Toplumsal yaşamımızın siyasal, hukuksal ve ekonomik alanlarda içine düştüğü güçlükler, çözüm aramamız gereken sorunlardır. Başta yöneticiler, eğitimciler olmak üzere genel bir umursamazlık, siyasal gidişin getirdiği boşluklar, aykırılıklar ve değişik bozukluklarla savaşmak yerine bunlara kapılıp uyuşukluk ve çıkarcılık giderek yaygınlaşmaktadır. “Aldatıldığını, aldandığını” söyleyerek kendi kusurlarını örtmeye, unutturmaya çalışan yöneticiler, saflık savunmasıyla herkesi kendileri yerine koymaya çabaladıklarının ayırdında değiller. Siyaset yaptıklarını sanarak, oy uğruna birçok değeri çiğnemektedirler. Unvanlarına, makamlarına yakışmayan konuşmaları ortada.

Son yıllarda Türkleri ve Türklüğü dışlayıp köktendinciliği egemen kılmaya çalışan soykarşıtları, çıkarcılar, dönekler, yalancılar, hırsızlar, rüştevçiler, kapkaççılar, sahteciler, dalkavuklar, şakşakçılar, değişik konularda ağır suçlular türedi. Sahte hekim, sahte avukat, sahte yargıç, sahte savcı, sahte yönetici, sahte polis, sahte subay, sahte profesör, sahte diploma, sahte ruhsat, sahte kimlik, sahte pasaport, sahte nikah, sahte sınav öğrencisi, sahte nüfus cüzdanı, sahte rapor, sahte para, sahte gıda maddeleri, sahte su, sahte süt, sahte yapı araç-gereçleri, neler neler gazete sayfalarından düşmez oldu. Yalan sözler, yalan yayınlar, sahte kadın, sahte erkek de ayrı.

Bunları ve daha nicelerini okuyup duydukça, karşılaştıkça sormadan edilemiyor “İnsanlık, adamlık, dindarlık, yurtseverlik, namus, onur, ahlak, vicdan nerede? Neler oldu, neden böyle oldu?” İyi düşünüp çözümler üretmeliyiz. Geleceğimizi karartan durumlardan kurtulamazsak yarınları yaşayamayız.

Özellikle kötü siyasetle toplumsal yaşamı karartanların bencillik, partizanlık çabalarından uzak kalınmalıdır.

YENİ YILA GİRERKEN

Siyasal nedenlerle sürdürülen ayrılıklar karşıtlığa dönüştürüldü. Toplumsal barış ve ulusal dayanışmanın yerini çoğu siyasal nedenli kavgalar aldı. Çirkin ve yakışıksız sözler, yakıştırmalar ve saldırılar dillerden düşmüyor. Kişiler, unvanlarına, makamlarına, yandaşlıklarına güvenerek saldırmaktan çekinmiyor. Uyarı, tepki, kınama, toplumsal baskı yok. Özdenetim, özeleştiri hak getire. İlkel toplumları andıran yaşam bozuklukları izleniyor. Siyasal tutkunun kişileri düşürdüğü durumlar tiksindiriyor. Gelecek kuşaklara kötü örnek olmak bir yana yaşamı karartıp çekilmez kılan aykırılıklarla her gün bir yıkım yaşanmaktadır.

Yurt (vatan) hepimizin. Devlet hepimizin. Siyaset bir yönetim sanatıdır, taşıdığı makamlar ve sağladığı unvan ile olanaklar geçicidir. Sürekli, anlamlı, hattâ kutsal olan, insanlıktır. Onurlu olan yurttaşlıktır. Bu erdemli olguların ortamı da toplumsal barış, esenlik ve güvenliktir. Kimsenin bu değerleri küçümseyip yozlaştırmasına, geçersiz kılmasına ve yok etmesine olur verilemez.

Yeni yıla girerken insanlığımızın, yurttaşlığımızın gereklerini yerine getirip getirmediğimizi iyi düşünmek, yanlışlarımızı yinelemekten kaçınmak, kavgayı, aykırılıkları, kötülükleri, suçları bir daha yinelenmeyecek biçimde kınayıp yaptırımlara bağlamak belirgin duyarlılığımız olmalıdır.

Çelişkiler, aykırılıklar, bozukluklar, sapmalar, sapkınlıklar, kutuplaşmalar geride kalmalıdır. İstekle, umutla, özenle yaşama sarılmalı, yararlı olmak için özverili çabalarla insanlığa katkıda bulunulmalıdır.

SONUÇ

ATATÜRK ve arkadaşlarının armağanı tam bağımsızlığın, özgürlüğün, uygarlığın kucağı LAİK CUMHURİYETİMİZİ koruyup güçlendirerek sonsuza değin yaşatmak andımızı yineleyerek ulusumuzun yeni yılını her yönden en iyi dileklerle kutluyoruz.