ABD Dışişleri Bakanlığı dün resmi olarak terör örgütü PKK'nın üç yöneticisinin başına ödül konduğunu duyurdu. Bu kararın ardından Ankara-Washington hattında ilişkilerin yumuşaması beklenirken, teröristler Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan'ın başına ödül konmasının, ABD'nin ve Türkiye'nin Ortadoğu politikası, özellikle de Suriye açısından da incelenmesi gerekiyor.

AMAÇ PKK İLE PYD'Yİ AYRIŞTIRMAK


Türkiye ile ABD arasında, Suriye'de Fırat'ın doğusunu fiilen kontrol eden PYD-YPG hakkında çok derin bir görüş ayrılığı bulunuyor. Türkiye, PYD-YPG'yi bölücü terör örgütü PKK'nın uzantısı olarak kabul ederken, Washington yönetimi bu gruba "özgürlük savaşçısı" ve "müttefik" muamelesi yapıyor. ABD'nin, daha önce resmen "terör örgütü" ilan ettiği PKK'lı teröristlerin başına ödül koyması, "PKK ile PYD-YPG'yi birbirinden ayırma" politikasının yeni bir adımı olarak görülebilir.

Amerikan yönetimi, son dönemde yaşanan Brunson ve bakanlara yaptırım krizlerinin aşılmasının ardından bir yandan Ankara'ya PKK üzerinden "yeni bir jest" yaparken, diğer yandan da Menbiç'te Amerikan askerlerinin devriyelerine eski PKK'lıları yeni PYD-YPG'liler olarak dahil ederek, PYD-YPG'yi "terör örgütü olarak görmediğinin" altını bir kez daha çizmiş oluyor. Aynı zamanda PYD-YPG saflarındaki PKK teröristlerine de, "PKK ile ilişki ve işbirliğinizi kesin" mesajı veriliyor.

KANDİL DIŞARIDA BIRAKILIYOR


ABD'nin son hamlesinin bir başka anlamı ise Kandil'deki PKK elebaşlarına "artık oyun dışısınız" mesajı verilmesi. Bu çerçevede ABD, PKK'nın elebaşlarının terör bağlantılarını başlarına ödül koyarak iyice vurgulayıp Ankara'ya "olumlu mesaj" gönderiyor, aynı zamanda Ankara'nın PYD-YPG'yle iletişim kurmasının da taşlarını döşemeye çalışıyor.