Üniversitelerin bölünmesine ilişkin yasa tasarısı, Meclis Milli Eğitim Komisyonu’ndan genişletilerek kabul edilirken, tasarıya tepkiler sürüyor. İstanbul Üniversitesi her gün Beyazıt kampüsü önünde protesto gösterisi düzenlerken, dün de Gazi Üniversitesi bölünmeye karşı eylem yaptı.

Bu arada üniversitelerin bölünmesine karşı da bir imza kampanyası başlatıldı. “Türkiye’nin Üniversiteleri Bölünerek Değil Birleşerek Güçlenecektir” başlığıyla düzenlenen kampanyaya 5 bine yakın kişi destek verdi. 250’den fazla profesörün destek verdiği kampanyanın imzacıları arasında, doçent, tıp fakültesi öğrencisi, araştırma görevlisi, asistan hekim gibi üniversitelerin her kademesinden bilim insanı yer aldı.

İmza kampanyasının metninde şu ifadeler yer aldı:
“İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere, Türkiye’nin bilim ve eğitim üretiminde büyük görevleri kıt kaynaklarına rağmen başarıyla gerçekleştiren üniversitelerimizi bölerek zayıflatan yasa tasarısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmiştir.
Tasarı, üniversitelerimizin meşru kurullarının bilgisi ve katkısı olmadan; akademik, mali ve idari hiçbir bilimsel gerekçeye dayanmadan, anlamakta güçlük çektiğimiz bir gayretle yürürlüğe konulmak istenmektedir.
Sağlıktan eğitime, sanayiden ticarete, üretimi sürdüren ve geliştiren nitelikli işgücünün neredeyse tümünü, Türkiye’nin büyük ölçekli ve yılların birikimini kurumsallaştıran üniversitelerinin mezun ve mensupları oluşturmaktadır.
Öğretim üyesi ve altyapı kaynaklarındaki yetersizlik, küçük ölçekli üniversiteleri, bilimsel üretim bir yana, eğitim görevini bile sürdüremez durumlara itmiştir.
Türkiye’nin ihtiyacı olan bilim ve eğitim üretimini sürdürmek ve geliştirmek, öğretim üyesi birikimi başta olmak üzere, kaynakları birleştirerek etkin ve verimli kullanımın önünü açmak, üniversitelerimizi bölmeyi değil, birleştirmeyi gerektirmektedir.
Kuruluş yıldönümünde yasama organımız TBMM’den talebimiz, Tasarı’yı, üniversitelerimizin ve bilimsel araştırma kurumlarımızın hukuki ve meşru katkıları alınmak üzere, komisyona geri göndermesi ve tekrar değerlendirilmesi için yetkilerini kullanmasıdır.
Bilimin kılavuzluğunda ilerleyerek, eğitime ve üretime dayanan güçlü Türkiye’yi inşa edebileceğimize güvenimiz tamdır.‎”