Türkiye nüfusunun 12 milyonu emekli. 8 milyonu aşkın yaşlılık aylığı alan emekli ve 4 milyon civarında hak sahibiyle emekliler ciddi geçim sıkıntısı yaşıyor. Dolayısıyla emekli olduğu halde çalışmak zorunda kalan veya iş arayanların sayısı da her geçen yıl artıyor. 2002 yılında yaşlılık maaşı alan emekli sayısı 4.2 milyondu, bu emeklilerin 1.5 milyonu ya çalışıyor ya da iş arıyordu. Bugün ise yaşlılık aylığı alan emekli sayısı iki kat artarak 8.4 milyona çıkarken, çalışan veya iş arayanların sayısı ise yaklaşık üç kat artarak 4 milyonu aştı. Türkiye’de işgücü piyasasına katılan emekli sayısındaki artışın temel nedeni ise aylık gelirlerinin yaşam koşullarına uygun olmaması. TÜİK ve SGK sonuçlarına göre, asgari ücret ve milli gelirdeki artış ile emekli aylıkları arasındaki makas giderek açıldı. 2002’den itibaren milli gelirden aldıkları pay azalırken, emekli aylıkları asgari ücretin yüzde 28 altına geriledi.

YOKSULLAŞIYORLAR

2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile emekli aylıklarının hesaplanma ve artırılma yöntemi değiştirildi. Bu değişiklik emekli aylıklarının ilk hesaplanışında ve emekli aylıklarının artışında milli gelirden pay alamamalarına neden oldu. Emekli aylıklarının bir kez saptandıktan sonra nasıl artırılacağının da son derece önemli olduğunu ifade eden Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Kani Beko, enflasyon ve büyüme oranlarının emekli aylıkları açısından yaşamsal öneme sahip olduğunu söyledi.

cdcd

YÜZDE 2.2 PAY ALINMALI

Emekli aylıklarının artışının sadece enflasyonla sınırlanmasının emeklilerin yoksullaşmasına yol açtığını belirten Beko, şöyle devam etti: “Daha öncemilli gelir artışının yüzde 100’  hesaba katılırken, artık yüzde 30’u dikkate alınıyor. 5510 sayılı Kanun’un 55. Maddesi emekli aylıklarının her yıl ocak ve temmuz aylarında TÜFE oranında artırılmasını öngörüyor. Dolayısıyla kanunla büyüme oranlarının emekli aylıkları artışına yansıması önleniyor. Emekli aylıklarının ilk hesaplanışında milli gelir artışının yüzde 70’i hesaba katılmıyor. Emekli aylıklarının artışında ise milli gelir hiç hesaba katılmıyor. Ekonominin 2017’de yüzde 7.4’lük milli geliri artışını dikkate aldığımızda, bu oranın emeklilerin ilk aylık hesaplamasına yansıması yüzde 2.2 olacak. Milli gelir artışı emekli aylıklarının artırılması sırasında ise hiç hesaba katılmayacak.” Ayrıca, DİSK-AR’ın raporuna göre, SGK’nın 17 Ocak 2018 tarih 36900 sayılı yazısına göre hak sahiplerine ödenen emekli aylıklarının alt sınırları koşullara bağlı olarak 225 TL’ye kadar düşüyor. Beko “Bu tablo emeklilere reva değildir” dedi.

ASGARİ ÜCRETİN GERİSİNE DÜŞTÜ

DİSK-AR’ın hazırladığı Türkiye’de Emeklilerin Durumu Raporu’na göre, 2002 yılı baz alındığında emekli aylığı 2017 yılına kadar reel olarak yüzde 50 artarken, GSYH yüzde 126 oranında artış kaydetti. 2002 ile karşılaştırıldığında emekli maaşlarında artış milli gelir artışının yüzde 34 gerisine düştü. Hazırlanan rapora göre, 2000’li yıllardan bu yana asgari emekli aylıklarının net asgari ücrete oranı giderek düşüyor. Bir işçi emeklisinin 2002 yılında net asgari emekli aylığı, asgari ücretten yüzde 32 fazla iken, bugün yüzde 4 gerisine düşmüş durumda. Örneğin, 2002 yılında asgari ortalama emekli aylığı 216.4 lira iken, net asgari ücret, 163.5 lira seviyesindeydi. Ancak günümüzde emeklilerin ortalama aylığı 1.348 lira olurken, net asgari ücret ise 1.404 lira seviyesinde bulunuyor.