Ertem, bugünkü köşe yazısında, "Trump en son demir-çelik ithalatına vergi koyacağını açıkladı ve esasında dünyada korumacılığı meşrulaştıran adımlardan birisini daha attı. Böylece bütün G-20 zirvelerinin baş konusu anti-korumacılık ve pür liberalizm söylemleri de yerle bir oldu. Türkiye başta olmak üzere, ABD'nin bu vergi salmasından etkilenecek ülkeler de, şimdi ABD'ye alternatif ürünlerde- örneğin Türkiye pamukta- cevap vermeye hazırlanıyor" ifadelerini kullandı.
TRUMP MART BAŞINDA AÇIKLADI
Trump, Mart başında yaptığı açıklamada ülkesinin ithal ettiği çeliğe yüzde 25, alüminyuma ise yüzde 10 gümrük vergisi getireceğini duyurdu.
Bu adımla ilgili olarak Çin başta olmak üzere, çelik ihracatçısı ülkelerden ABD'deye misilleme tehditleri gündeme gelmişti.
Yazısında özelleştirme uygulamalarına da değinen Ertem, "Artık 'Ne olursa olsun, verimsiz, teknolojisi eskimiş devlet kurumlarını blok özelleştirelim' anlayışı tarih olmuştur" dedi ve şöyle devam etti:
"Örneğin bugün Türkiye'de şeker fabrikalarının verimsiz çalıştığı ve buna bağlı olarak şeker fiyatlarının abartılı yüksek olduğu doğrudur. Bu fabrikaların verimsizliği, yüksek fiyatlamaya neden olmakta ve bundan da, daha verimli olan özel tekeller karlı çıkmakta, millet zarar görmektedir. Nişasta bazlı şeker tekellerinin rantı da katlanmaktadır. Ancak bunun çaresi, bu yapıları ezbere yabancı tekellere satmak değildir. Devlet, bunları yeni bir perspektifle konsolide ederek verimli işletmeler haline getirebilir ve gerçek sahibi olan millete arz ederek özelleştirebilir. Burada önemli olan kamusal yararın maksimize edilmesidir."
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Şubat ayında 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi için ihaleye çıkmış ve bu karar çeşitli kesimlerin tepkisine neden olmuştu.
