ABD’nin Chicago kentinde, işçilerin 1 Mayıs 1886’dan itibaren iş gününün 8 saat olması için başlattığı mücadele Milletlerarası İşçi Kardeşliği Teşkilatı’nın 1889’daki Paris Kongresi’nde 1 Mayıs’ın “işçilerin ortak bayramı” olarak kabul edilmesi ile tamamlandı.

Türkiye’nin 1922’de ‘İşçi Bayramı’ olarak kabul ettiği 1 Mayıs 2009’da ‘Emek ve Dayanışma’ günü olarak kutlanmaya başladı. Aradan geçen 121 yıl, haftalık 49.3 saat olan çalışma süresi ile Türkiye’yi Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün OECD’nin en fazla çalışan ülkeler sıralamasında zirveye taşırken, çalışma koşulları ise vahim bir tabloyu ortaya koyuyor. DİSK-AR tarafından hazırlanan rapora göre işçilerin yüzde 66’sı ayda 2000 TL’den az gelir elde ederken, işçilerin yüzde 54’ü ay sonunu zorlukla getirebiliyor.

14.4 MİLYON ÇALIŞAN

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2017’de yaptığı araştırmaya göre, stajyer ve bursiyerler çıkarıldığında Türkiye’de 14 milyon 547 bin 574 kişi ücretli olarak çalışıyor. Çalışanların ise yüzde 40.3’ünü oluşturan 5.8 milyon kişi, asgari ücret alıyor. Çalışanların yüzde 42.7’si ise asgari ücretin iki katına kadar olan aralıkta bir maaşla çalışıyor. Bakanlık verilerine göre, 12 milyon kişinin aylık ücreti 1.404 ile 2.808 TL arasında değişiyor. Bu genel tablonun ardından işçilerin dile getirdiği koşullara bakınca Türkiye’deki zorlu çalışma koşulları net bir şekilde görülebiliyor.

İŞÇİNİN EVİ YOK

DİSK tarafından yapılan araştırmaya katılan işçilerin aylık ortalama giydirilmiş net geliri 1.894 TL olurken, işçilerin yüzde 66’sı ayda 2.000 TL’nin altında bir ücretle çalışıyor. Rapora göre işçilerin yüzde 54’ü ay sonunu zorlukla getirdiğini belirtirken, bu oran lise altı eğitime sahip işçiler arasında yüzde 59’a, sigortasız işçilerde ise yüzde 71’e ulaşıyor. Düşük ücretle çalışan işçilerin ev sahibi olması da mümkün olmuyor, yine DİSK raporuna göre işçilerin yüzde 54’ü kirada oturuyor.

basliksiz-2

Çalışanın 4’te biri izin kullanmıyor


Yapılan araştırmalar işçiler arasında sigortasız çalışma oranının da çok yüksek olduğunu gösteriyor. 15-24 yaş arası genç işçiler arasında sigortasızların oranı yüzde 34 ile 43 arasında değişiyor. İşçilerin 4’te  biri yıllık izin kullanmıyor. Yıllık izin kullanmayanların oranı sigortasız işçilerde yüzde 48’e kadar yükseliyor. İşçilerin yüzde 55’i ise haftada en az bir gün ve daha fazla mesai yapmak zorunda olduğunu beyan ediyor. İşçilerin yüzde 43’ü kendine ve ailesine yeterince zaman ayıramadığından şikayet ederken, yüzde 14’ü ayrımcılığa uğradığını beyan ediyor.

İşsizlik yüzde 30’a kadar yükseliyor


Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi’nin (BETAM) verilerine göre, 2017’de işsizliğin en yüksek olduğu bölge, yüzde 30.1 ile Mardin-Batman-Şırnak-Siirt bölgesi oldu. Araştırmada bu bölgede işsizliğin olağanüstü yüksekliğini vurgulamak için 1930-34 yılları arasında ortaya çıkan Büyük Buhran ve 2008 yılında yaşanan küresel ekonomik kriz döneminde ülkeler düzeyinde en yüksek işsizlik oranının yüzde 25 olduğuna işaret ediliyor. Araştırmada en düşük işsizliğin yüzde 6.1 ile Doğu Karadeniz’de  olduğu belirtildi.