Ortaöğretime Geçiş Tercih ve Yerleştirme Kılavuzu dün açıklandı. En az LGS matematik soruları kadar zor olan ve anlaşılmasında zorluk çekilen kılavuzda öğrencilere lise tercihlerinde kısıtlama ve dayatma yapıldığı belirtildi.

Konuyu Sözcü’ye değerlendiren Eğitim Uzmanı Ali Taştan, “MEB tarafından yayınlanan kılavuz öncelikle anlaşılır olmaktan uzak. Milli Eğitim Bakanlığı öncelikli olarak ‘Kılavuzu Anlama Kılavuzu’ yayınlamalı. Kılavuzla getirilen okul türü kısıtlaması öğrencilerin zorunlu olarak istemedikleri okulları tercih etmelerine neden olacak. . Daha önceki uygulamalara bakıldığında bu komisyonların öğrencileri daha çok imam hatip liselerine yönlendireceği şimdiden görülüyor” diye konuştu.

Konuyu değerlendiren Eğitim-Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, ‘Öğrencime Dokunma’ kampanyasıyla dile getirdikleri tüm kaygıların fazlasıyla haklı çıktığını belirterek, “Öğrencilerimizin büyük bölümünün istemedikleri okul türlerine gitme olasılıkları çok yüksek” dedi.

Kılavuzun tüm öğrencilerin yerel yerleştirme tercihinde bulunmasını zorunlu hale getirdiğine işaret eden Aydoğan, şu noktalara dikkat çekti:

“Yerel yerleştirme başvurusu yapmayan öğrencilere merkezi sınav puanı ile öğrenci alan okullar ve pansiyonlu okulların sayfasının açılmayacağı net bir şekilde düzenlenmiş.
Hiçbir öğrenciye adres sınırı üzerinden bir dayatma getirilemez. Her öğrencinin istediği yerleşim yerindeki okulu, okul türünü tercih etme hakkı vardır.

AYNI OKUL TÜRÜNDEN EN FAZLA ÜÇ OKUL TERCİH EDİLEBİLECEK


-Yerel yerleştirmede okullar kayıt alanı, komşu kayıt alanı,ve diğer şeklinde 3 gruba ayrılmış. Yerel yerleştirmede ilk 3 okulu kayıt alanından olmak üzere toplam 5 okul tercih edebilecek. Aynı okul türünden ise en fazla 3 okul tercih edebilecek.

EN ÇOK TERCİH EDİLEN OKUL TÜRÜ ANADOLU LİSESİ


Türkiye geneli üzerinden MEB'nın resmi sitesindeki verilere bakıldığında en çok tercih edilen okul türü Anadolu liseleridir. Buna rağmen MEB meslek liselerinin ve imam hatip liselerinin artışı üzerinden bir eğitim politikası izlemiş, velilere,öğrencilere rağmen bir okullaşma politikası dayatmıştır. Bir öğrenci tüm tercihlerine tek bir okul türü yazabilir. Bu öğrencinin en temel hakkıdır. Okul türünün tercih sayısına sınır getirmek eğitim hakkı ihlalidir. MEB faaliyet raporunda meslek ve imam hatip liselerine devam eden öğrencilerin devamsızlık oranı yüzde 40'lara varmış durumda. Öğrencilere istemedikleri okul türü zorunluluk haline getirildiğinde; çocukların fiilen örgün eğitimden uzaklaşma oranları MEB'nın resmi verilerinde de mevcuttur. Öğrencileri istemedikleri okulları tercih etmek zorunda bırakmak, gerçek anlamada bir tercih yapma durumunu ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir. Bu dayatma da eğitim hakkı ihlalidir.

ÖĞRENCİLERİN TERCİH ETMEDİĞİ OKULLARIN KONTENJANLARI DOLDURULACAK


-Tercihlerine yerleşemeyen öğrenciler ise ikisi kayıt alanında olmak üzere açık kontenjanı olan toplam 3 okulu 10-14 Eylül tarihleri arasında tercih edecek. Aynı okul türünden en fazla 2 okul yazabilecek.

Kılavuz bu haliyle öğrencilerin tercih etmediği okulların kontenjanlarının doldurulması hedefi ile hazırlanmış durumdadır. Yerel yerleştirme kriterlerinin öğrencilerin okullara yerleştirilmesinde kim tarafından, nasıl yerleştirileceği ifadesi de muğlak bırakılmış.

-Kılavuzun tercihleri düzenlerken kullandığı dil, istenmeyen okulların tercih edilmeme olasılığı var gibi bir algı oluştursa da tercihlerine yerleşemeyen öğrencilerin yeni tercihlerle kontenjanları açık olan okullara komisyon tarafından yerleştirileceği maddesi, öğrencileri istemedikleri okul türlerine yerleştirme zorunluluğunu dayatmaktadır.

ÖĞRENCİLER İSTEMEDİKLERİ OKUL TÜRLERİNİ TERCİH EDECEK


- Tüm unsurlar birlikte değerlendirildiğinde kılavuz; kayıt alanı olarak belirlenen bölgede bulunan okulların kontenjanlarını doldurma hedefi ile hazırlanmıştır. Yerleşememe kaygısının öğrencileri istemedikleri okul türlerine 'tercihte' bulunmaya yönlendireceği ortadadır.

-Ortaöğretime geçiş tercih ve yerleştirme kılavuzunda kayıt alanlarında bulunması gereken okul türleri ve sayıları ile ilgili hala bir açıklama yapılmamış durumdadır. Kayıt alanlarında bulunan okul tür ve sayıları eşit midir? Yoksa kayıt alanına göre okul türü sayıları farklılık mı göstermektedir? Aynı kayıt alanında aynı okul türünden 3 tane okul bulunacak mı? Örneğin Anadolu lisesine gitmek isteyen öğrencilerin kayıt alanlarında bu okul türünden kaç tane bulunmaktadır? İlk yerleştirmede yerleşemeyen öğrenciler açık kontenjanları görmeden nasıl tercih yapacak? Sınav sonucuna göre yerleşmek isteyen öğrenciler en fazla 5 tercihte bulunabileceği için nasıl ve hangi ölçüte göre tercihte bulunacak? En fazla 5 tercih yapmanın bilimsel, rasyonel bir açıklaması var mıdır?

Her öğrencinin istediği okul türünde ve istediği okulda eğitim almasını temel bir hak olarak gören Eğitim-Sen açısından yayınlanan kılavuzun kabul edilebilir hiçbir tarafı yok.
Yayınlanan kılavuz kayıt alanında bulunan okulların kontenjanlarının doldurulması hedeflenerek hazırlanmıştır. Önceliği öğrencilerin ilgi, yetenek ve isteklerine göre eğitim almalarını sağlamak değil, özellikle kontenjanları çoğunlukla dolmayan İmam Hatip Liseleri ile Meslek Liselerinin kontenjanlarını doldurmaktır.

Yayınlanan kılavuz sosyal bir devletin en temel sorumluluğu olan, “yurttaşlarına kamusal eğitim sağlamak” yerine, öğrencilerin özel okullara daha fazla yönelmesine olanak sağlayacak şekilde hazırlanmıştır. Yaşanan kaos ortamı ve oluşan belirsizlik ailelerin ve öğrencilerin özel okullara yönelmesine neden olmaktadır.
Yayınlanan kılavuz yoksul ailelerin çocuklarının yoksul aile çocuklarıyla, varlıklı ailelerin çocuklarının ise varlıklı aile çocukları ile eğitim almasına olanak sağlayacak şekilde düzenlenmiştir.

Kılavuz kayıt alanı adı verilen bölgede hangi okul türünden kaç tane bulunacağı ile ilgili bir bilgi vermemektedir. Farklı kayıt alanlarında okul sayılarının eşit olmamasının büyük sorunlar yaratacağı görülmelidir. MEB kayıt alanlarında hangi okul türünden kaç tane bulunduğu ile ilgili hızlıca kamuoyunu bilgilendirmelidir.

Yayınlanan kılavuzun okul tercih sayılarına getirdiği kısıtlamanın kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur. MEB, Merkezi veya Yerel Yerleştirme ile ilgili getirdiği tercih sınırlamasının açıklamasını yapmak durumundadır. Bu durum ve yerleştirme sürecinin tamamı beraber değerlendirildiğinde, kılavuzdan kaynaklı oluşan yerleşememe kaygısının öğrencileri istemedikleri okul türlerini tercih etmeye yönelteceği ortadadır.

Bu sene uygulanacak olan Ortaöğretime Geçiş Sisteminin yaratacağı olumsuzluklar ve mağduriyetleri kabullenmek mümkün değildir. MEB hızlıca eleştirilerimize ve sorularımıza yanıt vermeli, henüz zaman varken öğrencilerimizin mağdur edilmesinin önüne geçmelidir. Her koşulda öğrencilerimiz ve geleceğimiz için mücadeleyi sürdüreceğiz.”