Merkez Bankası araştırmasında, 2017 yılı itibarıyla asgari ücret ve bu ücretin daha altında gelir elde edenlerin toplam sayısının 8.5 milyon kişiye ulaştığı belirtilirken, çok düşük gelir elde eden bu kesimin ücret ve yevmiyeyle çalışan toplam işçi sayısının yüzde 42.8’ini oluşturduklarına dikkat çekildi. Raporda, “Bin 200 TL’den az gelir edenler, ücretli ve yevmiyeli çalışanların yüzde 11.3’ünü oluşturduğu görülmektedir” denilirken, ücretli ve yevmiyeli çalışanların yüzde 37.5’inin bin 200 TL ila 4 bin TL aralığındaki ‘asgari ücret komşuluğunda’ çalıştırıldığı, yüzde 44.3’ünün de bin 600 lira ila 4 bin lira arasında gelir beyan ettiği bilgisi verildi.
GEÇMİŞ DEĞİL, HEDEF ENFLASYON ÇAĞRISI
Merkez Bankası bu araştırmayı Türkiye’deki ücretli ve yevmiyeli çalışanların durumunu gözler önüne sermek ya da Türkiye’de köle ücretiyle işçi çalıştırıldığını kamuoyuna ilan etmek için değil, önümüzdeki ay belirlenecek asgari ücret zammının hesaplanmasında, gerçekleşen yüksek enflasyon yerine hedeflenen düşük enflasyonun baz alınmasını sağlamak amacıyla yaptı. Raporda, “Türkiye’de ücretli ve yevmiyelilerin önemli bir kısmı asgari ücret ve komşuluğunda ücrete sahip olup, özel sektör ücret artışlarında asgari ücret artışları ve TÜFE çıpa olmaktadır. Bu mekanizma, ekonomi genelinde ücretlerin iş çevrimlerine duyarlılığını sınırlayarak ücret enflasyonunda önemli bir katılığa yol açmaktadır. Kuşkusuz bu durum, karşılıklı ücret-enflasyon etkileşimi bağlamında enflasyon katılığını da beslemektedir” denildi.