Türk Kızılayı ekipleriyle İdlib bölgesinde incelemeler yapan Kınık, daha sonra Cilvegözü Sınır Kapısı'nda gazetecilere değerlendirmelerde bulundu.

İdlib kırsalında rejim güçleriyle muhalifler arasında başlayan gerginliğin karşılıklı açıklamalarla doruk noktasına ulaştığını belirten Kınık, şöyle devam etti:

"Bugün de özellikle Cisr-i Şuğur bölgesinin havadan uçaklarla vurulması, karadan da topçu birlikleriyle ateş açılması neticesinde İdlib'in içerisinde gerçekten gergin bir bekleyiş sürüyor. Biz de biraz önce İdlib merkeze geçtik, İdlib'te insani yardım koordinasyon birimleriyle ve kendi ekiplerimizle içerideki olası bir hareketlenmeye karşı neler yapabileceğimizi konuştuk, bölgedeki halkın nabzını tutmaya çalıştık. Bu Ağustos ayının başından bu yana özellikle Halep'in kuzeyi ve İdlib'in güneyi sistematik olarak bu anlamda ateş altına alınmıştı. Bu bölgede özellikle İdlib bölgesinde 3,5 milyon civarında insan yaşıyor. Bu insanların çok büyük bir kısmı Suriye'nin içerisindeki diğer farklı şehirlerden Hama'dan, Humus'tan, Halep'ten Dera'dan farklı farklı bölgelerden silah zoruyla can havliyle, can korkusuyla bu bölgeye göç etmiş olan insanlar... Bu insanların pek çoğu birden çok kez yer değiştirme durumunda kalmış insanlar."

Sadece İdlib'in içerisinde 400 civarındaki derme çatma kamplarda 7 bin civarında insanın yaşadığını belirten Kınık, diğerlerinin ise kentlerde bir apartman dairesinde 4-5 aile veya bir akrabalarının yanında, bir odada 15-20 insanın kaldığını paylaştı.

"GÖÇ HAREKETİ YÖNETİLEMEZ BOYUTA GELEBİLİR"

Kınık, dolayısıyla bu hızlı göç hareketinin yönetilemez bir boyuta gelebileceğini paylaştı.

Suriye'nin içerisinde Türk Kızılayı'nın desteklediği yaklaşık 40 civarında kamp 30 bin civarında çadır kent kapasitesinin bulunduğunu anlatan Kınık, "AFAD ile beraber açmış olduğumuz yeni kamplarımız var bu anlamda AFAD'la beraber Zeytin Dalı Operasyonu sırasında Afrin ve İdlib'te ve Fırat Kalkanı bölgesinde belirlenmiş olan kamp yerlerimiz var, bu yerlerde yeni olası bir göç haraketine karşı yeni kamp alanlarının oluşturulması için afet depolarımızdan bölgeye çadır sevkiyatlarımıza başladık" değerlendirmesinde bulundu.

[old_news_related_template title="İdlib'de neler oluyor? 10 soruda İdlib" desc="Suriye'de 7 yıldır bitmek bilmeyen iç savaş ve insanlık dramı devam ederken, bütün dünyanın gözü İdlib'de... Yapılan peş peşe açıklamalar ve hükümetlerin hamleleri sonrasında İdlib bir anda satranç tahtasına dönüştü. İdlib'te neler oluyor, dengeler ne durumda? Bölge hakkında bilmeniz gereken bütün detayları derledik." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/09/iecrop/lbia-reuters_16_9_1536064943.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/dunya/idlibde-neler-oluyor-10-soruda-idlib-2607755/"]

"GÖÇ KRİZİ KAPIDA"

İçerideki insanların ihtiyaçlarını gidermek için dünyaya çağrı yaptıklarını kaydeden Kınık, "Birleşmiş Milletlerle hazırlık planlarımız son aşamasına geldi. Dolayısıyla Birleşmiş Milletler kanalıyla Türkiye içerisinden bu bölgeye insani yardım ulaştırılmasında bir en azından oran arttırılması ve yaygınlık açısından da miktar arttırılması noktasında yeni bir ümit belirdi ama dünyaya sesleniyoruz burada oluşabilecek bir büyük kriz, bu krizin sadece Türkiye'ye etkileyeceğini düşünmemek gerekir. Avrupa'nın yüzleşmiş olduğu göç krizi, mültecilik krizine benzer bir kriz kapıda. Dolayısıyla bütün dünyayı çatışan tarafların karşı karşıya tehdit savuran tarafların sukunete davet edilmesi için kimin elinde ne güç varsa itidala davet etmesini biz de buradan sesleniyoruz" diye konuştu.

Türk Kızılayı, Türkiye'deki diğer sivil toplum kuruluşları ve AFAD olarak gerek Suriye içerisinde gerekse de Türkiye içerisinde bu anlamda gerekli tedbirleri aldıklarının altını çizen Kınık, olası bu hareketin Suriye içerisinde karşılanması ve insani ihtiyaçların, sağlık ihtiyaçlarının Suriye'de giderilmesi noktasında tedbirlerini arttırdıklarını söyledi.

Mobil sağlık ekiplerinin de sahaya çıktığını anlatan Kınık, bölgedeki 3 büyük hastanede ihtiyaç duyulan tıbbi cihaz, malzeme ve ilaç desteğini de sağlayacaklarını aktardı.

Kınık, bu işin sonunun bir kaos olduğunu, buradan kazananın olmayacağını ve bu gerilimin acilen azaltılması gerektiğine vurgu yaptı.

Bugün Cisr-i Şuğur'da 20'nin üzerinde hava saldırısının ve sivil yaralıların da olduğunu kaydeden Kınık, dolayısıyla bu insanların korunmaya da ihtiyacı olduğunu vurgulayarak Türk Kızılayı ve Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak bu anlamda gerekli tedbirleri aldıklarını sözlerine ekledi.

[old_news_related_template title="SON DAKİKA: BM Suriye temsilcisi İdlib saldırısı için tarih verdi" desc="BM Suriye özel temsilcisi Mistura, Türkiye ile Rusya arasında yapılacak görüşmelerin sonucunda Suriye'deki sorunların kan dökülmeden çözebileceğini belirtti. Mistura ayrıca, Suriye rejiminin İdlib'e saldırı için 10 Eylül'ü beklendiğini açıkladı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/03/sondakika-20180305.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/dunya/son-dakika-bm-suriye-temsilcisinden-flas-turkiye-aciklamasi-2607931/"]

"İNSANLIĞIN YÜZ KARASI OLARAK TARİHE GEÇECEK FELAKET"

Bölgede suyun, elektriğin ve güvenliğin olmadığını kaydeden Kınık, şu ifadeleri kullandı:

"Ama bu yeni gerilimin, özellikle karşılıklı açıklamalarla oluşan yeni gerilim, bu toplumda çok ciddi bir gerginlik oluşturmuş durumda. Biz bunun herhangi bir şekilde sürdürülebilir olmadığını dünyaya ilan ediyoruz. Bu bölgede silahlarla varılabilecek herhangi bir sonuç yok. Bu bölgelerde silahla kaybedilecek veya kazanılacak bir savaş veya zafer yok. Buradaki sivil insanlar, elinde silahı olmayan insanlar, çoğu yaşlı, kadın ve çocuk... Bu insanların korunmaya ihtiyacı var. Zaten yaklaşık 8 yıldır bu insanlar okula gidemiyorlar, aşı olamıyorlar, sağlık hizmeti alamıyorlar, adalet ve güvenlik hizmeti alamıyorlar. En son sığındıkları bölge burası kalmış, bu insanların burada da eğer tıpkı zikretmek bile istemiyoruz aslında ama Doğu Guta'da yaşadıklarımız, Dera'da yaşadıklarımız eğer burada da olursa ki bu bir felaket olur, insanlığın bir yüz karası olarak tarihe geçecek bir felaket olur."

Ve bu krizi dünyanın hiç bir ülkesinin yönetemeyeceğinin altını çizen Kınık, dolayısıyla tüm dünyaya çağrıda bulunarak idlib halkının mesajını iletmeye çalıştıklarını belirtti.

İdlib'te kiminle konuşurlarsa savaşı istemediğini, barış yoluyla bu gerilimin azaltılmasını istediklerini paylaştığını aktaran Kınık, bu anlamda dünyaya seslerini duyurmak istediklerini söyledi.

[old_news_related_template title="TSK teyakkuzda! Suriye sınırına modernize edilmiş M-60 tanklarla önlem" desc="İdlib'de gergin bekleyiş sürerken Türk Silahlı Kuvvetleri, kente yönelik müdahaleye karşı sınır hattındaki güvenlik önlemlerini arttırıyor. Sınıra modernizasyonu tamamlanan klimalı tanklar sev edilerek güvenlik duvarı oluşturuldu. TSK son teknoloji silah sistemlerine sahip tanklar, beton bariyerler ve güçlü ateş destek vasıtasıyla önlemlerini üst seviyeye çıkardı. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/09/iecrop/resimid_5899788_16_9_1536054189.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/suriye-sinirina-modernize-edilmis-m-60-tanklarla-onlem-2607356/"]

KINIK'TAN 'KATLİAM DEDİKODUSU GÖÇE NEDEN OLABİLİR' UYARISI

Birleşmiş Milletlerle temas halinde olduklarını ifade eden Kınık, "Bu bölgedeki insani yardımların arttırılması, oluşabilecek kötü senaryolara karşı hazırlıkların yapılması noktasında gerek Suriye'nin kuzeyinde gerekse Türkiye sınırlarımızda bir dizi tedbir aldık. Bu konuda özellikle içeride oluşabilecek göç hareketleri ki bu insanlar birden çok kez yerlerinden edilmiş olduklarından dolayı oluşabilecek herhangi bir korku veya toplumun içerisinde yayılabilecek herhangi bir katliam dedikodusu bu insanların çok çabuk mevcut yerlerini terk etmelerine sebep olabilir" dedi. AA