna giriyor. Daha da olmazsa madenlerde çalışmaya zorlanıyor demeye getiriyor milletvekili Biçer!..
-Bir AKP’li bakanın, bir maden faciası sonrası dediği gibi “güzel ölüyorlar” ya siz
ona bakın nankörler!..

Fındığın sefaleti!..


Yoksa siz, fındık üreticisinin içine düştüğü sefaleti ve isyanını mı gördünüz!..
Ne olmuş taa 2005 yılında 7 lira olan fındık taban fiyatı 11 yıl sonra 9 lira olmuşsa! Bir kez olsun hep birlikte hak aradınız mı arkadaşlar, seçimlerde iktidarın arkasına geçmek dışında?.. Sevgili dostum Fahrettin Bey, Giresun’dan arayıp dert yandı geçenlerde:
-Siz bakmayın 9 lira dediklerine; Bakan Nihat Zeybekçi, geçen gün maliyeti zaten 8 lirayı geçen fındık için “elimizden geleni yapacağız, üreticiyi ezdirmeyeceğiz” diye geveledikten bir saat sonra aracı tüccar aralarında anlaştılar ve en iyi fındığın yetiştiği Giresun’da fiyat 8.75 TL’ye geriledi!..
CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen’i arayıp anlattım durumu, dinledikten sonra “Trabzon’da da 7 liradan işlem görüyor” demesin mi?! Karadeniz ahalisinin iki noktaya dikkatini çekmem gerekiyor:
1-Dünyada üretilen fındığın yüzde 75’i Türkiye’de ve özellikle sizin yörenizde üretiliyor. Peki fındığın borsası nerede? Almanya’nın Hamburg kentinde!.. Yani biz üretiyoruz, fındık üretimi bile olmayan Almanya’da fiyat belirleniyor!..
2-Türklerin pek sevdiği Nutella’nın üretici firması Ferrero, 2014 yılında Türkiye’nin fındık devi Oltan Gıda’yı satın aldı. Böylece Karadeniz yöresinde yetişen fındığın neredeyse tamamına uzanmış oldu.
Diğer bir deyişle Türkiye’nin ürettiği fındığın yüzde 80’i
artık Ferrero’nun
tesislerinde işleniyor.
-Tabii onun istediği fiyatlarla!..
Ürettiğiniz mala niçin Almanya’da fiyat biçildiğine, kimlerin, hangi Türk, hangi iktidar yakını aracılar tarafından deponuzdan götürüldüğüne dikkat etmez, birlik olmayı beceremezseniz başka nasıl bir sonuç beklediğinizi gerçekten çok merak ettiğimi söylemek isterim!..
Bir lafım da ana muhalefet partisine: milletvekillerinizin tek başlarına yırtınması, gördüğünüz gibi yetmiyor!..
Bazı büyük ve güzel projelerin olduğunu da biliyorum... Ancak parti tüm gücüyle olaya müdahil olmazsa sonuç sıfır olur!..
-200 tane belediyeniz var birader, daha ne duruyorsunuz!..