Bekliyordum da bu kadar çabuk, bu kadar haince olacağını öngöremedim!..
Muhatapların kim olduğunu gözden kaçırıp “yavaşça, nazikçe, yumuşak geçişle harcarlar” diye düşünüyordum... Her zamanki kabalıkları, nobranlıkları, değer bilmezlikleri ile yangından mal kaçırırcasına kurdular darağacını... Kendilerini öyle ya da böyle referanduma taşıyan partiyi asıverdiler!.. Şöyle de diyebiliriz:
-Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve liderini fena sattılar!..
Gelin adım adım gidelim... Daha seçim sonuçları üzerindeki tartışmalar sürerken, HDP’nin hem Kürt asıllı hem İslamcı milletvekili Altan Tan sazı aldı ve şu türküyü çığırdı:
-Sayın Erdoğan’ı Kürtler kurtardı. Bu vefa borcunu ödemesi lazım. Tayyip Bey’in MHP ile bir ittifak değil, yine HDP’yle Kürtlerle, liberallerle demokratik bir Türkiye yönünde adım atması lazım!..
Ne güzel değil mi? Aynı güzellikte bir pas anında AKP Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu’ndan geldi... Meclis’teki AKP-MHP işbirliğinin sahada çok da güçlü bir karşılığı olmadığını söyleyen Miroğlu bakın sazına neler söyletti:
-Bu dönem kurucu bir dönemdir ve Kürtler bu kurucu dönemde “Evet, biz de varız” demiş oldular bu seçimde. AK Parti artı Kürt ittifakı Türkiye’ye kazandırır!..
Yaa, işte böyle!. Henüz pusuladaki mühür kurumadan MHP’nin mezarı kazılmaya başlandı!.. Devlet Bey’in gerçekten biçare bir şekilde, sanki oy atan ülkücüler üstüne ismini soyadını yazmış gibi YSK isimli kurumdan milliyetçi oy oranını sorması ise inanın çok hazindi!..
-Tarihe havale olmak üzere olan bir partinin genel başkanı görünümündeydi!..

Akbabaların günü!..


İktidarın tosunları, tetikçileri, yandaşları fırsatı kaçırmadı tabii...
Alın mesela Rasim Ozan Kütahyalı isimli muhterem’in; dünkü yazısının başlığı şöyleydi:
-Her Biji Gele Kurd... Yani “Çok yaşa Kürt halkı!”
Tabii Kürt halkı çok yaşasın, bin yaşasın da, bu yağcılığın, iktidara Kürtler dışında ittifak öneren isimleri “salak”, “hain” ilan etmesinin amacı neydi?.. Çünkü Tayyip Bey bir “Halk İhtilali” yapmış, Kürtler de bu ihtilalin yanında yer almışlardı da ondan!.. Eee, o zaman ne olacaktı peki? ROK onu da şöyle anlatıyordu:
-İhtilal, sekülarist milliyetçiler ile yol yürünemeyeceğini ve bu kesimin Kemalizm’in sağcı tabanı olduğunu 16 Nisan’da anlamıştır!.. Bu kafanın ulusalcı faşistlerden hiç farkı yoktur. Bunlar Kemalist vesayet rejiminin devamından ve Erdoğan’ın kellesinin uçmasından yanadırlar. 16 Nisan’da bunu bir kez daha ispatladılar!..
Vay, vay, vay, MHP’ye çok ağır bir suçlama! Peki nasıl bir çözüm öneriyordu hazret?
-Bu ülkede gerçek ve milli bir ittifak bu faşistlerle değil, Kürt halkıyla kurulabilir ve biliyorum ki kurulacaktır!.. Şüphesiz ki Kürt toplumu Erdoğan ihtilaline, bu ihtilal ise Kürtlere mahkumdur. Bu gerçeği kim unutursa 2019’da kaybeder!..
Çok kendinden emin değil mi?.. Eee biz bu muhteremleri yıllar öncesinden, sorgu odalarından gelmişçesine insanlara zindan biçmesinden tanırız... Şimdi düşünün, bu yandaş kalem, bu fikirleri 16 Nisan’da, bir gecede mi anladı, içselleştirdi?!..
-Yoksa oyunun çook önceden senaryosu yazılmış mıydı?!..
“Kürt dindarlığı  kurtarıcı oldu!” Star gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren de kefenin bir ucundan tuttu tabii...
Oyların yüzde 50’nin altına düşmesi kaygısının psikolojik gerilim yarattığı bir ortamda “kurtarıcı oyların” Doğu-Güneydoğu’dan geldiğini anlatan Taşgetiren bunu da şöyle izah etti:
-Etnik tercihten ziyade “Kürt dindarlığı” belirleyici oldu. Erdoğan’ın bölgenin kanaat önderleriyle –ki önemli ölçüde dini niteliklidir- ile iletişimi devreye girdi!..
Bu bilgiden anlaşıldığı üzere epey zorlu pazarlıkların devreye girdiği anlaşılıyor!.. Hiç kuşkunuz olmasın pek yakında kokusu çıkacaktır!..
Yeni Şafak yazarı, Anadolu Ajansı eski genel müdürü Kemal Öztürk ise referandumun “tek kazananını” şöyle ilan etti:
-Gönül rahatlığı ile şunu söyleyebilirim, Kürtler bu referandumun tek galibidir!.. Cumhurbaşkanı da konuşmasında buna vurgu yaptı. Umarım gerisi gelir...
Bu yazılar ve karşılıklı atılan “güller” neler olacağını gayet açık şekilde anlatıyor zaten!.. Son olarak Milat gazetesinde Bayram Zilan’ın sözlerine yer vereyim:
-Müslüman Kürt halkı, kendi kaderini Tayyip Erdoğan’ın kaderiyle birleştirmiştir!..
Şimdiii... Umarım ve dilerim MHP’nin başındaki genel başkanın önüne bu ve benzeri “darağacı yazıları” bir dosya halinde konur... O zat da kurulan komplonun, yazılan senaryonun, o “eyalet laflarının” “millet kendi devletini kuruyor” çıkışlarının ne anlama geldiğini kavrar. Biraz geç olur ama yine de çok iyi olur... Gözleri yaşarır mı bilemem...
-Hiç olmazsa hiçliğe doğru her şeyi anlamış, bilincine varmış şekilde yürür!..