Bugün 18 milyona yakın öğrenci karne alırken, veliler de Milli Eğitim Bakanlığı’na (MEB) karne verdi. Veli-Der’in hazırladığı karnede, ölçme değerlendirme, demokrasi ve insan hakları, laiklik ve bilim uygulamaları, eğitimde özelleştirme uygulamaları, değerler ve din istismarı edebiyatı gibi dersler yer alırken, ağırlık notu ‘başarısız’ oldu.

basliksiz-1

Diğer yandan, Eğitim-Sen İstanbul Şubeleri adına açıklama yapan Ata Esen de MEB’in karnesini kamuoyu ile paylaşarak, 2017-2018 eğitim öğretim yılında yaşananları şöyle özetledi:

TEOG KALDIRILDI

1- TEOG kaldırılarak yerine yüzbinlerce  öğrenciyi mağdur edecek yeni bir ortaöğretime geçiş sistemi getirildi. Okullar nitelikli ve niteliksiz olarak ayrıştırıldı. Akademik eğitim almak isteyen öğrencilerin okullara erişiminin sağlanmasının koşullarını yaratmamış aksine öğrencilerin imam hatip liseleri ve meslek liselerine yerleşmesi için bir sistem geliştirdi.

LGS ÖĞRENCİLERDE TRAVMA YARATTI

2- Ortaöğretime Geçiş Sistemine uygun olarak sınavla yerleşecek öğrenciler için 2 Haziran 2018 tarihinde yapılan sınav, öğrenciler için tam bir travma olmuştur. Daha önce pilot uygulaması yapılmamış soruların, geçerliliği ve güvenirliği değerlendirilmeden  bu sınavda kullanılmış olması, öğrencileri adeta bir deneğe dönüştürmüştür. Zaman planlamasının da  soruların zorluk derecesi ve öğrencilerin yaş grubuna uygun olarak yapılandırılmadığı için sınavın olumlu sonuç üretmesi mümkün değildir.

PROJE OKULLARDA ÖĞRETMENLER BAKANLIĞA BAĞLANDI

3- 2014 yılında 652 sayılı KHK’nin 37. Maddesine eklenen bir fıkra ile kurulan “Proje okullar”, bu yıl uygulanacak olan yeni ortaöğretime geçiş sistemi ile beraber sınavla öğrenci alacak olan Anadolu Lisesi ve Anadolu İmam Hatip Liselerinin doğrudan Bakanlık Merkez teşkilatına bağlanması sonucunu doğurdu. Bu okullarda çalışacak olan öğretmenlerin MEB tarafından “Makbul” olanlar arasından seçilmesi  ve iktidarın politikalarına muhalefet edenin bu okullardan gönderildiği bir çalışma biçiminin bizler açısından kabul edilemez olduğu ortadadır.

3

SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİK SORUN OLMAYA DEVAM ETTİ

4.Öğretmenlerin sözleşmeli olarak atanması ve atanacak olan öğretmenlerin mülakatla belirlenmesine devam edildi. MEB liyakat yerine mülakatta ısrarını sürdürdü.Ataması yapılmayan öğretmenlerin sayısı arttı ve sorunlarının çözümü için hiçbir somut adım atılmadı. Son olarak genç meslektaşımız Merve Çavdar’ın aramızdan zamansız ayrılması, artık içerisinden çıkılmaz hale gelen bu sorunun  çözümü için adım atılmasının zorunlu hale geldiğini ortaya koysa da, siyasi iktidar bu konuda hiçbir somut adım atmadı. Hatta gün geçtikçe, yaşanan sorunları artırdı.

MÜFREDAT DEĞİŞTİ

5.Öğretim Programları değiştirildi.2017-2018 Öğretim Yılında çok sayıda dersin programı yeni bir içerikle uygulanmaya başlandı. Yapılan değişikliklerin kısaca gerici, piyasacı, cinsiyetçi ve tekçi bir bakış açısı ile yaşama geçirilmiş olması MEB’nın en olumsuz faaliyetlerinden biri oldu.

ÖĞRETMEN PERFORMANS DEĞERLENDİRME SİSTEMİ

6.Öğretmenlere dönük performans değerlendirme sisteminin taslak yönetmeliği yayınlandı. Dünya üzerinde eşi benzeri görülmemiş bir yönetmelik taslağı yazma becerisi gösteren MEB, belli ki eğitim alanında yaşanan tüm sorunların sorumlusu olarak öğretmenlerin görülmesini istemektedir. Ayrıca bu taslağın en temel amacı iktidara bağımlı bir öğretmen kitlesi yaratmaktır. Bizler halkın öğretmenleri olmayı sürdüreceğiz, iktidarların değil.

1

DİNİ VAKIF VE DERNEKLER KURALSIZ ŞEKİLDE EĞİTİME DAHİL OLDU

7.Dini vakıf ve derneklerle protokollere devam edildi. MEB imzaladığı çok sayıda protokol ve işbirliği metni ile bu vakıf ve derneklere iktisadi ve yönetsel ayrıcalıklar sağladı. Denetimsiz ve kuralsız şekilde eğitim alanına dahil olan bu kuruluşlar, zamanla devletin yapması gerekenleri yapmaya başladı. Bu durumun olumsuz sonuçlarına Aladağ başta olmak üzere pek çok olumsuz örnekte maalesef  tanıklık etmek durumunda kaldık.2017-2018 Öğretim yılında  yaşananların bir daha yaşanmaması için eğitimin kamusal bir hizmet olarak kamu tarafından sunulması konusunda ısrarcı olmamız gerekiyor.

LAİKLİK KARŞITI FAALİYETLER DEVAM ETTİ

8.Eğitim alanında laiklik karşıtı faaliyetler hız kesmeden devam etti. Okullarda yapılan etkinliklerin içeriklerinden, ders kitaplarına, öğretim programlarından eğitim yöneticilerinin talihsiz açıklamalarına kadar pek çok örnek, laikliğin nasıl ciddi bir tehdit altında olduğunu bizlere bu öğretim yılında bir çok kez  anımsattı.Karma eğitim tartışmalarından, seçmeli derslerin belirlenmesine kadar pek çok alan bu öğretim yılında laiklik karşıtlarının saldırısı altında kaldı.

ÜNİVERSİTEYE GİRİŞ SİSTEMİ DEĞİŞTİRİLDİ

9.Üniversiteye geçiş sistemi değiştirildi. İlk olarak açıklanan sistemde zaman içerisinde yapılan kimi değişiklikler ve son olarak da erken seçim kararının ardından sınavın gününün de değiştirilmesi sınava girecek öğrenciler açısından yaşanan sıkıntıyı artırmaktadır. Üç gün önce hesaplama sisteminde yapılan değişikle de, başarının yüksek çıkarılmasına dönük yeni bir adım atılmış oldu.

Esen, sözlerine şöyle devam etti: “Eğitim alanında yaşanan sorunlara çözüm üretmesi gereken MEB, bırakın sorunları çözmeyi, sürekli olarak sorun üreten bir mekanizmaya dönüşmüştür. Bizler siyasi iktidarın eğitim aracılığı ile yapmaya çalıştıklarının farkındayız. İktidar eğitimi inşa etmeye çalıştığı “Yeni Türkiye’nin” kurucu unsuru olarak kullanmaya çalışmaktadır. Eğitim alanında yaşanan dönüşüm ve değişikliklerin temel belirleyicisi bu hedeftir.

Buradan bir kez daha siz basın emekçileri aracılığı ile ifade etmek isteriz ki; bizler eğitim ve bilim emekçileri olarak, eğitimin iktidarlar tarafından kendi varlıklarını sürdürmenin aracı haline getirilmesine  müsaade etmeyeceğiz. Öğrencilerimizin mağdur edilmesine, istemedikleri okullara zorla gönderilmelerine sessiz kalmayacağız. Öğretmenlerin kitlesel olarak çalıştıkları okullardan sürgün edilmesine karşı duracağız. Kamusal, bilimsel, laik, anadilinde, demokratik, eşit ve ücretsiz eğitim mücadelesini ısrarla sürdüreceğiz.”