Araştırmaya göre, öğretmenlerin yüzde 63.78’i, Milli Eğitim Bakanı’na müdahale edildiğini ifade ederken, yüzde 70’i de vakıf, dernek ve Diyanet’in eğitime müdahalesinden rahatsız olduğunu belirtti. Eğitim İş Genel Sekreteri Ebru Sungar, “Hiçbir dernek, vakıf, cemaat, tarikat Milli Eğitim Sistemine ortak edilmemeli” dedi.

ATATÜRK TÜRKİYESİ’NE SAHİP ÇIKACAĞIZ


Ebru Sungar, SÖZCÜ’ye yaptığı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı, başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, iktidara yakın dini kurum ve vakıflarla imzaladığı protokollere 2018-2019 eğitim öğretim yılında da devam ettiğin vurguladı. Sungar, “Böylece TÜRGEV ve Ensar Vakfı başta olmak üzere, Hizmet Vakfı, Hayrat Vakfı, İHH, Furkan Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti gibi dini vakıflar, devlet okullarında ‘değerler eğitimi’ adı altında ders ve seminerler verecekler, bağış toplayacaklar, dini içerikli yayınları dağıtacaklardır. Eğitim-İş, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yetki devri anlamına gelen ve Anayasa’ya aykırı olan bu protokollere ilişkin hukuki girişimlerde bulunmuştur ve dava sürecinin takipçisi olacaktır” dedi.

“Çağdışı bir cemaatin eğitim sistemine entegre edilmesinin bedeli 15 Temmuz’da darbe girişiminde ödendi” diyen Sungar, şunları söyledi:

“Aladağ’da ve Karaman’da yaşanan acı olaylar yetmedi mi? Daha kaç defa ve kimler tarafından kandırılmanız gerekiyor? Her fırsatta dile getirdiğimiz üzere; hiçbir dernek, vakıf, cemaat, tarikat Milli Eğitim Sistemine ortak edilmemeli. Kimse Türkiye’nin geleceği olan yavrularımız üzerinden siyasi çıkarlarını şekillendirememeli. Kimse, Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün biz eğitim neferlerine mirası olan çocuklarımıza, çağdışı bir eğitimi reva görememeli. Eğitim-İş olarak laik eğitim ve sosyal devlet ilkelerine aykırılık taşıyan hiçbir uygulamaya geçit vermeyeceğiz.”