27 Ocak tarihinde açılan sergi 1 Mayıs'a kadar Venedik'teki  Peggy Guggenheim Müzesi'nde gösterilmeye devam edecek.

Sanatseverlerden tam not alan Marino Marini sergisi, Peggy Guggenheim Müzesi'nin önünde uzun kuyruklar oluşmasına neden oldu.

ekran-alintisi

Avrupa’daki en güçlü 20.yy koleksiyonlarından biri hiç şüphesiz  Peggy Guggenheim’ın koleksiyonudur

Albert Gleizes, Andy Warhol, Anish Kapoor, Arnaldo Pomodoro, Diego Rivera, Jackson Pollock, Joan Miró, Karel Appel, Kazimir Malevich, Marc Chagall, Marcel Duchamp, Mark Rothko, Max Ernst, Paul Klee, René Magritte, Pablo Picasso, Paul Delvaux, Piet Mondrian, Salvador Dalí, Vasily Kandinsky, Willem de Kooning koleksiyonda eserleri bulunan onlarca sanatçıdan sadece bir kaçı.

Amerikalı Peggy Guggeheim, Guggenheim Müzelerinin sahibi olan Solomon R. Guggenheim’ın yeğeniydi. Resimde yeniliğe olan aşkı pek çok değerli sanatçıyı keşfetmesine sebep oldu. Hatta ve hatta zamanında desteklediği yeni yeteneklerin her biri bugün dahi olarak adlandırılan sanatçılar oldu.  Çevresi çok geniş, çok popüler bir kadındı. 1949 yılında Alman ressam Max Ernst’den boşandıktan sonra, New York'da yaşadığı hayatı terk etti ve gönlünü kaptırdığı Venedik’e taşınmaya karar verdi. Venedik’e getirdiği resimlerinin Venedik Bienali’nde sergilenmesi, Peggy Guggenheim’a kendisinin daimi bir sergi alanı olması gerektiği konusunda fikir verdi.  Dorsoduro’da Grand Canal kenarındaki muazzam evi alıp özel koleksiyonu ile süsledi.

basliksiz-1

Bugün müze olan bu evi, Venedik’e giden herkesin gezip görmesini şiddetle tavsiye ederim.

Bu arada Peggy Guggenheim, koleksiyonuna yüzlerce değerli resim katmaya devam etti. Ve 51 yaşındayken taşındığı Venedik’de 81 yaşında vefat edene kadar yaşadı.

Neredeyse tüm modern sanat akımlarını yansıtan 200 kadar eserin bulunduğu bu koleksiyon içerisinde Marino Marini imzalı bronz heykel ''Horse and Rider'' At ve Binici (1937) de var.

basliksiz-1

Marino Marini
Marino Morini  (1901-80)  bildiğimiz gibi 20.yy'da İtalya'da heykel sanatının yeniden öne çıkmasına neden olan İtalyan heykeltraş; yaşamı süresince hiçbir akıma kapılmamış, arkaik sanata ilgi duymuş ve bu sanatı çok iyi özümsemiştir.

Yapıtlarında ilkel sanatı anımsatan özelliklerle çağın dinamik canlılığını birleştirmiştir.

1930'larda yapmaya başladığı at ve atlı heykellerinde Gotik heykelin güzellik anlayışıyla Etrüsk heykelinin  dokulu yüzeyini kaynaştırmıştır.

Malzeme olarak bronza ağırlık vermiştir. Ya çekiçleyerek ya da çürütücü boya kullanarak bu tür yapıtlarının yüzeylerindeki dokusal etkiyi güçlendirmiştir.