1934 ekim başıydı...
Kızıl Ejder lakabıyla bilinen Mao Tse Toung ve 130 bin Kızıl Ordu askeri Çin’in güneydoğusundaki Kiang-si dağında Chang Kai-Chek kuvvetleri tarafından kıstırılmış, kuşatılmıştı... Milliyetçi Çin güçleri 300 bin kişiydi...
Kurtulmaları neredeyse olanaksızdı... Ancak bir mucize gerçekleşti ve Mao ve 30 bin devrimci asker kuşatmayı yararak kaçmayı başardı. Milliyetçi Çin kuvvetlerinin başkomutanı Huang yazdığı raporda şöyle diyecekti:
-Bir kaç asker kaçmayı başarmıştır. Bunun dışında bildirilecek önemli bir şey olmamıştır!
Ancak fena halde yanılıyordu... O kuşatmanın yarılması Çin’in kaderini değiştirmişti, ancak ne Huang ne de lideri Chang Kai-Chek o sırada bunu anlayamamışlardı!.. Kuşatmayı yaran Mao ve adamları Kuzey Chensi’ye kadar tam 12 bin kilometre sürecek uzun yürüyüşü başlattılar.
Kurak dağlara tırmandılar, buzlu nehirleri geçtiler, milliyetçilerin ve aşiretlerin saldırılarına karşı koydular... Hayalet ordu yoluna devam ederken bir yandan da dört düşman tümenini yok etmeyi başardı. Sonunda bu olanaksız serüven mucizevi şekilde başarıyla sonuçlandı... Chen-Si’ye yalnızca 20 bin devrimci ulaşabilmişti...
-Çin Devrimi işte bu destanla kazanıldı!..

Tuz Yürüyüşü!..


Mahatma Gandhi’yi bilirsiniz...
Hindistan’ın efsanevi direnişçisi Gandhi’nin İngilizleri şiddete başvurmadan yenilgiye uğratışı bir destan olarak geçmiştir tarih babanın defterine...
Gandhi 1929’de Hindistan Ulusal Kongresi’nin (INC) başına geçti. Ve Britanya’yı Hindistan’ı terk etmeye zorlamak için “İngilizlerle çalışmama” kampanyası başlattı. Ancak Amritsar’da düzenlenen bir toplantı sırasında İngiliz polisi silahsız halkın üzerine ateş açarak 400 kişinin ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına neden olunca Gandhi bu direnişi durdurdu.. Bozgunculukla suçlanarak 6 yıl hapse mahkum edildi. Ancak halkın baskısıyla 2 yıl sonra serbest bırakıldı.
1928’de INC, Hindistan’a dominyon statüsü verilmesini istedi. İngilizler bu teklifi reddedince 26 Ocak 1930’da bağımsızlık ilan etti. 12 Mart 1930’da ise Gandhi ve 78 yoldaşı ünlü Tuz Yürüyüşü’nü başlattı..
Yürüyüşün amacı, İngilizlerin 1762’de çıkardığı, yılda 25 milyon poundluk vergiye kaynaklık eden Tuz Yasası’nı yani Britanya’nın tuz tekelini kırmak için denizden tuz çıkarmaktı!.. Gandhi, İngilizlere bu yasanın kaldırılması, yoksa şiddet içermeyen bir direniş başlatacağını bildirdikten sonra halka şu ünlü çağrısını yaptı:
-Kendinizi yeterince güçlü hissediyorsanız, hükümetin işlerini terk edin, bu yürüyüşe katılın!..
Sabarmati Aşram’dan başlayan yürüyüşe on binlerce kişi katıldı. Gandhi Hint Okyanusu kıyısındaki Dandi köyüne kadar 388 kilometrelik mesafeyi 24 günde çıplak ayakla kat etti!.. 6 Nisan sabahı İngiliz polislerinin şaşkın bakışları arasında denize yürüdü ve çamura karışmış bir topak tuzu avuçlarına alarak tatlı suda yıkadı. Böylece bir Hindu’nun tuz çıkarmasını yasaklayan yasayı ihlal etti. Ardından binlerce köylü deniz kıyılarına akın ederek tuz çıkarmaya başladı. Gandhi ve 60 bin eylemci hapse atıldı...
-Ancak Hint Devrimi başlamıştı. Daha kat edilecek çok yol vardı ama Gandhi 1947’de kurulacak Hindistan ulus devletini 17 yıl önce ilan etmişti!..

 Adalet Yürüyüşü!..


Dünya tarihine geçen bu iki yürüyüşten uzun yıllar sonra Türkiye’de bir ana muhalefet partisi lideri, an itibarıyla kendi “uzun yürüyüşünün” üçüncü gününde İstanbul’a doğru yol kat ediyor!.. İstediği, sözcük olarak çok basit, anlam olarak çok ama çok derin:
-Adalet!..
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüyüşü şimdiden tarihe geçti bile... İktidarın despotça uygulamalarına, hukukun ayaklar altında çiğnenmesine, ülkenin koca bir hapishaneye çevrilmesine karşı, bir “barış, adalet ve özgürlük” yürüyüşüdür yaptığı...
Bugün ona karşı çıkan, eleştiren, hatta ağır hakaretler yağdıranların da bir gün mutlaka ihtiyaç duyacağı adaletin arayışıdır bu yürüyüş...
-Her ülkenin farklı koşulları, kendine özgü “uzun yürüyüşleri gerektirir...
Bizim ülkemizde de ne yazık ki, bir ana muhalefet liderine “Adalet aramak” için yürümek kısmet oldu!.. Çocuklarımız, torunlarımız, bizden sonraki kuşaklar bu yürüyüşü bir destan olarak okuyacak, değerlendireceklerdir...
-Bu milat, umarım bu güzelim ve talihsiz topraklara “güneşli günlerin” daha çabuk ulaşmasına büyük katkıda bulunacaktır...
Tüm kalbimle diliyorum...