Prof. Dr. Ziya Selçuk’un Milli Eğitim Bakanı olması eğitim çevrelerinde olumlu karşılandı. Bakan Selçuk, aynı zamanda 30 yıl sonra eğitimi bilen biri olarak bu koltuğa oturan kişi oldu. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde doçent ve profesörlük unvanını alan Selçuk’tan eğitimcilerin beklentileri de büyük.

Öğretmenler öncelikli olarak atama sisteminde liyakat sisteminin getirilmesini isterken, veliler ise çocukları için artık endişelenmek istemiyor. Sendika ve veliler yeni Bakan Selçuk’a önce “hayırlı olsun” dediler ve yaşadıkları sorunları ve çözüm önerilerini sıraladılar…

EN BÜYÜK SORUN ATAMALARDA LİYAKATIN ESAS ALINMAMASI


talipgeylan_bulten_turkegitimsen

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Selçuk’u bekleyen sorunlar dizisi olduğunu belirterek, “Milli eğitimimizin şu anda en büyük sorunu atama, terfi, görevlendirmelerde liyakatin değil, yandaşlığın esas alınıyor olmasıdır. Son olarak bunun en büyük örneğini yönetici atamalarında yaşadık. Bakan oluruyla yapılan şube müdürlüğü ve il/ilçe milli eğitim müdürü atamaları eğitim camiasında büyük bir huzursuzluğa neden oluyor.

ATAMALARDAKİ USULSÜZLÜKLER AÇIĞA ÇIKARILMALI


Dolayısıyla ilk talebimiz; yönetici atamaları tek tek incelenmeli, usulsüzlükler açığa çıkarılmalıdır. Bakanlık merkez ve taşra teşkilatlarının sendika/cemiyet/vakıf görünümlü çetelerden temizlenerek, eğitim çalışanlarının huzur içerisinde görevini yaptığı bir çalışma ortamının oluşturulmasıdır.

MÜLAKATLAR KALDIRILMALI


Mülakat yöntemi gerek öğretmen, gerekse yönetici atamaları başta olmak üzere diğer alanlarda da tamamen kaldırılmalı. Türk Eğitim-Sen olarak öğretmen alımlarının sadece KPSS puan üstünlüğüne göre yapılmasını talep ediyoruz. Öğretmen atama sayısı da çok yetersiz. 2018 yılında 20 bin atamaya ek olarak en az 40 bin atama daha yapılmalıdır. Performans sistemi de MEB’in gündeminden tamamen çıkarılmalıdır.

GEYLAN: HASRET KALDIĞIMIZ BİR TUTUM ORTAYA KOYDU


Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan, Bakan Selçuk’un MEB’deki devir teslim dönemindeki konuşması için, “Sayın Bakan, çok uzun zamandır hasret kaldığımız bir tutumu ortaya koymuştur. Sayın Bakanı öğrenciyi, eğitimi, eğitim çalışanlarını, öğretmeni önceleyen ve ilk meselenin çalışanları ve öğretmenleri motive etmek olduğu şuuruna dikkat çeken bu tavrından dolayı tebrik ediyorum. İşte ilk düğme, bu olumlu tutumdur. Bu tutumun, yönetimde liyakati esas alan, çalışanların ayrıştırılmasına müsaade etmeyen, uygulamaları kişisel ya da ideolojik taassupla değil eğitimin ve ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda planlayan bir yönetim anlayışıyla beslenmesi en önemli beklentimizdir” dedi.

LİSEYE GEÇİŞTE ACİLEN DEĞİŞİKLİK YAPILMALI


ferayaytekin2-iha

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan sorun ve taleplerini şöyle anlattı:

Hemen bugünden çocukların yaşamını karartan liseye geçiş sınavında acilen değişiklik yapılarak tercih sayısı sınırı, adres/çember sınırı kaldırılmalı, kontenjanlar arttırılmalı, öğrencilerin istediği okul türüne yerleştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır.

SÖZLEŞMELİ ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK KALDIRILMALI


Öğretmene değer veren eğitim sisteminin ancak ve ancak başarılı olacağını söyleyen bir Milli Eğitim Bakanı olarak sözleşmeli, ücretli öğretmenlik uygulaması kaldırılmalı tüm eğitim ve bilim emekçilerine iş güvencesi hakkı verilmelidir.

Ataması yapılmayan öğretmenlerin ataması gerçekleştirilmeli, liyakati ortadan kaldıran mülakat, güvenlik soruşturması uygulamasının sonlandırıldığı; performans taslak yönetmeliğinin kesinlikle uygulanmayacağı açıklanmalıdır.

LAİK VE BİLİMSEL EĞİTİM GÜVENCESİ VERİLMELİ


Tüm öğrencilerimiz için laik, kamusal ve bilimsel eğitim sisteminin yaşama geçirileceğinin güvencesi verilmeli ve program bakanlığın eğitimciler ve eğitim sendikalarının da görüşleri ve ortak çalışmaları ile birlikte sürdürülerek bir süreç işletilmelidir.

VELİLER NASIL BİR EĞİTİM İSTİYOR?


Veli-Der Üyesi bir veli “Eğitim sistemi öyle bir düzenlenmeli ki; bu ülkenin her bir çocuğu kendini gerçekleştirebilmeli, her bir çocuğun içindeki potansiyeli ortaya çıkarabilmeli, her bir çocuk eğitimin bütün olanaklarından yararlanabilmeli, her bir çocuk büyüdüğünde hangi mesleği yaparsa yapsın kendini önemli ve değerli hissetmeli” diyerek, şöyle devam etti:
Çocuklarımızın geleceği için endişelenmek istemiyoruz. Okuldan sağ salim eve dönecek mi diye endişelenmek istemiyoruz. Okullarda, yurtlarda istismar edilecek mi diye endişelenmek istemiyoruz. Veli toplantısında okula para veremediğimiz için adımızın okunmasından endişelenmek istemiyoruz. Çocuğumuza kim olduğunu bilmediğimiz kişiler tarafından bilim dışı şeylerin öğretilmesinden endişelenmek istemiyoruz. Acaba çocuğum bugün karnını doyurabildi mi diye endişelenmek istemiyoruz. Çocuğumun öğretmeninin sözleşmesi iptal olursa öğretmensiz mi kalacak diye endişelenmek istemiyoruz. Çocuklarımızın yaşadıkları sınav stresi nedeniyle bunalıma girmesinden endişelenmek istemiyoruz. Sayın Bakan artık çocuğumuzla ilgili hiçbir şey için endişelenmek istemiyoruz. Peki ne mi istiyoruz; Siz çocuklarınız için ne istiyorsanız, aynısı bizim çocuklarımız, ülkenin tüm çocukları için istiyoruz.”