Yaşlanan popülasyonlar, dünya çapında hükümetleri zorlayan bir olgu olmaya devam ediyor. Kural koyucular ise, hem bireyler için uygun, hem de ekonomi için sürdürülebilir olan sistemi ve kendi emeklileri için finansal güvenlik sağlama hedeflerini dengelemeye çalışıyorlar.

Bu yıl 10.’su açıklanan Melbourne Mercer Küresel Emeklilik Endeksi, emeklilik konusunda en başarılı uygulamalara ve sosyal yardım sistemine sahip ülkeleri belirledi.

Dünyanın farklı ekonomik ve kültürel altyapısına sahip ülkelerindeki emeklilik ve sosyal yardım sistemlerini karşılaştıran endeks, yeterlilik, sürdürülebilirlik ve bütünlük kategorilerinde 40'ı aşkın göstergede 34 sistemi ölçümledi. Küresel emeklilik sistemlerini daha geniş bir coğrafyada tarayan endeks, bu yıl Hong Kong, Peru, Suudi Arabistan ve İspanya'yı da kapsayacak şekilde genişletildi.

Kuzey Batı Avrupa ülkeleri öncü

Endeks sonuçları, Kuzey Batı Avrupa ülkelerinin birinci sınıf emeklilik sistemleri geliştirme konusunda dünyaya öncülük ettiğini ortaya koyuyor. Altı yıl boyunca endekste ilk sırayı yer alan Danimarka ise, bu yıl liderliği 0.1 puan farkla Hollanda’ya kaptırdı. Finlandiya 74.5 puanla üçüncü, Avustralya 72,6 puanla dördüncü olurken, İsveç ise 72.5 puanla beşinci sıraya yerleşti. Genç iş gücü ve kadınların çalışma hayatında teşvik edilmesi ve verimliliğin artırılmış olması bu sıralamada önem taşıyor.

Ayrıca bağlanan emekli maaşının son maaşa oranı, tavan gelir düzeyinin ekonominin ortalama gelir düzeyi arasındaki korelasyona bağlı olarak değişiyor. Emeklilik yaşı ve ortalama ömür beklentisinin de dengeli ilerlemesi sürdürebilirliği etkileyen önemli bir faktör olarak ortaya çıkıyor.

Yeterlilik ve sürdürebilirlik arasında gerilim artıyor

Endeksin 2018 sonuçlarına göre; yeterlilik ve sürdürebilirlik arasında gerilim artıyor. Bu gerilim, özellikle Avrupa ülkelerinde daha belirgin bir hale geliyor. Danimarka, Hollanda ve İsveç, hem yeterlilik hem de sürdürülebilirlik konusunda A ve B notuyla ilk sırada. Avusturya, İtalya ve İspanya, yeterlilik için B notu alırken, sürdürülebilirlik bakımından aldıkları E notuyla aynı başarıyı sergileyemiyor. Bu durum, bu ülkelerin uyguladığı emeklilik sistemlerinde reform ihtiyacı olan alanlar olduğuna işaret ediyor.

Birinci sınıf bir emeklilik sistemi için yeterli fayda sunma ve sürdürülebilirlik arasında doğru bir dengeyi sağlamak gerektiğini gösteren araştırma, kısa vadede emeklilere çok cömert faydalar sağlayan bir sistemin sürdürülebilir olma olasılığını düşük olduğunu, uzun yıllar boyunca sürdürülebilir olan bir sistemin ise çok mütevazi faydalar sağlayabildiğini gösteriyor.

'Herkesi kapsaması sağlanmalı'

Bir emeklilik sistemin sürdürülebilir veya yeterli olmasının tek başına yetmediğine dikkat çeken Mercer Türkiye Genel Müdürü Dinçer Güleyin, "Ortalama yaşam süresinin artmaya devam etmesi nedeniyle hükümetler, emeklilik reformu konusunu ele almaya başladılar. Gelişmiş ekonomiler, bir süredir kendi emeklilik sistemlerine yönelik demografik zorlukların farkındalar. Ekonomilerin daha az gelişmiş olduğu yerlerde, birçok hükümetin kendi popülasyonlarında ortaya çıkan aynı eğilimleri fark ettiğini ve bu konuyu ele almak için şimdi adım attığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Bu tür reformist adımlar, emeklilik sistemlerini uzun vadede daha sürdürülebilir hale getiriyor.

Dinçer Güleyin Dinçer Güleyin


Bazı emeklilik sistemleri, uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından diğerlerine göre daha zorlu bir yolda ilerliyor, kendine özgü faktörleri olan farklı başlangıç noktalarından yola çıkıyor. Ancak her ülke daha iyi bir sisteme doğru ilerlemenin yollarını bulabilir. Uzun vadede, mükemmel bir emeklilik sistemi yoktur, ancak ‘en iyi uygulamayı’ hayata geçirmenin temel ilkeleri ortada. Ülkeler, gerekli değişiklikleri mümkün kılan politika ve ekonomik koşulları yaratmayı dikkate almalılar. Dünya çapında insanların çalışma biçimlerindeki değişikliklerle birlikte bu programların herkesi kapsamasını sağlamalıyız, böylece tüm iş gücü için geleceğe yönelik tasarruf yapılmış olacak" dedi.