Ankara'nın çok eleştirdiği, Türkiye sınırına kurulan ABD-YPG/PYD ortak gözlem noktaları konusunda da geri adım atmayan Jeffrey, Türk yetkililerin bu konuda endişelerini Washington'a ileteceğini söylemekle yetindi.

[old_news_related_template title="Son dakika... Akar'dan Jeffrey'e uyarı!" desc="Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'i kabulünde, ABD'nin terör örgütü YPG/PKK ile ilişkisini sonlandırması ve gözlem noktalarından vazgeçilmesi gerektiğini ifade etti." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/12/iecrop/akarrrr_16_9_1544197726.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/son-dakika-akardan-jeffreye-uyari-2782653/"]

Jeffrey’in Ankara temasları sonunda Türk basını ile gerçekleştirdiği sohbette söylediği en dikkat çekici unsurlardan biri ise, Suriye’de siyasi sürecin ilerlememesinden doğrudan Beşar Esad rejimini sorumlu tutması oldu. Suriye’de siyasi sürecin ilerlemesi için oluşturulan yol haritasının kritik noktası anayasa komisyonunun kurulmasında “ne ABD, ne Rusya, ne Türkiye, hatta ne de İran’ın engel çıkarmadıklarına” vurgu yapan Jim Jeffrey, Beşar Esad yönetimini ise açık ve sert ifadelerle süreci tıkamakla eleştirdi.

Jim Jeffrey’in mesajları şöyle;

SURİYE’DE ÇÖZÜM İÇİN TÜRKİYE’NİN İŞBİRLİĞİ ŞART

"Membiç modeli Suriye’nin tüm bölgelerine barış getirebilmek için iyi bir model. Suriye sorununa Türkiye ve ABD’nin yakın işbirliği olmadan kesin sonuç bulunması mümkün görünmüyor.

ABD GÖZLEM NOKTALARINDA SAVAŞÇI UNSUR YOK

Türk tarafı, Fırat’ın doğusu konusundaki endişeleri ifade etti. ABD Savunma Bakanı Mattis de kurulan bu noktaların bize sahayla ilgili daha iyi bilgi vereceğini düşündü. Türk hükümeti de ABD tarafına kendisine bu bölgeden gelen saldırılar konusunda delilleri verdi.

Bu gözlem noktalarındaki amaç, orada olası bir taciz ateşini caydırmak. Şunu da belirtelim ki bunlar muharebe keşif kolu değil. Bunlar gözlemlemek için kurulan noktalar. Bunların amacı sahada ne olduğunu öğrenmek. Eğer bir bölgede gözlem yaparsak, o bölgede daha az ateş atılır. Amacımız Türkiye de dahil olmak üzere bu bölgedenin güvenliğini sağlamak. Türk tarafı bununla ilgili bazı endişelerini dile getirdi. Bunlardan bazıları teknik bazıları ise taktiksel seviyededir

TÜRKİYE’NİN ENDİŞELİRİNİ WASHİNGTON’A İLETECEĞİM

Görüştüğüm Türkiye Savunma Bakanı Hulusi Akar endişelerini çok açık ve net bir dille ifade etti. Ben de bunu bütünüyle Washington’a taşıyacağım. Washington’da herkes bu endişelerin farkında.

SURİYE’DEKİ ASKERİ OPERASYONLARDAN KISMEN SORUMLUYUZ

ABD ile SDG (PYD/YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri) bölgede IŞİD’e karşı birlikte mücadele ediyorlar. Bu Fırat’ın doğusunda da, Dayrelzor’da da, Rakka’da böyle. Ayrıca bu bölgelerde yerel yönetimlerin kurulmasına da çalışıyoruz. Bunu iki nedenle yapıyoruz; İlki askeri operasyonlardan biz de kısmenr sorumluyuz. İkincisi ise, IŞİD’in bölgeye geri dönmesini engellemek

SURİYE’DEKİ SİYASİ SÜRECİN TIKANMASINDAN ŞAM YÖNETİMİ SORUMLU

Siyasi süreç konusunda ne biz ne de başkası bu konuda başarılı oldu. Eğer bu senenin sonunda komite kurulmazsa iki şey olacak. Birincisi, hayalkırıklığına uğrayacağız. İkincisi, BM bu çabaların neden başarısız olduğunu açıklamasını bekliyoruz. Düşünüyoruz ki bunun nedeni Şam’daki rejimin özellikle uluslararası toplumunun BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararı hakkındaki önemli talebini karşılamaya yanaşmaması ile ilgili. Bu (Suriye’deki çatışma) çok tehlikeli ve karışık bir çatışma. Türkiye, Suriye’den doğrudan tehdit alıyor. Yaptığımız her şey NATO müttefikimiz Türkiye’ye ve diğer dostlarımız olan İsrail ve Ürdün’e karşı risklerin farkında olarak kararlar alınıyor."