2 Ekim'de kaybolmadan önce nişanlısı Hatice Cengiz'e, "Bana bir şey olursa ara" dediği AKP Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, BBC'ye konuştu.

Yasin Aktay, Kaşıkçı'nın sadece İstanbul'dakiler değil, yurt dışındaki tüm Suudi Arabistan vatandaşlarının güvenlikleri konusunda endişeli olduğunu söyledi. Aktay, bununla birlikte Kaşıkçı'nın kendisine "Suudi Arabistan ile Türkiye arasındaki ilişkinin iyi olmasından dolayı, Türkiye'de bir şey yapamazlar" dediğini açıkladı.

Kaşıkçı'nın öldürüldüğü anın ses kaydının bulunduğundan emin olmadığını belirten Aktay, "Bahsedilen kaydı dinlemedim" dedi. Aktay'ın, ABD Başkanı Donald Trump'ın, "Cemal Kaşıkçı, kontrol dışı unsurlar tarafından öldürülmüş olabilir" görüşüyle ilgili yorumu ise "15 kişinin bir araya gelip böyle bir organizasyonu Konsolosluk gibi resmi bir yerde yapması ancak yüksek bir mercinin onayını gerektirir" oldu.

[old_news_related_template title="Financial Times'tan çok sert Kaşıkçı yorumu" desc="İngiliz Financial Times gazetesi, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdiği 2 Ekim'den bu yana kayıp olan ve ABD Başkanı Donald Trump'ın 'Kesinlikle ölmüşe benziyor' dediği gazeteci Cemal Kaşıkçı'yla ilgili gelişmeleri başyazısında değerlendirdi. 'Suudi Arabistan sorumlu tutulmalı' diyen gazete, cinayetin doğrulanması halinde, bu eylemin cezasız kalmaması gerektiğini vurguladı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/10/iecrop/suudi-reuters-5_16_9_1539925537.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/dunya/financial-timestan-cok-sert-kasikci-yorumu-2689309/"]

Aktay, "Onunla son görüştüğümde bana ifade ettiği asıl korkusu öldürülme korkusu değildi, kaçırılma korkusuydu. Kaçırılıp Suudi Arabistan'a götürülme korkusuydu çünkü Suudi Arabistan'a bu şartlar altında gitmek, onun için ölmek gibi bir şeydi. Yazmaktan, çizmekten, eleştirmekten, dünya hakkında özgürce yorumlar yapabilmekten (mahrum kalmak) onun için ölüm gibi bir şeydi. Ama, şu anda kendisine atfedilen, şu anda kendisiyle ilgili bahsedilen, medyada bahsedilmiş olan ölüm doğru bir ölümse, onun asla beklediği, böyle bir şey değildi. Kendi ülkesinin bu tarz bir cinayet işleyebileceğine, hele hele konsolosluk içerisinde böyle bir şey işleyebileceğine hiç ihtimal bile vermiyordu. Buna rağmen yine de tutuklanır diye korkuyordu. Aslında kaçırılma bile değil, endişe ettiği şey tutuklanmaydı. Tutuklandıktan sonra bir şekilde ülkesine götürülme korkusu taşıyordu. Korktuğu, fazlasıyla başına gelmiş oldu. Hem tutuklandı hem de kendi konsolosluğu içerisinde öldürülmüş oldu" dedi.

"İLK ARADIĞINDA TANIYAMADIM"

Aktay, Hatice Cengiz'in kendisini aradığı anı da anlattı... Aktay, "Ben o telefonu ilk aldığımda, sayın Cumhurbaşkanımızın o gün MYK toplantısı vardı, MYK toplantısı dolayısıyla ortalık kalabalıktı, benim de misafirlerim vardı, misafirlerimle ilgileniyordum ve o esnada telefonu aldım. O telefon bilinmeyen bir numaraydı, telefonuma kayıtlı bir numara değildi. Ben açtım hemen telefonu. Endişeli, çok endişeli bir ses bana, "Yasin hocam, ben Hatice" dedi. Ben, "Hangi Hatice?" dedim. Kayıtlı olmadığı için sesi de tanıyamadım doğrusu. "Ben Hatice, yüksek lisans öğrencisi" dedi. Kendini bir şekilde tanıttı ve ben hemen tanıdım çünkü epey zamandır tanıdığım ve çok parlak bir öğrenci olduğunu bildiğim bizim Hatice" dedi.

Cengiz'in kendisine, "Cemal girmeden önce bana, 'Bir şey olursa içeride biraz uzun kalırsam ve umulmadık bir şey olursa Yasin Aktay'ı ara' dedi" şeklinde bir açıklama yaptığı zaman işin ciddiyetini anladığını söyleyen Aktay, birilerini aradıktan sonra bazı ortak Arap arkadaşların gelişmeyi öğrenince endişelendiğini ve kendilerinin Kaşıkçı'yı uyardığını söylediğini dile getirdi. Aktay daha sonra konuyu yetkililere aktardığını da anlattı.