(Siz de bakanamektup@sozcu.com.tr adresine yaşadığınız sorunları ya da dilek ve temennilerinizi yazın yayınlayalım)

SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMEN SORUNU: ''Eşim sözleşmeli öğretmen olarak Diyarbakır'da çalışmaktadır. Ben ise kadrolu öğretmenim. Sözleşmeli öğretmenlerin eş durumu mağduriyetinden dolayı yeni evli olmamıza rağmen ayrı yaşamak zorunda bırakıldık. Doğu'da kalma yılı 6 yıldan 4 yıla düşürülmüş olsa da bu hiçbir soruna çare olmamıştır. İnsanın eşinden 1 gün bile ayrı kalması çok zor bir durumdur. Kaldı ki 4 sene ayrı kalmak kişiyi çok fazla etkileyecektir. Bu durum da ister istemez öğretmenin eğitim ve sosyal yaşantısına ket vuracak ve bundan geleceğimizin gençleri de olumsuz etkilenecektir. Bir öğretmenin mutluluğunu refahını sağlamadıktan sonra eğitimde verim alınamayacağını önemle belirtmek istiyorum. Bu sorunun acilen çözüme kavuşmasını ve eski sistemin tekrar getirilmesini Milli Eğitim Bakanımız'dan rica ediyorum. Aileler parçalanmasın, çocuklarımız anne babalarından ayrı kalmasın.''

AİLEMDEN UZAK KALDIM: ''Bakanın bilip de görmezden geldiği ailemiz, devlet büyüklerince önemsenmese de bizim için çok değerli. Ailemizi parçalayan sözleşmeli öğretmen sisteminin bir parçası olmak beni delirtiyor. Mecburiyetlerimizi kullanıp bizi mahkum ettiler yalnızlığa. Çocuğum babasız büyüyor. Adalet yok, acıma yok.''

EŞ DURUMU SORUNU: ''Sayın bakanım eşim Balıkesir'de Deniz Kuvvetlerinde astsubay olarak görev yapıyor. Ben ise Cizre'ye sözleşmeli öğretmen olarak atandım. 3 senedir aile bütünlüğümüz sağlanmadı. Eşi gelemeyenler için bir düzenleme yapmanızı rica ediyoruz.Öğretmenleri yalvartıyorsunuz artık görün duyun gereğinin yapılmasını sayılarımla arz ederim.''

BELEDİYELERİN ÖĞRETMEN AYIRIMI: ''Ankara’da devlet okullarında çalışan öğretmenlerin alabildiği indirimli ulaşım için ANKARA KART var. Bunu özel okulda çalışan öğretmenlerin alabilmesi konusunda sayın bakandan ricamız var. Özel okul öğretmenleri de bu ülkenin çocuklarına eğitim veriyor, öğretmen diplomasına ve ünvanına sahipler. Aynı meslek grubunda olup da, aynı işi yapan özel okul öğretmenleri neden indirimli kart alamıyorlar? Acaba daha çok maaş aldığımızı mı düşünüyorlar? Konunun muhatabı belki Ankara Büyükşehir'dir ama sayın bakanım bu konuda bir çalışma yapabilir diye bir umutla sormak istedim.''

FOTO:AA/Arşiv – Eğitim-İş’in anketine katılan öğretmenlerin verdiği yanıtlar, vahim tabloyu gözler önüne serdi.


YAZACAK ÇOK ŞEY VAR AMA... ''Selamlar .. Bu benim 18 yıllık hayatımda aldığım en anlamlı öğretmenler günü hediyesi, sizlere çok teşekkür ederim. Aslında yazacak o kadar çok şey var ki.. Ben size iki tanesini anlatayım; Ben 18 yıllık öğretmenim. Çalıştığım ilçede ortaokul arkadaşımla beraber yaşıyoruz. Ben okulumu bitirdim, öğretmen oldum. O tamamlayamadı. Grayder operatörü oldu belediyede çalışıyor (Arkadaşımın mesleğini kazancını asla eleştirmiyorum sadece örnek amaçlı). Ben ayda 3 bin 600 TL maaş alıyorum. O ise 7 bin TL ve ayrıca ikramiye. O dünyayı geziyor ben ilçemden çıkamıyorum. Ve ben eğitim almanın, Üniversite okumanın önemini anlatıyorum çocuklara .Yorum sizin..Adalet bizim bakanlıkta yok. Neden mi? Ortaokullarda yetiştirme kursu var .Ortaokul öğretmenleri ders ücreti olarak ders başına çift ödeme alıyorlar. İlkokullarda yetiştirme kursu var . Aynı iş yapılıyor . Yarı ücret ödeniyor. Gelelim şu meşhur kariyer basamakların da yükselme işine . Yükselen yükseldi . Yıllardır bizden yüksek uzman ,baş öğretmenlik maaşı alıyorlar. Sınav bir daha açılmadı. Biz sınava bile giremedik. Çünkü gerekli yılı doldurmamıştık. Ayrıcalıklı bir zümre oluşturuldu, onlarla aynı işi yapmamıza rağmen onlar yüksek maaş almaya devam ediyorlar.''

REHBER ÖĞRETMENLER: ''29 yaşında, 6 yıldır İstanbul’da rehber öğretmen. Bu sürenin 4 yılını ortaokulda, son iki yılını ilkokulda geçirdim. Deneyimlediklerim şöyle: Öğretmenlik mesleği halen “3 ay yan gelip yatılan”, “az çalışıp bol tatil yapılan”, çalışma saatlerinden ötürü “bir kadın için en uygun meslek” olarak nitelendirilen bir alan. Fakat bu işin yıpranma payını; ofis ortamındaki beş saatin okul ortamındaki bir saate denk düşen yorgunluğunu; ev ortamında bir ya da birkaç çocuğunu yetiştiren ebeveynin yaptığıyla, farklı iklimlerden ve koşullardan gelmiş 30 hatta 40 çocuğu bir sınıfta eğitmenin farklı beceri ve yetkinlikler gerektirdiğini bilen ve bu bilginin hakkını veren birey sayısı çok az. Öğretmenlik mesleğinin saygınlığını artıracak, anlamını kuvvetlendirecek politikalar yerine onu daha da aşağı çekmek de moda oldu adeta. Bir yanda öğretmen ihtiyacını, bir öğretmeni aynı anda 2 hatta 3 okulda görevlendirerek gidermeye çalışan sistem; bir yanda ise yıllardır atanma hayali ile hayatını erteleyen öğretmenler. Öğrenci sayısını 500’e tamamlayamadığı için kendi seçimiyle atandığı okulunda fazlalık sayılarak başka okullara atanan rehber öğretmenler. Öğretmen olmak güzel ama bu ülkede çabuk tükendiğiniz bir meslek.''

SÜREKLİ GÖREV YERİ DEĞİŞİKLİĞİ: ''32 yıllık öğretmenim asılsız iddialarla soruşturma geçirdim yandaş müfettişler, muhakkikler, İlçe Milli Eğitim Müdürü, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve Vali yardımcısının işbirliği ile görev yerim değiştirildi. Soruşturma dosyasına ben ulaşamadım, devam ediyor diye bana vermediler. Ama parti il başkanı soruşturma dosyası hakkında bilgi sahibi, ifadeleri ve içeriğini okumuş. Iyi bir öğretmenim, çalıştığım süre içinde özverili bir şekilde çaba gösterdim. Bunları hak etmedim. Arkan varsa her şey mümkünmüş bunu öğrendim ne yazık ki.''

''2011 yılında Milli Eğitim Bakanlığı alan değişikliği yaptı ve benim de hikayem o zaman başladı. 25 yıl sınıf öğretmenliği yapan bir meslektaşım benim okuluma sosyal bilgiler öğretmeni olarak atandı. 2 ay sonra hizmet puanım düşük olduğu için norm fazlası olduğum söylendi. 2 hafta sonra B okuluna görevlendirildim. B okulunda 3 ay çalıştıktan sonra kendi okuluma geri gönderildim ama hala norm fazlasıydım. Burada 2 ay din kültürü öğretmenliği yaptım ve yaz tatili başladı. Eğitim öğretim tekrar başladı ve bu sefer doğum iznine giden bir meslektaşım yerine C okuluna görevlendirildim. Meslektaşım izinden dönünce kendi A okuluma tekrar döndüm. 1 ay sonra Norm fazlası atama ile tayin isteyip D okuluna kadrolu yerleştim. 2 ay sonra yerleştiğim kadrolu okul dönüşüme girdi ve ilkokul oldu. Bir baktım E okuluna resen atanmışım. Bu okulun ilk kadrolu sosyal bilgiler öğretmeni olarak. Daha sonraki süreçte aynı hikaye devam etti. F okulu, tekrar E okulu derken 4 yıl daha norm fazlası dolaştım. Bu yazın son bulunduğum okuluma tekrar sosyal bilgiler öğretmeni atandım. Ve yine norm fazlası olmuşum. Bu 7 yılda 4 ev değiştirdim 2 soruşturma geçirdim. Ulaşım sorunundan kaynaklan soruşturmalar. Sadece 40 dakikalık ders bitsin de evime yetişeyim modunda bir öğretmene döndüm.''

KHK MAĞDURLARI: ''Sayın Bakanım merhaba, Öncelikle sizi başımızda görmekten mutluluk duyduğumu belirtmek isterim. Kısaca belirtmek istiyorum; KHK ile görevlerinden ayrılan doktorlar veya bazı meslek grupları görevlerine devam ediyorlar. Ancak biz öğretmenlere zulme varan boyutlarda adaletsizlik yapılıyor. Üç yılda hiç soruşturma dahi geçirmeyen bizler ve hakkında beraat kararı verilen öğretmenlere layık görülen bu zulmün sona erdirilmesini istiyoruz. Güvendiğimiz bir bilim insanı olan sizden mantıklı ve izah edilebilir bir cevap ya da haber bekliyoruz. Adaletli günlerin geleceği ümidiyle saygılar sunuyorum.
Kenan IŞIK - Fatma IŞIK
26 ve 20 yıllık mağdur öğretmenler''

''Sayın Bakan,Fiziki altyapıları uygun olmadığı halde plansız bir şekilde ikili (sabahçı, öğlenci) eğitimden tekli (tam gün) eğitime dönüştürülen okullar 20-25 yıllık öğretmenlerin bile norm fazlası durumuna düşmelerine sebep olarak mağduriyet yaratmaktadır. Özellikle İstanbul’da bu dönüşümden dolayı tüm düzeni bozulan mutsuz öğretmenlerin sayısı artmaktadır ve durumdaki öğretmenlerden nasıl verimli olması beklenebilir. Kaldı ki bu dönüşümlerdeki amaç eğitim kalitesini artırmaktır, fakat ikili eğitimde sınıf mevcutları 20-30 öğrenci iken tekli eğitimde sınıf mevcutları 40-50 öğrenciye çıkmaktadır. 40-50 kişilik sınıflarda eğitim kalitesinin artması mümkün değildir. Hiçbir veli çocuğunun bu kadar kalabalık sınıflarda eğitim almasını istememektedir. Dolayısıyla bu dönüşümler mutsuz veliler ve mutsuz çocuklar da yaratmaktadır. Plansız yapılan bu dönüşümler amaca hizmet etmekten çok uzaktır. Okulların fiziki kapasiteleri artırılarak bakanlığınızın kaliteli eğitim için öngördüğü 20-25 kişilik sınıf mevcutları ile bu dönüşümlerin gerçekleştirilmesi tüm paydaşların mağduriyetini önleyecektir. Son yıllarda, büyük bir özveri ile çalışan öğretmenler için ciddi bir sorun teşkil eden bu dönüşümlerin öğretmenleri norm fazlası durumuna düşürmeden planlı bir şekilde gerçekleştirilmesi için ilginiz gerekmektedir. Saygılarımla,Hüseyin Yorat''

İŞTE SORUNLARIMIZ: ''33 yaşında kadın, İstanbul'da görev yapıyor. 8 yıllık öğretmen.Öğretmenlerin genel sorunları;
-Can güvenliğinin olmaması,''Eşim sözleşmeli öğretmen olarak Diyarbakır'da çalışmaktadır. Ben ise kadrolu öğretmenim. Sözleşmeli öğretmenlerin eş durumu mağduriyetinden dolayı yeni evli olmamıza rağmen ayrı yaşamak zorunda bırakıldık. Doğu'da kalma yılı 6 yıldan 4 yıla düşürülmüş olsa da bu hiçbir soruna çare olmamıştır. İnsanın eşinden 1 gün bile ayrı kalması çok zor bir durumdur. Kaldı ki 4 sene ayrı kalmak kişiyi çok fazla etkileyecektir. Bu durum da ister istemez öğretmenin eğitim ve sosyal yaşantısına ket vuracak ve bundan geleceğimizin gençleri de olumsuz etkilenecektir. Bir öğretmenin mutluluğunu refahını sağlamadıktan sonra eğitimde verim alınamayacağını önemle belirtmek istiyorum. Bu sorunun acilen çözüme kavuşmasını ve eski sistemin tekrar getirilmesini Milli Eğitim Bakanımız'dan rica ediyorum. Aileler parçalanmasın, çocuklarımız anne babalarından ayrı kalmasın.''

''Bakanın bilip de görmezden geldiği ailemiz, devlet büyüklerince önemsenmese de bizim için çok değerli. Ailemizi parçalayan sözleşmeli öğretmen sisteminin bir parçası olmak beni delirtiyor. Mecburiyetlerimizi kullanıp bizi mahkum ettiler yalnızlığa. Çocuğum babasız büyüyor. Adalet yok, acıma yok.''

''Sayın bakanım eşim Balıkesir'de Deniz Kuvvetlerinde astsubay olarak görev yapıyor. Ben ise Cizre'ye sözleşmeli öğretmen olarak atandım. 3 senedir aile bütünlüğümüz sağlanmadı. Eşi gelemeyenler için bir düzenleme yapmanızı rica ediyoruz.Öğretmenleri yalvartıyorsunuz artık görün duyun gereğinin yapılmasını sayılarımla arz ederim.''

''Ankara’da devlet okullarında çalışan öğretmenlerin alabildiği indirimli ulaşım için ANKARA KART var. Bunu özel okulda çalışan öğretmenlerin alabilmesi konusunda sayın bakandan ricamız var. Özel okul öğretmenleri de bu ülkenin çocuklarına eğitim veriyor, öğretmen diplomasına ve ünvanına sahipler. Aynı meslek grubunda olup da, aynı işi yapan özel okul öğretmenleri neden indirimli kart alamıyorlar? Acaba daha çok maaş aldığımızı mı düşünüyorlar?
Konunun muhatabı belki Ankara Büyükşehir'dir ama sayın bakanım bu konuda bir çalışma yapabilir diye bir umutla sormak istedim.''

''Selamlar .. Bu benim 18 yıllık hayatımda aldığım en anlamlı öğretmenler günü hediyesi, sizlere çok teşekkür ederim. Aslında yazacak o kadar çok şey var ki..

Ben size iki tanesini anlatayım;

Ben 18 yıllık öğretmenim. Çalıştığım ilçede ortaokul arkadaşımla beraber yaşıyoruz. Ben okulumu bitirdim, öğretmen oldum. O tamamlayamadı. Grayder operatörü oldu belediyede çalışıyor (Arkadaşımın mesleğini kazancını asla eleştirmiyorum sadece örnek amaçlı). Ben ayda 3 bin 600 TL maaş alıyorum. O ise 7 bin TL ve ayrıca ikramiye. O dünyayı geziyor ben ilçemden çıkamıyorum. Ve ben eğitim almanın, Üniversite okumanın önemini anlatıyorum çocuklara .Yorum sizin..Adalet bizim bakanlıkta yok. Neden mi? Ortaokullarda yetiştirme kursu var .Ortaokul öğretmenleri ders ücreti olarak ders başına çift ödeme alıyorlar. İlkokullarda yetiştirme kursu var . Aynı iş yapılıyor . Yarı ücret ödeniyor. Gelelim şu meşhur kariyer basamakların da yükselme işine . Yükselen yükseldi . Yıllardır bizden yüksek uzman ,baş öğretmenlik maaşı alıyorlar. Sınav bir daha açılmadı. Biz sınava bile giremedik. Çünkü gerekli yılı doldurmamıştık. Ayrıcalıklı bir zümre oluşturuldu, onlarla aynı işi yapmamıza rağmen onlar yüksek maaş almaya devam ediyorlar.''

''6 yıldır İstanbul’da rehber öğretmenim. Bu sürenin 4 yılını ortaokulda, son iki yılını ilkokulda geçirdim. Deneyimlediklerim şöyle: Öğretmenlik mesleği halen “3 ay yan gelip yatılan”, “az çalışıp bol tatil yapılan”, çalışma saatlerinden ötürü “bir kadın için en uygun meslek” olarak nitelendirilen bir alan.

Fakat bu işin yıpranma payını; ofis ortamındaki beş saatin okul ortamındaki bir saate denk düşen yorgunluğunu; ev ortamında bir ya da birkaç çocuğunu yetiştiren ebeveynin yaptığıyla, farklı iklimlerden ve koşullardan gelmiş 30 hatta 40 çocuğu bir sınıfta eğitmenin farklı beceri ve yetkinlikler gerektirdiğini bilen ve bu bilginin hakkını veren birey sayısı çok az. Öğretmenlik mesleğinin

saygınlığını artıracak, anlamını kuvvetlendirecek politikalar yerine onu daha da aşağı çekmek de moda oldu adeta. Bir yanda öğretmen ihtiyacını, bir öğretmeni aynı anda 2 hatta 3 okulda görevlendirerek gidermeye çalışan sistem; bir yanda ise yıllardır atanma hayali ile hayatını erteleyen öğretmenler.

Öğrenci sayısını 500’e tamamlayamadığı için kendi seçimiyle atandığı okulunda fazlalık sayılarak başka okullara atanan rehber öğretmenler. Öğretmen olmak güzel ama bu ülkede çabuk tükendiğiniz bir meslek.''

''32 yıllık öğretmenim asılsız iddialarla soruşturma geçirdim yandaş müfettişler, muhakkikler, İlçe Milli Eğitim Müdürü, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve Vali yardımcısının işbirliği ile görev yerim değiştirildi. Soruşturma dosyasına ben ulaşamadım, devam ediyor diye bana vermediler. Ama parti il başkanı soruşturma dosyası hakkında bilgi sahibi, ifadeleri ve içeriğini okumuş. Iyi bir öğretmenim, çalıştığım süre içinde özverili bir şekilde çaba gösterdim. Bunları hak etmedim. Arkan varsa her şey mümkünmüş bunu öğrendim ne yazık ki.''

''2011 yılında Milli Eğitim Bakanlığı alan değişikliği yaptı ve benim de hikayem o zaman başladı. 25 yıl sınıf öğretmenliği yapan bir meslektaşım benim okuluma sosyal bilgiler öğretmeni olarak atandı. 2 ay sonra hizmet puanım düşük olduğu için norm fazlası olduğum söylendi. 2 hafta sonra B okuluna görevlendirildim. B okulunda 3 ay çalıştıktan sonra kendi okuluma geri gönderildim ama hala norm fazlasıydım. Burada 2 ay din kültürü öğretmenliği yaptım ve yaz tatili başladı.

Eğitim öğretim tekrar başladı ve bu sefer doğum iznine giden bir meslektaşım yerine C okuluna görevlendirildim. Meslektaşım izinden dönünce kendi A okuluma tekrar döndüm. 1 ay sonra Norm fazlası atama ile tayin isteyip D okuluna kadrolu yerleştim. 2 ay sonra yerleştiğim kadrolu okul dönüşüme girdi ve ilkokul oldu. Bir baktım E okuluna resen atanmışım. Bu okulun ilk kadrolu sosyal bilgiler öğretmeni olarak. Daha sonraki süreçte aynı hikaye devam etti. F okulu, tekrar E okulu derken 4 yıl daha norm fazlası dolaştım. Bu yazın son bulunduğum okuluma tekrar sosyal bilgiler öğretmeni atandım. Ve yine morn fazlası olmuşum. Bu 7 yılda 4 ev değiştirdim 2 soruşturma geçirdim. Ulaşım sorunundan kaynaklan soruşturmalar. Sadece 40 dakikalık ders bitsin de evime yetişeyim modunda bir öğretmene döndüm.''

KALABALIK SINIFLAR: ''Sayın Bakan, Fiziki altyapıları uygun olmadığı halde plansız bir şekilde ikili (sabahçı, öğlenci) eğitimden tekli (tam gün) eğitime dönüştürülen okullar 20-25 yıllık öğretmenlerin bile norm fazlası durumuna düşmelerine sebep olarak mağduriyet yaratmaktadır. Özellikle İstanbul’da bu dönüşümden dolayı tüm düzeni bozulan mutsuz öğretmenlerin sayısı artmaktadır ve durumdaki öğretmenlerden nasıl verimli olması beklenebilir. Kaldı ki bu dönüşümlerdeki amaç eğitim kalitesini artırmaktır, fakat ikili eğitimde sınıf mevcutları 20-30 öğrenci iken tekli eğitimde sınıf mevcutları 40-50 öğrenciye çıkmaktadır. 40-50 kişilik sınıflarda eğitim kalitesinin artması mümkün değildir. Hiçbir veli çocuğunun bu kadar kalabalık sınıflarda eğitim almasını istememektedir. Dolayısıyla bu dönüşümler mutsuz veliler ve mutsuz çocuklar da yaratmaktadır. Plansız yapılan bu dönüşümler amaca hizmet etmekten çok uzaktır. Okulların fiziki kapasiteleri artırılarak bakanlığınızın kaliteli eğitim için öngördüğü 20-25 kişilik sınıf mevcutları ile bu dönüşümlerin gerçekleştirilmesi tüm paydaşların mağduriyetini önleyecektir. Son yıllarda, büyük bir özveri ile çalışan öğretmenler için ciddi bir sorun teşkil eden bu dönüşümlerin öğretmenleri norm fazlası durumuna düşürmeden planlı bir şekilde gerçekleştirilmesi için ilginiz gerekmektedir. Saygılarımla,Hüseyin Yorat''

CAN GÜVENLİĞİ: ''33 yaşında kadın, İstanbul'da görev yapıyor. 8 yıllık öğretmen.Öğretmenlerin genel sorunları;

-Can güvenliğinin olmaması, dışarıdan öğrenci veli ya da yabancı kimselerin yanlarında getirdikleri bıçak benzeri şeyler
-Nöbet görevi olduğu günler hem fiziken hem psikolojik olarak yorgunluk ve o günkü verimde düşüklük
-Velilerin çok fazla müdahalede bulunması
-Yeni bakan ile değişmesine rağmen öğretmeni şikayet hattı tarzı birimler yüzünden bilgi sahibi olmayan kişiler tarafından olumsuz yargılanmak
-Maddi gelirin eğitim öğretim yılı içerisindeki mesleki harcamalara kıyasla düşük olması
-Eski saygınlığının olmaması; gerek öğrenci gerek veliler nezdinde
-Mobbing, bazı idareler tarafından görüşüne göre ayrıştırılma ya da potansiyelden fazla iş yüklenmesi
-Yaz tatili 3 ay yaptığımıza dair ön yargı; tatilin başı ve sonunda mesleki çalışmalar yapıldığı halde, yıl boyunca enerjimizi sonuna kadar harcamamız sebebiyle tatilde en baştan enerji depolamak ihtiyacı duyulmasına rağmen eleştiriler,
Şiddete eğilimin yeni nesilde çok fazla olması öfke kontrolü gelişmemiş kalabalık sınıflarda öğretmenin öğrenci ile yaşadığı gerginlikler

KHK MAĞDURU: ''Merhaba, ben khk ile kapatılan özel okullarda öğretmenlik yaptım. Her şey Milli Eğitim Bakanlığı hukuk ve yönetmeliğine uygun olmasına okulumuz kapatıldı. Öğretmenlik yaptığım sürece T.C kanunlarına riayet eden bir yaşam tarzıyla sicil kaydım bile olmadı. Şimdi hukuksuz olarak öğretmenlik yapma haklarımız elimizden alındı. Haklarımızın iadesi adına ne yapacağımızı bilmiyoruz.
Farkındalık olması açısından bu konuda desteğinizi rica ediyorum'