Dolar/TL ve tahvil bono piyasalarında küresel piyasalar ve Merkez Bankası'nın olası adımları izlenirken Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz açıklamaları ise kuru baskılayan en önemli unsur olarak ön plana çıkıyor. Erdoğan geçen hafta TOBB'da yaptığı konuşmada, "Seçimde milletim yeniden yola devam derse, bir defa bu faiz belasıyla mücadeleden zaferle çıkacağımı söylüyorum" demiş faizi tekrar aşağı çekmeleri gerektiğini, faizi yüksek tutmakla oyuna geldiklerini söylemişti.

[timeline_template title="Dolar ne kadar oldu? " desc="Dolar/TL 4.3352/4.3345'den Euro/TL ise 5.18'den işlem görüyor." image="" day="14" month="MAY" hour="07" minute="01" width="" height=""]
Faizi ekonomik alanda her türlü kötülüğün anası-babası olarak tanımlayan Erdoğan haftasonu yaptığı açıklamalarda ise 24 Haziran'dan sonra faizin şeklinin de oranının da çok daha farklı bir şekilde gelişeceğini söyledi.Üst düzey bir bankacı, "Piyasanın 7 Haziran'a hatta belki öncesine ilişkin faiz artışı beklentileri kuvvetleniyor. Ancak bu dönemde siyasilerin açıklamaları ise kuru daha çok baskı altında bırakıyor. Erdoğan'ın açıklamalarında faiz karşıtlığı ön plana çıkıyor ki bu zaten bilinen bir gerçek" dedi ve ekledi:

"Ancak Cumhurbaşkanlığı açıklamalarında para politikasında gerekli adımların atılacağı belirtiliyor ki bu vurgu önemli. Cumhurbaşkanlığı açıklamasında para politikası atıfı en üstte yer bulabiliyorsa bu verilen önemin göstergesi. Ancak orta vadede Erdoğan'ın düşük faiz istekliliğine yönelik açıklamalarından vazgeçme beklemek mantıklı olmayabilir" dedi.

Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı'nda gerçekleştirilen toplantı ardından yapılan yazılı açıklamada, "Toplantıda, hükümetin, para ve maliye politikaları konusundaki hedeflerine ulaşma kararlılığı teyit edilmiştir... Faiz ve döviz kuru baskısını azaltmak, bununla birlikte enflasyonla daha etkin mücadele etmek için gereken tedbirler alınacaktır. Bunun için Merkez Bankası elindeki araçları etkin şekilde kullanmaya devam edecektir" görüşüne yer verilmişti.

Reuters'ta Cuma günü yer alan bir analiz haberde ekonomi yönetiminin kısa vadeli volatiliteyi sınırlayacak adımların yanı sıra orta vadeli güven tesisi içerecek adımları da çalıştığı belirtildi.

Reuters'a toplantı hakkında bilgi veren bir ekonomi yetkilisi, "Maliye politikasının para politikasına vereceği desteğin artması temel önceliklerden biri olarak öne çıktı. Alınacak tedbirler kapsamında Merkez Bankası'nın da bazı adımları gündeme gelebilir. Bu kapsamda ölçülü faiz artışı da seçeneklerden biri olabilir" dedi.

Habere göre piyasalardaki olağanüstü PPK kararı beklentilerine karşın ekonomi yönetiminin hedefi bunun bir alternatif senaryo olarak kalması yönünde.

TCMB ise son dönemde enflasyon beklentilerindeki bozulma sonrası bir çok likidite adımı attı. Analistler likidite adımlarının TL'de son dönemde görülen sert değer kaybını tersine çeviremeyeceğini belirtiyor.

Cuma günü küresel piyasalardaki iyimserlikle 4.25'in altını test eden dolar/TL bu seviyelerde tutunamadı ve Erdoğan'ın açıklamalarının da etkisiyle haftayı 4.30'un üzerinde tamamladı. Dolar/TL yükselişini sürdürerek bu sabah 4.3502'yi test etmesinin ardından saat 0858'de 4.3300/4.3323 seviyesinde.

Sepet bazında TL aynı saatte 4.7556/4.7586, euro/TL ise 5.1789/5.1815 seviyesinde bulunuyor.

İÇ PİYASADA ÖDEMELER DENGESİ VERİLERİ İZLENECEK


Bugün iç piyasada Mart ayına ilişkin ödemeler dengesi verileri izlenecek. Dış piyasalarda ise petrol fiyatları ve küresel risk iştahı takip edilecek. Öte yandan piyasalar Erdoğan ve ekonomi yönetiminin bugün yatırımcılarla Londra'daki görüşmelerinde verebileceği mesajları da yakından izleyecek.

Dolar/TL hafta boyunca yukarı yönlü oldukça hareketli bir seyir izlemiş, yatırımcılarda endişe yaratan Türkiye'ye özgü riskler ABD'nin İran ile nükleer anlaşmadan çekileceği açıklamasının küresel risk algısının artmasıyla birleşmesiyle 4.3780'e kadar yükselerek tarihi zirveyi görmüştü.

Rekor seviyelerin ardından TCMB döviz likiditesini rahatlatıcı adımlar atarken, ekonomi yönetiminin Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanması, TL'de son dönemdeki sert değer kaybının önüne geçilecek adımlar atılacağı beklentisi yaratarak kuru aşağı çekti.

TL son dönemde S&P'nin kredi notu düşüşü ve enflasyon endişeleri başta olmak üzere gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrışıyor. Bankacılar TL'deki değer kaybına dolardaki küresel değer kazancı, S&P'nin not indirimi, ABD faizlerinin yüzde 3'e yükselmesi, petrol fiyatlarındaki yükseliş, yaklaşan seçimler öncesi genişlemeci politikalar, son PMI verisinin ekonomideki beklenen bir ivme kaybının başlangıcına işaret etmesini, yüksek enflasyon ve yüksek cari açığı gösteriyorlar.

Öte yandan seçim öncesi artan harcamaların ardından bu hafta gerçekleşecek iki Hazine ihalesine olan yabancı ilgisi de yakından takip edilecek.

Tahvil bono piyasasında gösterge 10 yıllık tahvil getirisi 27 Nisan haftasını yüzde 12.60 seviyesinden kapadıktan sonra 158 baz puanlık yükselişle 9 Mayıs'ta yüzde 14.18'e kadar çıktı. Cuma günü spot kapanışta ortalama bileşik faiz yüzde 13.59, valörde son işlem yüzde 13.60 oldu.

Öte yandan 27 Nisan haftasını yüzde 14.36 seviyesinden kapayan gösterge iki yıllık tahvilde bileşik faiz ise geçen hafta yüzde 16 seviyesine kadar yükseldi. Cuma günü spot kapanışta ortalama bileşik faiz yüzde 15.92 oldu.

REUTERS